Küçük Armutlu’da yıkım gündemi: Direnişin közü yeniden harlanıyor!

  • 09:02 7 Kasım 2017
  • Ekoloji

Evrim Kepenek

İSTANBUL - Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan kentsel dönüşüm programı doğrultusunda, Sarıyer’e bağlı Küçük Armutlu mahallesinde 3 bin 948 yapının yıkılması öngörülüyor. Yıllardır yıkıma karşı direnen ve bu uğurda bedel ödeyen mahalle halkı ise “Dirlik oluruz, birlik oluruz ama yıktırmayız. Bizim burada anılarımız var ölülerimiz var. Bizi buradan gönderemeyecekler” diyor. 
 
Kimilerine göre İstanbul’da başınızı sokacak bir eviniz varsa şanlısınızdır… Üstelik eviniz, zorla göç ettirildiğiniz bir metropol şehrinde bin bir emekle kurduğunuz, dayanışma ve kolektif yaşam esası ile sahip çıktığınız ve uğruna bedeller ödediğiniz bir mahalledeyse çok daha şanslısınızdır. Çünkü İstanbul’un Sarıyer ilçesine bağlı Küçük Armutlu mahallesinde devletin baskılarına ve yozlaştırma politikalarına rağmen hala kolektif bir yaşam hakim. 
 
Çoğunluğu Sivas, Tokat, Dersim gibi kentlerden 1980 Darbesi sonrası göç etmek zorunda kalan Alevi yurttaşlardan oluşan mahalle yıllardır yıkım tehdidiyle karşı karşıya.  Daha önceki dönemlerde devletin kepçelerle mahalle halkının kapısına dayandığı ve büyük bir direnişle karşılaşarak geri çekilmek zorunda kaldığı da biliniyor. 
 
Son olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 22 Ekim'de açıkladığı bir raporla,  resmi kaynaklarda Fatih Sultan Mehmet Mahallesi olarak geçen Küçük Armutlu'daki 140 hektarlık alanı  kentsel dönüşüm programına aldığını ve en az 3 bin 948 yapının yıkılacağını duyurdu.
 
Küçük Armutlu halkı için bu yıkım kararı pek şaşırtıcı değil ancak belirsiz bekleyiş devam ediyor. Çünkü daha önce de benzer şekilde evlerinin yıkılacağını öğrenen mahalle halkının direnişi sayesinde yıkım süreçleri ertelenmişti. 
 
Kentsel dönüşüm adı altında barınma hakları gasp edilen Küçük Armutlu halkı, daha önceki direnişlerden hem çok tecrübeli hem de bu direnişlerde yaşamını kaybedenleri hiç unutmuyor. Bu nedenle halk için Küçük Armutlu sadece bir mahalle değil…
 
Yıkım kararı politik bir mahallelere saldırının bir parçası mı?  
 
Küçük Armutlu’nun tarihi çok eski değil. 1950’li yıllarda Karadeniz Bölgesi’nden 10’a yakın ailenin taş ocağında çalışmak için bu bölgeye gelmesi ile bölgedeki ilk yapılaşma başladı. O dönemlerde,  bölgeye göç edenlerin büyük bir kısmını Sivaslı, Rizeli ve Tokatlı yurttaşların oluşturduğu biliniyor. 1980 sonrası politik sebeplerden dolayı çok sık göç almaya başlayan Küçük Armutlu’da halkın büyük bir kısmı aynı zamanda Alevi inancına sahip. Bu nedenle de, İstanbul'un politik iki mahallesi olan Gazi ve Okmeydanı'ndaki örnekleri  gibi yıkım kararının altında; rantın yanı sıra politik nedenlerin de olduğu düşünülüyor.  
 
Küçük Armutlu'da yaşayan ve bölgeyi en iyi bilen isimlerden biri olan "Metropol sürgünleri" isimli kitabın yazarı gazeteci Gülşen İşeri de, yıkım sebebinin hem rant hem de politik olduğunu düşünüyor. Mahalleye girer girmez duvarlarda gördüğünüz, “Nuriye Semih” yazılamaları bu görüşü destekler nitelikte.
 
'Daha önce de kentsel dönüşümü kararı alındı kimse gitmedi'
 
"Bu bölgede insanlar çok zor şartlarda hayata tutundu, kimsenin burayı terk edip gideceğini düşünmüyorum" diyen Gülşen, daha önce de kentsel dönüşüm kararı alındığını ancak özellikle seçim dönemlerinde bir şekilde bu kararların uygulanmadığını hatırlatıyor.
 
'Biz buradan gitmeyiz'
 
Menekşe Taşdemir ve Hülya Aslan… 30 yıldır bu bölgede yaşayan, yan yana iki evde komşuluk eden iki kadın. Onların komşulukları kendi içinde kadın dayanışması da barındırıyor. Birlikte çalışmışlar ve yine yıkılmak istenen bu evleri de birlikte yapmışlar. "Biz bu evleri dişimizle tırnağımızla yaptık, nerede ev verirlerse versinler, biz buradan başka bir yere gitmek istemiyoruz" diyen bu kadınlar kendilerine yetkililer tarafından bir antlaşma teklif edilirse asla kabul etmeyeceklerini belirtiyor.
 
'Birlik olacağız dirlik olacağız'
 
Mahallede yaşayan Yeter Güneş isimli kadın da, yıkım kararını duyduklarını ancak sonrasında kendilerine hiçbir açıklama yapılmadığını belirterek, belirsizliğin en büyük sorun olduğunu söylüyor.  Lüks sitelere temizliğe giderek yaptığı evini asla yıktırmayacağını ifade eden Yeter, "Dirlik oluruz birlik oluruz yine de evimizi yıktırmayız. Biz, burayı emekle yaptık. Kim gelecek bizi buradan çıkaracak? Bizim burada anılarımız var ölülerimiz var. Bizi buradan gönderemeyecekler. Yıllarca, vergisini ödedik, faturalarını ödedik. Yasaya göre 20 yıl bir yerde oturursan orası senin olur. Biz 30 yıldır burada oturuyoruz. Bizden alıp zenginlere verecekler buraları. Biz buna izin vermeyeceğiz" diyor.