Akbelen’deki direnişi Muğla’ya yayma amacındalar!

  • 09:04 12 Ocak 2024
  • Ekoloji
 
Melike Aydın
 
MUĞLA - Doğdukları köyde işgalci muamelesi gördüklerini, doğa katliamının Muğla’nın geniş alanlarını kapsadığını belirten Akbelen direnişine öncülük edenlerden Nejla Işık, köylülerin tetikte beklediğini, direnişe Muğla’yı ve Milas’ı katmayı hedeflediklerini söyledi. 
 
Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanları’nda Yeniköy-Kemerköy Enerji Şirketi kömür madeni çıkarmak amacıyla başlattığı ağaç kesimini dinamit patlatma işlemleriyle birlikte sürdürüyor. Bölgede bulunan 6 ev hasar alırken ormanın yeniden yeşermesini sağlayacak toprak da yok ediliyor. Akbelen’de madene karşı verilen mücadele de devam ediyor. 
 
Bölgedeki doğa talanına yönelik geliştirilen mücadeleye öncülük edenlerden Nejla Işık, JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Devletle köylünün halini görmediği için karşı karşıya geldik’
 
Mücadeleyi köylerini, zeytinlik ve ormanlarını termik santrallere karşı korumak amacıyla başlattıklarını ifade eden Nejla, mücadele ile önemli kazanımlar elde ettiklerini belirtti. Devletle köylünün halini görmediği için karşı karşıya geldiklerini dile getiren Nejla, “Bu şirketler devletin değil diye bakıyorduk. Devlet kapatılması gereken santralleri kapatmayıp özelleştirdiği için biz bunları yaşıyoruz zaten. Köylü olarak hiçbir zaman bizim fikrimiz alınmadan 200 bin dönüm feda edildi. Sadece İkizköy değil Çamköy var Karacahisar, 40’ın üzerinde köy var. Sadece Akbelen’i değil tüm Muğla’yı kapsıyor” sözleri ile talanın kapsamına dikkat çekti. 
 
‘Şirkete değil yurttaşa ceza’
 
Yaşadıkları tüm baskılara rağmen mücadelelerinin örnek olduğunu söyleyen Nejla, “Küçücük köye 5 TOMA geldi. 5 ay boyunca üst araması yapıldı. Bu yaşam mücadelesiydi. Tüm eşyalarımıza, çadırlarımıza güneş panellerimize el kondu. 5 ay geçmesine rağmen alamadık. Ama mücadeleyi bırakmıyoruz dedik. Bu sefer zeytinliğin içine tarım arazisine bir çadır kurduk. Bana ayrı tarla sahibine ayrı çadır tarım arazisinde çadır kurulduğuna dair ceza kesildi. Şirket koca ormanı yok etti. 40 bini aşkın zeytin ağacının akıbetini bilemiyoruz, üzerine toz gidiyor. Dinamit patlatıyorlar evlerimiz çatlıyor. Bunları görmüyor ama bize iki çadıra bu alanı kuramazsın diyor iki çadıra bize ceza geliyor; pankart asmaktan. Biz oraya Türk bayrağı astık. Akbelen ormanından vazgeçmiyoruz diye birçok kişiye 40’ar bin Lira ceza kesildi. Ödeyemeyeceğimiz belli” sözlerine yer verdi. 
 
‘Bu köyde doğmamışız gibi işgalci muamelesi görüyoruz’
 
Köyde ileri yaşta olanların nöbet çadırına gelemediğini, gelebilenlerin de mücadeleden uzaklaştırılmak istendiğini kaydeden Nejla, “Bizim mücadelemiz sadece İkizköy için değil, yok olacak onlarca köy, su kaynakları Milas Muğla ve Türkiye için. Eski nöbet alanında şu anda karakol var ve çok can sıkıcı. Dönüp baktığımızda sanki biz işgalciymişiz, bu köyde doğmamışız gibi oradan attılar, bir de Türk bayrağı astılar, TOMA bekletiyorlar. Sanki burada her an savaş çıkacakmış gibi. Şirket işini rahat görsün diye. Biz ne cezası keserseniz kesin biz haklıyız diyoruz” şeklinde konuştu. 
 
‘Hukuki süreç işlemiyor’
 
Ruhsat iznine karşı açtıkları davanın reddedildiğini, Akbelen Ormanı’nın kesilmesinde ise ‘kamu yararının’ görüldüğünü paylaşan Nejla, “Her iki dava da Anayasa Mahkemesi’ne kadar taşındı. Gittiği yere kadar gidecek. Avukatlarımız bu davayı kazanacağız diyor. Anaysa olmasa AİHM’e gidecek ama o zamana kadar burada bir şey kalmayacak. Geri kalan tarım alanları da gidecek. Hukuki süreç işlemiyor. ‘Devlet ne isterse alır, sesini çıkaramazsın’ uygulaması devam ediyor” dedi.
 
‘Tarlaları satmayacağız’
 
Maden çalışmalarının kendi evlerinin arkasından başlamasının direnenlere gözdağı verme niyeti taşıdığına işaret eden Nejla, “Yanımızdaki tarlayı almaya çalıştılar ama satılmadı. Bu mücadelenin önündeki insanları biliyor. Ama biz satmayalım birlikte karar verelim diyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Diğer köyler tetikte’
 
Şirketin genel seçimi bekledikten sonra ormanı katletmeye başladığını ve seçim sonuçlarının umutsuzluk yarattığını dile getiren Nejla, “Türkiye genelinde seçimden sonra saldı. Burası giderse Kaz Dağları da gider, Muğla’da gider demiştik. Her yerde o sorunlar devam ediyor. Yerin altını oymaya devam edecekler. Şimdiye kadar jandarma ile karşı karşıya gelmemiş köylüler. Jandarma köylerin içinde dolandı gözdağı vermek için. Şu an herkes beklemede. Mücadelenin önünde olduğumuz için bizlere bakıyorlar. Yerini satan yok. Civar köylerde ‘Akbelen gitti sıra bize geliyor’ diye korku var ama yine de buranın akıbetine göre hareket edecek insanlar çoğunlukta. Çamköy Karacahisar yok edilen ve yok edilecek olan köyler. Ama baştan bir arada olsaydık zaten Akbelen bu halde olmayacaktı” diye konuştu.
 
‘Mücadele genişleyecek’
 
Akbelen mücadelesinin kendileri için bir yaşam meselesi olduğunu ifade eden Nejl, son olarak şunları söyledi: “ ‘Devlet bir yer gösterse gider misin?’ diyorlar. Hayır, ben doğduğum topraklarda yaşamak istiyorum. Bu şekilde 9 köy gitmiş. Soma’dan kömür taşımakla buradan çıkan kömürden elde edilecek enerjiye lanet olsun. Burada aslında kamu zararı var. Her yere gideceğiz, köyleri bilgilendirmeye çalışacağız. Milas’ı Muğla’yı mücadeleye katmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Örgütlü halk birlikte hareket ederse tüm zorlukların üzerinden gelir. Her ne haksızlığa uğramış olursak olalım mücadelemizden birlikte hareket etmekten yanayım. Bölünmeyelim, parçalanırsak yutuluyoruz.”