İkizdereli heyet: Yaşam alanımızı korumaya ant içtik

  • 15:50 2 Haziran 2021
  • Ekoloji
ANKARA - “İkizdere Taş Ocağı Olmasın”  sloganıyla Ankara’ya gelen heyet, yaptıkları açıklamada, “Bu sesi duyurmak için her platformdan olacağız. Bugüne kadarki mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz” dedi. 
 
Rize’nin İkizdere ilçesinde lojistik liman için yapılmak istenen taş ocağına karşı nöbet tutan köylülerden oluşan bir heyet ile İstanbul’dan İkizdere Dernekler Federasyonu’ndan başkan ve temsilcilerinin Ankara’daki ziyaretleri sürüyor. Heyet, CHP, DEVA Partisi ve İyi Parti’yi ziyaret etti. 
 
Ziyaretlerin ardından heyet, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. “İkizdere taş ocağı olmasın, İkizdere sahipsiz değildir” pankartının açıldığı toplantıda, “Karadeniz isyanda”, “Taş değil kuş sesi” yazılı dövizler taşındı.  Heyet adına ikizdere Dernekler Komisyonu Kadın Kolu Başkanı Nurdan Baş açıklamayı okudu.
 
‘Yaşam alanımızı korumaya ant içtik’
 
İkizdere’deki direnişlerinin 42’nci gününde devam ettiğini hatırlatan Nurdan, “Bizler hem yaşam alanımız olan İkizdere’yi korumak hem doğa seven yurttaşlar olarak sürecin başından beri bu vadide yapılmak istenen taş ocağı projesini şiddetle kınadık. Taş ocağının durdurulması için tüm gayretimizle mevcut alanda yöre halkıyla nöbet tuttuk, yaşam alanımızı korumaya ant içtik” dedi. 
 
 ‘Yaptığımız, hukuksuzluğu ifşa etmektir ’
 
İkizdere’de yaşananların, şirketlerin, doğal yaşam alanlarına saldırmasının son örneği olduğunu kaydeden Nurdan, şu ifadeleri kullandı: “Bu ayarsız güçlere karşı verdiğimiz mücadele kamuoyu vicdanında yankı buldu. ‘Biz kaybedersek herkes kaybeder’ dedik. ‘Kazandığını sananlar da kaybeder’ dedik. Hala da aynısını söylüyoruz. İkizdere’de kaybedersek bu ayarsız güçleri nerede durduracağız? Bugün burada yarın başka bir yerde bir doğal yaşam alanı aynı riski yaşayacak. Buna bir dur denmesi gerekiyor. İkizdere’de bizler sadece bir taş ocağına karşı değil, hukuksuz keyfi kararlara da itiraz ediyoruz. Yaptığımız, hukuksuzluğu ifşa etmektir.”
 
‘Bu İkizderelilerin değil tüm ülkenin meselesidir’
 
Direnişlerinden geri adım atmayacaklarına dikkat çeken Nurdan, “Çünkü bu bizim haklı davamızdır. Küresel ısınma ile iklim değişikliğinin yaşandığı bu yüz yılda, İkizdere vadisi gibi vadiler can suyu olacak. UNESCO’nun kesinlikle korunması gereken 53’üncü vadisi olan İkizdere’yi yok edecek bu projeye sonuna kadar karşı duracağız. Hakkın hukukun yanında, her görüşten insanlarla büyük bir dayanışma içindeyiz. Hiçbir siyasi kimliği ötelemiyoruz. Haklı davamıza destek veren herkese kapımız açık. Çünkü İkizdere meselesi sadece İkizderelilerin değil ülkenin meselesidir” ifadelerine yer verdi.
 
‘Birlik olalım’
 
Başta İkizdereliler olmak üzere herkesin İkizdere’ye sahip çıkması gerektiğini dile getiren Nurdan, “Doğal yaşam alanlarımızı bugün korumayacaksak ne zaman koruyacağız? Yanımızda olun. Tüm sahillerimizi kaybettik. Sonraki gün vadi ve derelerimizi kaybettik. Ondan sonraki gün yeşil yollar ve meralarımızı kaybettik. Bugün de taş ocaklarıyla ormanlarımızı, köylerimizi, evlerimizi kaybediyoruz. İnsanların gideceği bir yeri kalmadı. Her gün ya daha beteri uygulamalara maruz kalacağız ya da ‘durun’ diyeceğiz. Bunun sonu yok. Birlik olalım. Bizler bugün sessiz kalırsak yarın Türkiye’nin herhangi bir yerinde yapılmak istenen kıyıma da konuşmaya hakkımız kalmaz” çağrısında bulundu.
 
 ‘Tüm STK’leri İkizdere’de görmek istiyoruz’
 
Ankara’da yaptıkları ziyaretlere dair de bilgi veren Nurdan, “CHP, İYİ Parti, Deva Partisi ve Saadet Partisi’yle bir araya geldik. Derdimizi anlattık. Bize destek olacaklarının sözünü aldık. Davamızı takip ettiklerini ve bize sonuna kadar destek verdiklerini söylediler. Bundan sonra da bu desteği sadece bu partilerden değil tüm siyasi partilerle yürütmeyi arzu etmekteyiz. Sadece siyasi parti değil tüm STK’ları da İkizdere’de görmek istiyoruz” diye ifade etti.
 
‘Mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz’
 
Son olarak mücadeleye devam edecekleri mesajını veren Nurdan, şöyle konuştu: “Bizler toprağını savunan Ayşe teyzeleriz, bizle gurbette ekmek kavgasından olanlarız, bizler tarlada çiftçi, dağda çoban olan insanlarız. Bizler toprağına sahip çıkan insanlarız, bizler bu ülkenin yurttaşlarıyız. Bizler bu ülke için şehit düşenleriz. Bize gösterilen haksızlığa sessiz kalmayacağız. Bu sesi duymak için her platformdan olacağız. Bugüne kadarki mücadelemizi sona kadar devam ettireceğiz.”
 
Toplantı, kadınların maniler söylemesiyle sona erdi.