Beyza Üstün: Doğa katliamının durdurulması herkesin sorumluluğu

  • 09:05 10 Eylül 2018
  • Ekoloji
İZMİR - Dersim başta olmak üzere Kürdistan'ın birçok bölgesinde çıkarılan yangınların demografik yapıyı değiştirme ve sermayeye alan açma amacı taşıdığını belirten Prof. Dr. Beyza Üstün, bu doğa katliamlarının durdurulması konusunda herkesin sorumluluğu olduğunu vurguladı. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Komisyonu üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün, Dersim'de devam eden yangınların savaş politikalarının bir parçası olarak devlet tarafından çıkarıldığını belirterek, yangınların sermayeye yeni alanlar açacağını ifade etti. Kürdistan'da ormanların 1990'larda yakılmaya başlandığını hatırlatan Beyza, 2015 Temmuz ayında Cudi'de yeniden orman yakılmaya başlanmasının aslında bir savaş başlangıcı olduğunu bildiklerini dile getirdi. 
 
'Müdahale engellendi' 
 
Dersim'de ormanlık alanda çıkarılan yangınlar hakkında HDP olarak soru ve araştırma önergeleri verilmesinin yanı duruma fiili olarak müdahale çabalarının ise engellendiğini dile getiren Beyza, ormanların devlet eliyle, savaş araçlarıyla yakıldığına dair tanıklıkların yanı sıra cep telefonlarına yansıyan görüntülerin olduğunu kaydetti. 
 
'Demografik yapı değiştirilmek isteniyor'
 
Yangınlarla bölgenin insansızlaştırılmak ve sermayeye açılmak istendiğinin vurgulayan Beyza, Cizre ve Sur örneklerini vererek demografik yapının değiştirilmesinin hedeflendiğini ifade etti. Dersim gibi yaşam alanlarının korunmasına karşı herkesin sorumlu olduğunun altını çizen Beyza "Bugün orada savaş politikasına karşı barışı korumak, barışı inşa etmek bizim hep beraber sorumluluğumuz. İster oraya giderek yapalım ister çözüm sürecini yeniden inşa edecek bütün süreçleri örelim hep beraber. Hemen yanı başımızdaki dostumuzla başlayalım biran evvel çözüm süreci bir an evvel barışın inşa edilmesi gerekiyor. Bu bir katliamdır durdurulması gerekiyor bu görev de halkındır" dedi.
 
'Halklar öldürülürken kimse özgür değildir'
 
Ortak bir mücadele hattının örülebilmesinin önündeki en büyük engelin devletin ırkçılık ve kutuplaştırma politikalarının olduğunu belirten Beyza, batıda yaşayanların katliamların aslında kendisine karşı yapıldığının farkına varması gerektiğini söyledi. Beyza "Halklar öldürülürken ben burada özgür değilim yaşadığım yer neresiyse. Kürdistan bölgesinde bir kadın yoldaşım öldürülürken ben burada özgür değilim. Birkaç zaman daha özgür olduğumu sanabilirim. Aslında orada çocuklar yok ediliyorsa burada çocuklar özgür değil" diye konuştu. 
 
'Yöntemler farklı amaçlar aynı'
 
Ortak bir mücadele hattının çizilmesi için saldırının aynı kaynaktan ve aynı amaçlarla yapıldığının bilinmesi gerektiğine vurgu yapan Beyza "Sur'u Cizre'yi tankla yıkıyorsa Avcılar'ı inşaat araçlarıyla yıkıyor. Batıda evi yıkılan kazandığını sanıyor kaybettiğini daha sonra anlıyor. Kürdistan'daki halkın algısı daha başka. Yüzlerce yıldır çekiyor, onun teşhisi daha net. Diğeri ise kimisi evini terk etmiyor ama devlet orayı daha rahat bölüyor" dedi.
 
'Halklar bir arada durduğu zaman bütün meseleler çözülür'
 
Devletin kendi egemenliğini sürdürmek, sermayenin krizden çıkışı için bu yöntemleri denediğini aktaran Beyza, bütün çevrecilerin ve Türkiye halklarının bir arada durduğu an sorunların çözülebileceğine işaret etti.