Dêrsim’de 7 endemik bitki türü yok oldu!

  • 09:03 14 Haziran 2024
  • Ekoloji
 
Gülistan Gülmüş
 
DÊRSIM - Zengin bitki çeşitliliğine sahip olan Dêrsim’de bitki türleri, yerli halk ve turistlerin bilinçsiz tüketimi nedeniyle yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Munzur Çevre Derneği üyesi Hatun Esen, bölgede 7 endemik bitki türünün yok olduğunu belirterek, “Metaya dönüşen her şey yok oluyor” dedi. 
 
Dêrsim, coğrafyasıyla, nehirleriyle, bitki çeşitliliği ve doğasıyla her yıl yurt içi ve yurt dışından binlerce turistin ilgi odağı oluyor. Dêrsim’de 350’si endemik olmak üzere 2 bin çiçekli bitki bulunuyor. Köklü bir geçmişi olan bitkilerden yıllardır ilaçlar yapılıyor, yaralar ve hastalıklar bu yolla tedavi ediliyor. Baharda çeşitliliği artan bitkilerin bölge halkı ve turistler tarafından bilinçsiz şekilde tüketilmesi ise çeşitliliğin zarar görmesi veya yok olmasına neden oluyor. Munzur Çevre Derneği üyesi Hatun Esen, bölgedeki ekolojik yıkıma dair değerlendirmelerde bulundu. 
 
7 bitki türü yok oldu
 
Dêrsim’deki bitkilerin, bazı kesimler tarafından doğal tüketim ihtiyacını karşılamasından ziyade ticaret amacıyla kullanıldığını ifade eden Hatun, turistik gezilerde bitkilerin bilinçsizce koparıldığını aktardı. Bitkilerin yok olmaması için tohumlarına ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Hatun, Munzur Vadisi’nin zengin bitki örtüsüne sahip olduğunu dile getirdi. Hatun, “Baraj yapıldığı zaman Munzur’a ait 7 endemik bitki türü yok olmuştu. Bitkilerin kullanımı ticarete dönüştüğü için pervasızca bir saldırı var. Bizim çocukluğumuzda Dersim’de çok fazla yoksulluk vardı. Yaz ve kış mevsimlerinde arabaların girmesi mümkün olmayan bir coğrafyaydı. İnsanlar orada bildiği bitkileri toplayıp pişiriyordu. Yarısını da tohumunu döksün diye bırakıyorduk ama şu an para için toplandığı için endemik ve koparılması yasak olan çiçekler koparılıyor. Bunlardan biri de ayıgülü çiçeği. Araştırma yapan insanların, bitkileri ilaçlarda kullanmak için metaya dönüştürmemeleri gerekiyor. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor” dedi. 
 
‘İnsanlar doğanın sınırsız olduğunu düşünüyor’
 
Bitkilerin bilinçsiz tüketiminin önüne geçilmesi gerektiğine işaret eden Hatun, doğaya verilen zarar neticesinde tatlı suların da yok olacağı uyarısında bulundu. “Doğaya ne yazık ki yabancılaşıyoruz. Bir bakıma da sistem bilinçli olarak aramızdaki bağları koparmak için var gücüyle elinden geleni yapıyor” diyen Hatun, şöyle ekledi: “Önceden koparanları uyarıyorduk. Geçmiş yıllara oranla hepimiz bencilleştik ve bireyci olduk. Biz ekolojistler de bu konuda çok yetersiz kaldık. İnsanlar doğanın sınırsız olduğunu düşünüyor. Gün gelip de bu bitkilerin tükeneceğini hiç düşünmüyor. Doğa, eğer halk bilinçlenirse korunabilir” şeklinde konuştu.
 
‘Metaya dönüşen her şey yok oluyor’
 
Doğanın kendini yenileyebilmesi ve korunması için yapılması gerekenlere dikkat çeken Hatun, şöyle konuştu: “Turistik gezi amaçlı gelen insanlarımız yediklerinin çöpünü atmasınlar. Özellikle su kenarlarında bunu görmek üzücü. Gittikleri yerlerde topladıkları bitkilerin tamamını almasınlar, tohumu için de bıraksınlar. Bizi korkunç bir gelecek bekliyor. Yanı başımızda korkunç bir katliam gerçekleşti. Biz İliç’e gittiğimiz zaman ne bir çiçek vardı ne de bir kuş ötüyordu. İliç’in etkileri bizi kemirecek. Önce kuşlar, sonra insanlar ölecek.  Suyumuzu, bitkilerimizi metaya dönüştürmeyelim. Metaya dönüşen her şey yok oluyor. Tüketim çılgınlığıyla doğanın bize verdiklerini yok ediyoruz. Munzur’un çoğu madenlerle ruhsatlandırıldı. Burada kazı yapılırsa ne bitki kalır ne de gidecek köylerimiz. Köylerimize, insanlarımıza, doğamıza sahip çıkalım. Bunu da örgütlü ve ilkeli bir şekilde yapabiliriz.”