Kadıköy’den seslendiler: Şırnak’ta eko-kırım suçu işleniyor

  • 21:09 29 Temmuz 2022
  • Ekoloji
 
İSTANBUL - Şırnak’ta yaşanan ağaç katliamına karşı Kadıköy’de bir araya gelen çok sayıda parti ve ekolojist, doğa talanına karşı eylemlerini sürdüreceklerini paylaşarak, “Eko-kırım suçu, Türk yetkili makamları tarafından bu bölgede her gün sistematik bir şekilde işleniyor. Suçlarınıza bir an önce son verin” dedi.
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Halkevleri Şırnak’ta yaşanan ağaç katliamına karşı “Ağaçların çığlığı ol” şiarıyla Kadıköy Eminönü İskelesi önünde açıklama gerçekleştirdi. Açıklamaya, HDP milletvekilleri Dilşat Cambaz, Musa Piroğlu, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encu'nun yanı sıra siyasi parti temsilcileri, ekoloji aktivistleri, dernek ve çok sayıda kişi de katıldı. "Şırnak'ta doğa talan ediliyor" pankartı ile "Dersim ve Şırnak'ta nefes damarlarımız kesiliyor, ses ol", “Kürdün ağacı ağaç değil mi?", "Doğa bizi mücadeleye çağırıyor", "Talana karşı birleşerek talanı durduracağız" dövizleri taşındı.  Açıklamada sık sık “Ormanlar nehirler sermaye değildir", “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” ve "AKP savaş halklar barış istiyor" sloganları atıldı.
 
‘Talan ve mafya iktidarına karşı bu devran dönecek’
 
Açıklamada ilk olarak konuşan HDP Kadıköy İlçe Eşbaşkanı Koray Türkay, basın açıklamasının tek seferliğine olmadığının bunun devamının geleceği bilgisini paylaştı. Koray, "Şırnak'ta, Akdeniz'de, Ege'de, Karadeniz'de gerçekleştirilecek ağaç ve orman katliamına karşı sürekli bir eylemliliğin ilanıdır. Böylesi pervasızca bir kırıma karşı mücadeleyi büyüteceğiz. Talan, yağma ve mafya iktidarına karşı bu devran dönecek, bu doğa katliamlarının hesabını çok yakında hepiniz vereceksiniz. Cesaretinizi kuşanın Kürdistan'ın, Batı'nın kardeşliği ile demokratik Türkiye için mücadele edelim. Faşist iktidarın yok olmasına çok az kaldı. Onun yerine kuracağımız yaşam ekolojik, demokratik ve kadın özgürlükçü bir yaşam halkın birlikte mücadele etmesinden geçiyor" şeklinde konuştu.  
 
‘Katliama karşı ses yükseltiyoruz’
 
Daha sonra söz alan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encu, çatışma ve savaş politikalarından kaynaklı sistematik bir şekilde coğrafyanın saldırı altında olduğunu hatırlattı. Ferhat, "Devletin denetiminde bir talan politikası ile karşı karşıyayız. Nasıl ki oradaki siyasi iradeye yönelik hukuksuz bir şekilde yönelim gerçekleşmişse Kürdistan coğrafyasına yönelikte bir saldırı söz konusu. Bu saldırılar, talan politikası Türkiye Topluluğu tarafından görünmüyor. Her yerde bir doğa katliamı vardır. Ama o bölgede sistematik bir yönelim vardır. Bilinçli planlı bir şekilde o bölge talana açılmıştır. Biz bu katliama karşı ses yükseltiyoruz. Ve bu ses duyulacak. Bu talan politikasından vazgeçilecektir” ifadelerini kullandı. 
 
‘Ekolojik talan Kürdistan’da katmerlenerek sürüyor’
 
Daha sonra ortak basın metnini EMEP’ten Seçil Sinanoğlu okudu. Türkiye’nin dört bir tarafında devam eden ekolojik talanın bölge kentlerinde katmerlenerek sürdüğüne dikkat çeken Seçil, Şırnak Barosu’nun yaptığı çalışmayı hatırlatarak, “Ortaya çıkan ağaç kesimleri, talanın kabul edilemez boyutlarda olduğunu gösteriyor. Şırnak’ın Besta, Cudi ve Gabar bölgelerinde 2 yılı aşkın süredir ‘güvenlik’ gerekçesiyle askerlerin gözetiminde korucular tarafından ağaç kesimleri devam ediyor. Şırnak Barosu’nun yaptığı açıklamaya göre 2021 yılında yalnızca Şubat ayından Eylül ayına kadarki 7 aylık bir sürede Şırnak’ın tüm ormanlarının yüzde 7’si yok edildi” dedi.   
 
Bölge çoraklaşıyor
 
Bölgede yaşanan ağaç katliamından kaynaklı bölgenin çoraklaştığına dikkat çeken Seçil, “Tek bir ağacın bile kalmadığı görülüyor. Burada kesilen ağaçlar büyük bir rant kapısına dönüşüyor. Bölgeden her gün ortalama 20-25 kamyon ağaç çıkarılırken bu orman varlığının tamamı piyasaya kereste olarak sürülmek üzere Urfa’nın Haliliye ilçesindeki Keresteciler Çarşısı’na ve diğer illere götürülüyor. Batı’da adrese teslim yakılan ormanlarla, asırlardır yaşayan zeytin ağaçlarının enerji şirketleri tarafından kesilmesine izin veren yasalarla, Kürdistan'da ise ‘terör’ bahane edilerek talan politikalarıyla koca bir ekosistem ağır tahribata uğratılmaktadır” sözlerine yer verdi.
 
‘Bölgenin yaşamına tarihine zarar veriliyor’
 
Bölgede ekolojik yapının altüst olduğunu söyleyen Seçil, “Kürdistan’da ilan edilen ‘güvenli bölgeler' tüm yasaların yok sayıldığı ve oradaki yetkili kişilerin istedikleri her şeyi yapabildikleri alanlar haline geldi” dedi. Atanmış vali, kaymakam, polis ve jandarmanın bu alanlarda sonsuz yetkisi oluştuğuna işaret eden Seçil, “Bu yetkili kişi ve kurumlar doğayı ve hayatı umursamadan her türlü talancı ve rantçı politikaları bu alanlarda rahatlıkla hayata geçiriyorlar. Ellerindeki sınırsız yetkilerle basını ve kamuoyunu oraya sokmayarak işledikleri talanı herkesten gizleyebileceklerini düşünüyorlar. Sadece ağaçları talan etmiyorlar, bölgenin tarihine, geleceğine ve yaşamın her türlü çeşitliliğine de onulmaz zararlar veriyorlar. Bu talan ve savaş siyaseti birbirini besliyor” şeklinde konuştu.
 
‘Türk yetkililer tarafından eko-kırım suçu işleniyor’
 
Suçları işleyenlere karşı mücadelerinin devam edeceğini vurgulayan Seçil, sözlerini şu ifadeler ile sonlandırdı: “Dünya ezilenleri, devlet ve şirketlerin yol açtığı iklim kriziyle boğuşurken her gün Kürdistan coğrafyasına düşen tonlarca bomba ve kimyasal, bu ağaç kıyımları, ormanların imara açılması, yeni termik santral ve petrol/gaz çıkarma çalışmaları sadece Kürdistan halklarını değil, tüm insanlığı ilgilendirmektedir. Tıpkı soykırım gibi bir savaş suçu olarak kabul edilmesi için mücadele edilen eko-kırım suçu, Türk yetkili makamları tarafından bu bölgede her gün sistematik bir şekilde işleniyor. Güvenlik bahanesi ile meşrulaştırılmak istenen bu kıyımlara sessiz kalan herkes de suçta pay sahibidir ve asgari demokratik anlayıştan dahi yoksundur. Şırnak’ta süren orman katliamını ve ülkenin dört bir yanında savaş, rant, yağma ve talan politikalarınız için sürdürdüğünüz ekolojik suçlarınıza bir an önce son verin.”