Şırnak’ta savaş ve rantın kıskacında doğa katliamı

  • 09:03 17 Eylül 2022
  • Ekoloji
Melike Aydın 
 
İZMİR – İktidarın krizi, savaş ve doğa talanıyla aşmaya çalıştığını, Cudi’deki ağaç kıyımının da bu nedenle gerçekleştiğine işaret eden Yeşil Sol Parti’den Nevin Aytekin, mücadelenin hep birlikte ve bütünlüklü verilmesi gerektiğine işaret etti. 
 
Şırnak’ta devam eden operasyonla birlikte ağaç kıyımı da sürüyor. Cudi Dağı ve Besta’da günde 200 tona kadar kesilen ağaçlar TIR’larla farklı bölgelere taşınıyor. Şanlıurfa Orman Bölge Müdürlüğü'nün verilerine göre söz konusu bölgede, sadece 7 ayda ormanlık alanların yüzde 7’si yok oldu.  Ağaç katliamına karşı birçok örgüt ve kurumun  “Savaş yıkımına ve doğa talanına karşı yürüyoruz” şiarıyla gerçekleştireceği yürüyüş kapsamında 17 Eylül’de binlerin Cudi’de olması bekleniyor. 
 
‘Cudi’deki yıkım savaş politikalarının parçası’
 
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yeşil Sol Parti’den Nevin Aytekin, iktidarın yaşadığı krizden çıkış yolu olarak savaşı ve doğa talanını gördüğünü belirtti. Cudi’deki yıkımın savaş politikalarının bir parçası olduğunu ve buradaki yıkımın herkesi ilgilendirdiğini belirten Nevin, yaşam savunucularının, talana verdiği tepkinin hayati olduğunu vurguladı. Nevin ayrıca, uluslararası kurum ve kuruluşlarla da bu kapsamda daha fazla iletişime geçilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. 
 
‘Asıl amaç savaş politikalarını ilerletmek ve rant’
 
Kıyımın “güvenlik” adı altında yapılmasına da tepki gösteren Nevin, “Şırnak’ta yapılan ağaç kıyımında asıl amaç hem savaş politikalarını ilerletmek hem de kesilen ağaçlardan rant sağlamak. Bu kıyım çok planlı bir şekilde yapılıyor. Günde onlarca tır ağaç katlediliyor ve bu çok açık şekilde yapılıyor. Orada sadece ağaçlar katledilmiyor, bölgedeki halkın ve canlıların yaşam alanı yok ediliyor. Her türlü yıkıma yol açılıyor” diye ifade etti.
 
‘Ekolojik yıkım tüm dünyayı etkiliyor’
 
Şırnak’ta yapılan ekolojik yıkımın sadece orayı ilgilendirmediğini, talanın tüm dünyayı etkilediğinin altını çizen Nevin, “Bu iklim krizine yol açıyor. Bu durumda tüm dünyanın özellikle en başlarda Türkiye’nin susuz kalacağını ve bunun sonucunda su savaşlarının yaşanacağını biliyoruz. Böylece göçlerin artması da söz konusu. İnsanlar su bulmak için bunun da ötesinde yiyecek bulmak için göç etmek zorunda kalacaklar. Yani nerede ekolojik kıyım yaşanırsa bu yıkım o alanın çevresini ve bütün dünyayı etkiler” diye belirtti.
 
‘İktidarın krizden çıkış yolu savaş ve ekolojik talan’
 
AKP hükümetinin ekonomik krizden çıkmak için bir yol aradığını ifade eden Nevin, bu yollardan birinin Kürdistan’da devam eden savaş politikaları, diğerinin ise ekolojik talandan yaratılan rant olduğunu belirtti. Bu durumda yapılacak şeyin ekolojik anlamda bütünlüklü mücadele yürütmek olduğuna dikkat çeken Nevin, sözlerine şöyle devam etti: “Şırnak’taki ekolojik yıkımda belki Ege’deki, Kaz Dağları’ndaki, Karadeniz’deki kadar ses çıkmadı ama ses çıkmaması demek özellikle doğa savunucusu olan ve ekolojik mücadelenin gerekliliğine inananlar için bunu yok saymak demek değil. Bizim ekolojik mücadeleyi bütünleştirmemiz gerekiyor. Birlikte nasıl mücadele edeceğimize dair bir hat çizip bunun politikasını oluşturabilirsek, bu tür yıkımların önüne daha çabuk geçebiliriz. Böylece yapacağımız işlerin daha kalıcı olacağına inanıyorum” dedi.
 
‘Ekolojik yaşamı savunan herkes anında tepki vermeli’
 
17 Eylül’de yapılacak yürüyüşe farklı kentlerden doğa savunucularının gitmesinin gerekli olduğunu belirten Nevin, yürüyüşün valilik tarafından yasaklanmasının karşısında doğa savunucularının her şekilde mücadele edeceğini ifade etti. Nevin, “Nerede bir ekolojik talan yaşanıyorsa ülkenin her yerinden ve kesiminden doğayı ve ekolojik yaşamı savunan herkesin anında tepki verip mücadeleye katkı sunması gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
‘Ekolojik yıkıma karşı tüm dünyada ortak tavır önemli’
 
Uluslararası doğa talanlarıyla ilgilenen kurumların bu durumla ilgili yapacaklarının yetersiz olabileceğini dile getiren Nevin, dünyada ekoloji mücadelesi yürüten herkesle ilişki kurmak gerektiğine dikkat çekti. Nevin, “Burada yaşanan talanı tüm insanlara ulaştırmak gerekiyor. Buna karşılık bir ses çıkarılması için mücadele etmek ve Şırnak örneğindeki gibi olaylarda ortak tavrın alınması çok önemli. Şırnak’ta yaşanan ağaç katliamını ve savaş politikasını gören ekolojistler olarak bu durumu dünyaya anlatıp sahip çıkılmasını sağlamamız lazım” ifadelerini kullandı.