İstanbul’dan Cudi’ye: Kürdistan’daki kırıma sesimizi birlikte yükseltelim

  • 12:10 14 Eylül 2022
  • Ekoloji
İSTANBUL - HDK ve HDP Ekoloji Komisyonları, 16 Eylül'de İstanbul'dan Şırnak'a düzenlenecek olan Cudi Yürüyüşü’ne dair açıklama yaparak, Kürdistan’daki savaş ve kırım politikalarına 'dur' demek için ekoloji aktivistleri başta olmak üzere herkesi yan yana olmaya çağırdı.
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde Şırnak’ta bulunan Cudi Dağı’na “Savaş Yıkımına ve Doğa Talanına Karşı Yürüyoruz” şiarıyla 17 Eylül’de yürüyüş gerçekleştirilecek. Yürüyüşün Marmara ayağını ise Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve HDP Ekoloji Komisyonları örgütlüyor.
 
Bu kapsamda birçok çevre örgütünün katılımıyla Şırnak'a, "Talana ve Soykırıma Karşı Özgürlük Yürüyüşü" şiarıyla yapılacak olan Cudi Yürüyüşü için HDP İstanbul il binasında basın açıklaması gerçekleştirildi.  Açıklamaya HDP İstanbul İl Eşbaşkanları İlknur Birol ile Ferhat Encu, HDP İstanbul Ekoloji Komisyonu Eşsözcüsü Volkan Bulut, HDK İl Kadın Meclisi Sözcüsü Didem Acabey ile HDK İstanbul Eşsözcüsü Erkan Tepeli katıldı.
 
Yağma ve talan siyaseti
 
Açıklamada ilk olarak söz alan HDP İstanbul Ekoloji Komisyonu Eşsözcüsü Volkan Bulut, dünyadaki ekolojik kriz ve bunun sermayeye dönüştürülmesine ilişkin konuştu. Uluslararası sermaye gruplarının, dünyanın birçok yerinde kendi krizini aşmak için uzun yıllardır yağma ve talan politikalarını uyguladığını söyleyen Volkan, “Sermaye, dünyanın her yerinde yerel işbirlikçileriyle hareket etti. Avustralya’da binlerce yıllık ormanlar tahrip edilip tarım alanına dönüştürülmüş. Türkiye’de de yer altı ve yer üstündeki birçok canlı varlığı sermayeye dönüştürülüyor. Bölgelerde yaşayan yerel halkların hiçbir konuda söz hakkı dahi olamadığı yağmalara girişmiş durumdalar” dedi.
 
‘Yıkımın rengi Kürdistan’da değişiyor’
 
Doğanın tahribatına İkizdere’de taş ocakları, Karadeniz’de suların barajlara sıkıştırılması, Marmaris’te kıyıların yağmalanması örneklerini veren Volkan, “Uzun süredir Türkiye’nin birçok yerinde bu yağma ve talan devam etti. Ama Kürdistan’da işin rengi daha da katmerleniyor. Yasaları kılıfına uydurmaya çalıştıkları yağma, Kürdistan’da tamamen değişiyor. Sermayeyi paraya çeviriyorlar, bu nedenle buradayız. Bir süredir partimiz ve bölgedeki halkımız buna karşı mücadele etse de seslerini her yere duyurmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
 
16 Eylül’de yola çıkılıyor
 
Daha sonra söz alan HDK İl Kadın Meclisi Sözcüsü Didem Acabey de, “İktidarın Kürdistan’da yarattığı bölgeyi insansızlaştırma, benliğini kaybettirme ve zorunlu göç politikaları yıllardır bölgelerde sürdürülüyor. 80’ler ve 90’larda köy yakmalarla bölgeyi insansızlaştırmaya çalışan iktidar, bugün çok ciddi tahribatlarla zorunlu göçü hedefleyen bir politika yürütüyor” diye belirtti. HDP ve HDK öncülüğünde, tüm doğa ve yaşam savunucularıyla birlikte savaş politikasının zorla yerinden etme politikası olduğunu dile getirmek için Cudi’ye gideceklerini söyleyen Didem, “16 Eylül’de tüm yaşam ve ekoloji savunucularıyla İstanbul’dan Cudi Yürüyüşü’ne katılıp tek tek her ağacı ve bu kırıma karşı yaşamı savunacağız” ifadelerini kullandı.
 
Ekolojistlere çağrı: Sesimizi birlikte yükseltelim
 
Ardından söz alan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encu, Cudi Dağı’ndaki kırımın en üst seviyeye geldiğini ifade etti. Bu kırım nedeniyle de AKP-MHP iktidarının yıkım politikalarına karşı yürüyüş gerçekleştireceklerini paylaşan Ferhat, “Doğaya muhtacız. Doğa olmazsa insan da olmaz. Doğa ile yaşam ve özgür olabilirsiz. Bizler, bu talan ve savaş politikalarına karşı itirazlarımızı dile getireceğiz. Yüzyıldır Kürdistan’a karşı böyle bir politika yürütülüyor. Kültürel ve canlı kırımı amaçlanıyor. Bu saldırı güncel olmayıp, uzun zamandır ve başka yerlerde de sürüyor. Konu Kürdistan olduğunda çoğu kesim sessiz kalıyor. Sanki orası kırım ve yakma yeriymiş gibi sessiz kalınıyor. Savaş ve talana karşı olduğumuzu bir kere daha dile getiriyoruz. Bu nedenle ekolojistlere çağrımızdır, hep birlikte bir arada, orada sesimizi ve sözümüzü yükseltelim” sözleriyle seslendi.
 
Yürüyüşün planlanma nedeni
 
İlknur Birol ise savaş ve çatışma siyasetinin, sermayenin azgın kar hırsını sürekli olarak örten bir örtü haline geldiğini paylaştı. Bugün Cudi’de yaşananların kıyım olduğunu vurgulayan İlknur, “Yerli işbirlikçisinin, patronların cebini dolduran bir avantaj haline getirmiş durumdadır. İnsanların oluşturduğu kültüre, ekolojik dengeye zerre saygısı olmayan bu azgın ve sadece kar etmekle kurulu bu düzene karşı Cudi Yürüyüşü’nü düzenlediğimizi bildirmek istiyoruz” sözleriyle yürüyüşün planlanma nedenini anlattı.
 
Ekolojik yaşam içinde yaşama çağrısı
 
İlknur, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Marmaris’te koylar nasıl talan ediliyorsa, Cudi’de de ormanlar talan ediliyor. Karadeniz’de sular nasıl içilemeyecek hale getiriliyorsa Kürdistan’da da aynı merkezden bir talan devam ediyor. Ekolojik dengeyi alt üst edecek düzeyde talan var. Savaş gerçeğini ve yıkım gerçeklerini bir kere daha dile getirmek, ekolojik kırıma yol açan benzeri eylemlerin son bulması için herkesi ekolojik yaşam içinde yaşama arzularına davet ediyoruz.”
 
‘Herkesi Cudi Yürüyüşü’ne bekliyoruz’
 
Son olarak yeniden söz alan Volkan, savaşların birçok aktörü olduğuna işaret ederek, asker-polis-korucu eli ile yürütülen özel savaş politikalarına dikkat çekti ve bunlara ‘dur’ demek için herkesi Şırnak’taki Cudi Yürüyüşü’ne davet etti.