Cizre’de artan kum ocakları ekosistemi tehdit ediyor!

  • 09:04 2 Kasım 2017
  • Ekoloji

Medine Mamedoğlu

 
ŞIRNAK - Cizre’de Dicle Nehri üzerinde bulunan kum ocaklarının sayısı her geçen gün artıyor. Rant amacıyla açılan ve her yıl onlarca kişinin ölümüne neden olan ocaklar bölge halkının şikâyetlerine rağmen bir türlü kapatılmıyor.
 
Şırnak’ın Cizre ilçesindeki Dicle Nehri üzerinde bulunan sayısız kum ocağı nehri her geçen gün kurutuyor. Nehirdeki canlı yaşamını da tehdit eden kum ocakları, tüm şikâyetlere rağmen kapatılmıyor. Rant adına yıllardır hem nehre hem de bölge halkına zarar veren kum ocaklarının ne ruhsatı ne de ÇED raporu var.  
 
Ne ÇED ne de ruhsat var!
 
Çevre Şehircilik Bakanlığı, 8 Aralık 2007 tarihli ve 26724 sayı numaralı resmi gazetede yayımladığı kum, çakıl ve benzeri maddelerin alımına yönelik kum, çakıl ocağı açılması ve işletilmesi izinlerini tamamen iptal etti. Ancak aradan geçen 10 yıla rağmen Cizre'nin şah damarı olan Dicle Nehri üzerinde kum eleme tesisleri mantar gibi çoğaldı. Daha fazla kâr, daha fazla rant uğruna talan edilen Dicle Nehri kum ocaklarının işgaliyle bir ölüm tarlasına dönüştürüldü. Yasa ve yönetmeliklere göre derhal kapatılması gereken bu işletmelerin hiçbiri ne işletme ruhsatına ne de ÇED raporuna sahip.
 
Ölümlere rağmen durmuyor!
 
Kum ocakları aynı zamanda toprağın kayması sebebiyle nehrin içinde  çukurlar oluşturuyor. Her yıl yaz aylarında serinlemek için nehre giren onlarca çocuğuk bu çukurlar yüzünden yaşamını kaybediyor. Son bir yılda bu çukurlar yüzünden içinde çocukların da bulunduğu 4 kişi boğularak yaşamını yitirdi.
 
‘Ocaklar birçok canlı türünü yok ediyor’
 
Kum ocaklarının defalarca kapatılması için bölgede harekete geçen ve imza kampanyası başlatan sivil toplum örgütü ve ekolojistler artan kum ocağı sayısına bir türlü engel olamadı. Artan ocaklarla ilgili konuşan ekolojist Güner Yanlıç, “Maden kanununa tabi olan kum ocaklarının işletilmesi sermayenin elindedir. Merkezi iktidarlar da sermayeye hizmet etmek durumundadır.  Kum ocağı diğer maden ocakları gibi çevre etki değerlemeye tabidir. Bu değerlendirmeler ‘Üç metreden fazla kazamaz’, ,’kum çıkardığı alanı muadil malzeme ile doldurmak zorundadır’ gibi madde ile doludur. Gelin görün ki birçok yerde yaptırım uygulanmadığı ve sermaye sahibi korunduğu için kum ocakları artıyor. 
 
Hal böyle olunca toplumsal ahlak ve vicdandan yoksun sermayede, doğanın talanında sınır tanımaz. Devasa çukurlar kazar; akarsuların yatağını bile değiştirir. Çukur ve yatağı değişen vadilerde iş makinalarınca oluşan kirlikte insan dâhil tüm canlı yaşamının bitmesine neden olur ve balık ölümleri ile birçok mikroorganizma türü yok olur” dedi.
 
‘Aşırı kardan vazgeçilmeli’
 
Son olarak bu konu hakkında yapılması gerekenler ile ilgili konuşan Güner, “Kum ocakları ile yok edilen sazlıklar doğal arınma görevi görmektedir. Aynı zamanda kuş ve birçok su canlısına ev sahipliği yaparlar. Bunlar iş makinalarınca yok edilince nehrin en önemli özsavunma aygıtı elinden alınmış olmaktadır. Endüstriyel politikalardan vazgeçmeli, aşırı kâr yerine geçimlik ekonomisi ile yaşamını idame eden küçük çiftçi desteklenmelidir” diye konuştu.