‘Ülkedeki felaketlerin sebebi iktidarın rant projeleri’

  • 09:05 30 Ekim 2021
  • Ekoloji
İSTANBUL - Hükümetin ekoloji politikalarını eleştiren, Paris Anlaşması’nın onaylanmasını da samimi bulmayan mimar ve mühendisler, ülkede yaşanan felaketlerin sebebinin iktidarın rant projeleri olduğuna işaret etti.
 
AKP’nin 19 yıllık politikaları nedeniyle ülkenin dört bir yanında sit alanları, tarihi yerler ve ormanlık alanlar yapılaşmaya ve ranta açılmış durumda. Kadın, doğa ve emek sömürüsünün yaşandığı 19 yılın sonunda Hasankeyf ile tarihsel bellek yok edilmek istendi, Kaz Dağlarıyla da ülkeye nefes olan alanlar sermayeye peşkeş çekildi. İktidar bu yıl ekoloji için yeni bir adım daha attı ve Paris İklim Anlaşması’nı onayladı. 2016’da imzaladığı anlaşmayı anca 5 yıl sonra onaylayan iktidarın bu adımı soru işaretlerine de neden oldu.
 
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası İstanbul Şube üyesi Kadriye Sezgin ve TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Selin Top, hükümetin ekoloji politikalarına dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Türkiye anlaşmayı ekolojik açıdan onaylamadı’
 
Türkiye’de hükümetin iklim duyarlılığının olmadığını söyleyen Mimarlar Odası İstanbul Şube üyesi Kadriye Sezgin, hükümetin 5 yıl sonra Paris Anlaşmasını onaylamasını sağlayan ödenekten yararlanabilmek için bir strateji olduğu değerlendirmesinde bulundu. Kadriye, “Paris Anlaşmasının onaylanması ve uygulanması dünya açısından çok önemli. Getirilerinin olacağına inanıyorum. Türkiye’nin ekolojik açıdan düşünüp onayladığını düşünmüyorum. Yakın zamanda açıklanan, karbon emisyon salınımlarında ülkelerin verdiği limitlerin iki katına çıkılacağı ön görülüyor. Dolayısıyla bu da iklim değişikliğinin çok hızlı gerçekleşeceği anlamına geliyor. 2030 yılında dahi limitlerin çok aşılacağı ve iki derecenin üstünde ısının artacağı ön görülüyor” bilgisini verdi.
 
Türkiye’de, çevreyi ve doğayı koruma ile ilgili bir derdin olmadığını, olan kaynakların da bitmeyecekmiş gibi kullanıldığını belirten Kadriye, bu bakış açısının değişmesi gerektiğini vurguladı.
 
 ‘Ayrımcılığı çok net bir şekilde yaşıyoruz’
 
Düzenledikleri TMMOB 7’nci Kadın Kurultayı’nın sonuç bildirgesine yazılmak üzere alınan kararların çok önemli olduğuna değinen Kadriye, “Kadının toplumdaki rolü çok önemli ancak yeri ile ilgili tartışmalar var.  Meslek guruplarında, toplumun içinde ve aile yaşamı içerisinde ayrımcılığı çok net bir şekilde yaşıyoruz. Umuyorum ki kurultay sonuç bildirgesinde yayınlananlar hukuksal kararlara da geçer” sözlerine yer verdi. 
 
Kadriye ayrıca iktidarın cinsiyetçi söylemlerinin kadınların üretkenliğini ve topluma katkılarını ciddi anlamda etkilediğini söyleyerek, kadınların toplumsal sorunlar ve ekolojik çözümlerde gönüllü olarak gösterdiği çabanın çok önemli olduğunun altını çizdi.
 
‘Fonlardan yararlanmak için mi Paris Anlaşmasını onayladılar?’
 
Türkiye’nin onayladığı Paris Anlaşması’nda samimi olduğu konusunda tereddütlerinin olduğunu dile getiren Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Selin Top da “İklim krizi Türkiye’nin dört bir tarafında etkisini gösterdi. Bir taraf sellerle boğuşurken diğer tarafta yangınlar gerçekleşti. İklim krizi ve rantsal dönüşüm olarak nitelendirdiğimiz sermayeye dönük rant odaklı yapılan kötü şehircilik ve planlanmalar bu felaketlerin yaşanmasına neden oldu. Bu yüzden Paris Anlaşması’nı gerçekten uygulamaya koyacaklarımı tartışılır bir konu” dedi.
 
‘Projeler hem doğanın hem canlıların canlarına mal oluyor’
 
TMMOB olarak başta Kanal İstanbul projesi olmak üzere yapılan kent talanlarına karşı alanlarda seslerini yükseltmeye çalıştıklarını ifade eden Selin, yapılan projelerin mühendislik, şehircilik ve mimari ilkelere aykırı projeler olduğunu söyledi. Selin, Karadeniz bölgesinin birçok yerinde direniş devam ederken iktidarın ısrarla bu bölgeye projelerini inşa etmeye devam ettiğini ve bu yıl yaşanan felaketlerin nedeninin de bu projeler olduğunun altını çizdi. Yapılan projelerin hem doğanın hem de birçok canlının hayatlarına mal olduğunu söyleyen Selin, “Ekolojik felakete sadece insan odaklı olarak bakmamak gerekiyor, bütünen bakmak gerekiyor. Doğada yaşayan bütün canlılara karşılığı ile değerlendirilmesi gerekiyor. Tam da burada yapılan projelerin karşısında şehircilik ilkelerine ve mühendislik ilkelerine uygun bilimsel projelerle bu çalışmaların yürütülmesi gerektiğini söylüyoruz. Bundan dolayı her fırsatta iktidarın odağında kalıp saldırılarla karşı karşıya kalıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Kürdistan’daki doğa talanı gündemleştirilmedi’
 
Kürt illerinde doğa talanlarına karşı yaşanan iklim krizinin gündemleştirilmediğini vurgulayan Selin, “Halkın tepkisi açısından da çok zayıf kaldı. Eş zamanlı Van ile dayanışmaya çalışırken Marmaris’teki yangınlar sürüyorken yaşanılan felaketleri bir bütünen olarak ele almak gerekiyorken bazılarının odağı başka konular oluyor. Bir taraf kaderine bırakılmış oluyor. Yaşanılanlar sadece ekolojik talanla ilgili değil. Bu devletin, Kürdistan Bölgesi’nde yapacağı projelerin devamıdır. Bölgede devam ettirilen hem ekonomik hem de fiziksel savaşın,  tam da savaş aklının ve ırkçı yaklaşımının bir yansıması olarak ekolojik yıkıma karşı da herhangi bir şey yapmayıp bundan uzak duruyor olma hali” yorumunda bulundu.
 
‘Korkunç yasalarla övünüyorlar’
 
Hayvanlara dönük çıkarılan yasaları da eleştiren Selin, hayvan yasasının, sokaktaki hayvanın hakkını savunmadığını, tam tersine hayvanları hayvanat bahçesine kapatan yasalar olduğunu ve iktidarın bu yasalarla övündüğünü ifade etti. Selin, emek, kadın, LGBT+ ve ekolojik mücadelelerin birleşmesi gerektiğini dile getirdi.