İklim Grevi eyleminde rant projelerinin durdurulması istendi

  • 20:33 25 Mart 2022
  • Ekoloji
İZMİR- İklim grevi için bir araya gelen yaşam savunucuları rant uğruna halkını, doğasını ve canlıları yok sayan bir sistemin olduğunu belirtilerek, karar alma mekanizmalarında gençlerin bulunmasını talep etti.
 
İklim Adaleti İzmir, Küresel İklim Grevi’ne ilişkin Alsancak Garı karşısından Kıbrıs Şehitleri Caddesi boyunca yürüyerek Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Parayı değil yaşamı seç” yazılı ortak pankartı ve “Doğa sermayeye kalmaz bu su hiç durmayacak” yazılı Ege Çevre Platformu (EGEÇEP) Gençlik Meclisi pankartının taşındığı basın açıklamasında sık sık “Havama suyuma toprağıma dokunma”, “İklimi değil sistemi değiştir”, “Parayı değil yaşamı seç” ve “Filizlenen tohumlar betonları yıkacak” sloganları atıldı. Yürüyüş esnasında Serüven Kültür Perküsyon Ekibi Kaz Dağları eylemi sırasında yazılan bir ezgiden yola çıkarak hazırladığı performansı canlandırdı. Basın metnini eylemciler adına Yağmur Önel, Gizem Tarhan Kasapoğlu ve Seval Ekşici okudu.
 
‘İklim krizi etkilerinden herkes eşit etkilenmiyor’
 
Karar vericilerin yıllardır iklim krizi ile mücadele için anlamlı ve hızlı adımlar atmadığının belirtildiği açıklamada, dünya gezegeninde yaşamın sürmesini sağlayan kritik sistemlerin geri dönüşü olmayan çöküş noktasına yaklaştığına işaret edildi. İklim krizinin etkilerinin Türkiye’de de sellerin, yangınların artması şeklinde görüldüğünün kaydedildiği açıklamada, “İklim kriziyle mücadelede çok önemli olan denizler, yaşamın değil denize atık bırakanların gözetilmesi sonucunda müsilaja maruz kalıyor. İklim krizinin etkilerinden herkes eşit ölçüde etkilenmiyor. Bu kriz var olan adaletsizlikleri derinleştiriyor, yeni adaletsizliklerin oluşmasına neden oluyor. Doğrudan iklim krizi nedeniyle ya da bazı insanların kurduğu sürdürülebilir olmayan sistemler nedeniyle oluşan, iklim kriziyle de şiddeti artan afetler ekonomiyi, sosyal yaşamı, kültürü ve siyaseti de etkiliyor. Hepimizin bizzat yaşadığı, içinde olduğumuz bu krizi artık görmezden gelmeyin, harekete geçin” denildi.
 
‘İklim adaleti sosyal adalettir’
 
Artan sıcaklığın birçok canlı türünü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya getirdiğinin ifade edildiği açıklamada şunlara dikkat çekildi: “İklim krizi sadece bir çevre meselesi değildir. İklim kriziyle birlikte hali hazırda sistemimizde var olan eşitsizlikler ve adaletsizlikler de derinleşiyor. İklim adaletsizliği ile birlikte sosyal adaletsizlik de ortaya çıkıyor. Bu yüzden de bizler sömürü karşıtı, türcü olmayan, eşitlikçi bir perspektiften tüm canlılar için hak savunuculuğu yaparak, iklim adaleti sosyal adalettir diyoruz. Kazdağları’nda, Aydos'ta, Kanal İstanbul projesiyle, Çeşme turizm projesiyle, denizlerimizde aktif, pasif, arama ruhsatlı, işletme ruhsatlı olmak üzere birçok şirket ve tefeci sermayedar ekolojik yıkım gerçekleştiriyor. Bunlara izin verilmesi demek geleceğimizin satılması demektir. Bu projelerin inadına yapılmak istenmesi demek yuvasından edilen binlerce canlı demektir. Ve bu yapılanlar bizlere sadece inat ve rant uğruna halkını, doğasını, toprağını ve diğer canlıları yok sayan bir sistemin var olduğunu gösteriyor. 
 
Gençler karar alma mekanizmalarının her alanında yer alsın
 
Paris İklim Anlaşması’nın onaylanmasını, anlaşmanın maddelerinin yerine getirilmesini ve İklim Acil Durumu ilan edilmesini, 2030'a kadar net sıfır karbon emisyonunun sağlanması için adımlar atılmasını ekolojik yıkıma sebebiyet verecek projelerin durdurulmasını, iklim krizinin beraberinde getirdiği hak ihlallerine karşı harekete geçilmesini, fırsat eşitliğinin iklim adaleti ve sosyal adalet çerçevesinde sağlanmasını ve tüm bunların gerçekleşmesi için gençler olarak karar alma süreçlerinin her aşamasında etkin, eşit söz ve hak sahibi olarak yer almayı istiyoruz.”
 
Açıklama sloganlarla sona erdi.