Doğa talanına karşı birlikte mücadele çağrısı

  • 09:07 2 Ağustos 2023
  • Ekoloji
 
Zelal Tunç
 
WAN - İktidarın Kurdistan ve Türkiye’deki doğa talanına tepki gösteren ekolojist ve aktivistler, doğayı korumak için birlikte mücadele etme çağrısı yaptı. 
 
Limak Holding tarafından Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy mevkiinde binlerce ağaç kesilirken, Kurdistan’da ise sistematik bir şekilde sürdürülen askeri operasyonlar kapsamında çıkartılan yangınlar nedeniyle binlerce hektarlık alan yakıldı. Geçtiğimiz yıl korucular öncülüğünde Cudi’de tonlarca ağaç kesiminin ardından, bu kez de “Kesemediğimiz ağacı yakarız” anlayışıyla, Şirnex (Şırnak) ve Sîlopya (Silopi) ilçesi arasındaki Cudî Dağı’nın eteklerinde bulunan Sorbitmê köyü ile Gera Mihetê alanında orman yakıldı. 
 
Xîzan’da kesilen ağaçların yerine askeri üs 
 
Öte yandan Bitlis Valiliği tarafından Bedlis’e bağlı Xîzan (Hizan) ilçesine bağlı Hûzeran, Akûnis, Govan, Lanîlan, Xûlepûr, Kekulan, Sûreh, Pertawan, Kuran ve Mezra Pisyan’da alınan 28 günlük “yasak” kararı süresi sonlandırılmasına rağmen doğa ağaç kıyımının devam ettiği edinilen bilgiler arasında. Cudi’de olduğu gibi Xîzan’da da askerler giremediği yerlerde, yangın çıkararak doğa talanını devam ettirirken, kesilen ağaçlar ve yakılan bölgelerde “askeri bir üs” kurulacağı belirtiliyor. Halen 10 köye giriş çıkışların yasak olduğu kaydedilirken, ağaç kıyımının ise sürdüğü ifade edildi.
 
Kurdistan ve Türkiye’de iktidar eliyle ağaç kesimi sürerken, kıyıma karşı mücadele de “Akbelen’den, Cudi’ye” direnişi dayanışmayla büyüyor. Yaşanan ağaç kıyımı ve doğa talanına ilişkin Van Çevre Derneği’nden (ÇEVDER) Ekolojist Arzu Dinçer ile Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Zeynep Kaya değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Yangın ve ağaç kesimi tüm ekosistemi yok etmekte’
 
ÇEVDER Eşbaşkanı Arzu Dinçer, “Söndürme çalışmalarına izin verilmediği iddia edilen yangın sonucu, onlarca hektarlık ormanlık alan döndü. Bitlis, Hakkari, Cudi’de çıkartılan yangınlar sonucu sadece insan yaşamı değil orada tüm ekosisteme yönelik bir müdahale var. Yaşananlar büyük bir ekolojik tahribata neden olmakta. Öte yandan Akbelen Ormanı'nı ve zeytinini korumak için son iki yıldır nöbet tutan Muğla İkizköylü’lere müdahale edildi. İkizköy ve direnişe destek veren diğer köylerden vatandaşların alana girişler engellenerek ağaç kesimine başlandı. Akbelen'de iklim krizini arttıran termik santrallere kömür sağlamak için ormanlar yok edilmektedir” ifadelerini kullandı.
 
‘Santrallerin kapatılması elektrik arz sıkıntısı yaratmayacak’
 
Limak Holding'e satılan Muğla Yeniköy ve Kemerköy santralleri için 1997'de Danıştay tarafından onaylanan mahkemenin kararını hatırlatan Arzu, “Ayrıca aynı santraller için 2005'te AİHM'de kapatılması yönünde karar aldığı halde santraller 2014'te Limak Holding'e satıldı. Türkiye'de kapasitenin çok üzerinde elektrik üretim tesisleri bulunmaktadır. Bu santrallerin kapatılması elektrik arz sıkıntısı yaratmayacaktır. Santraller iyi bir biçimde işletilmemekte, ormanlarımız yok edilmektedir. Akbelen ormanı su kaynakları üzerindedir. Bodrum'un su kaynağının çoğu Akbelen ormanlarından gelen yüzey suyu akıntısından oluşmaktadır” dedi.
 
Yanlıştan dönülmeli
 
Arzu, “Ormanda ağaçlar kesilip kömür için devasa cehennem çukuru açıldığında, yeraltı suyu da çekilecektir. Akbelen yakınlarındaki ormanlık alanlar yakın zamandan önce Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri’ne kömür sağlamak için kaldırıldılar. Bölgede doğanın son kalelerinden Akbelen Ormanı'nda ağaç kesimi derhal durdurulmalıdır. İklim krizinin etkilerini dayanılmaz sıcaklık, kuraklık, haftalarca süren yangınlar ve ani bastıran seller olarak derinden hissediyoruz. Bu durum derhal terk edilmelidir. Geleceğimizi kurtarmak için termik santralleri derhal kapatmak, ormanlarımızı korumak ve çoğaltmak zorundayız. Termik santraller kömürü yakarak havaya bıraktığı karbondioksit ile iklim krizini daha da derinleştirip etkisini çoğaltırken, ormanlar havadaki karbondioksiti alarak iklim krizi etkilerini azaltırlar. Derhal bu yanlıştan geri dönülmeli, termik santraller kapatılarak ormanlarda tek bir ağaca bile zarar verilmesinin önüne geçilmelidir” çağrısı yaptı. 
 
Kürdistan’da doğa talanıyla yeni bir ‘göç’ politikası devrede
 
Kurdistan da askeri operasyonlar nedeniyle çıkartılan yangınların bölge halkına yönelik yeni bir “göç” politikasının önünü açmak olduğunu vurgulayan TJA aktivisti Zeynep Kaya da, sistematik olarak çıkan yangınların tesadüf olmadığına dikkat çekti. Akbelen’nin ağaç kesimiyle bir şekilde kamuoyunun gündemine girdiğini belirten Narin, söz konusu aynı ağaç kıyımı ve doğa talanının sistematik olarak Kurdistan’da olduğunda  tepkilerin  az olduğunu söyledi. İktidar eliyle yürütülen doğa talanına karşı seslerini alanlarda yükselteceklerini de kaydeden Narin, doğa katliamına karşı kamuoyu ile birlikte dayanışmayı geliştirip  doğayı korumaya çağırdı.