‘Zehir yüklü gemi durdurulmalı’

  • 09:07 13 Nisan 2021
  • Ekoloji
 
Melike Aydın 
 
İZMİR - Brezilya’dan yola çıkan ağır metal ve madeni yağ yüklü Nae São Paulo adlı geminin durdurulması çağrısında bulunan ALÇEP üyesi kadınlar, Basel Antlaşması’na uyulmadığını belirterek halkın ve doğanın sağlığının tehlikeye atıldığı konusunda uyarıyor. 
 
Fransa yapımı FS Fosh adlı 32 bin tonluk nükleer gemi, 1960’tan bu yana faaliyet göstermiş, 2000 yılında da Brezilya'ya satılmıştı. Uçak gemisine Nae Sao Paulo adını veren Brezilya, 2017 yılında bu gemiyi devre dışı bıraktı. 12 Mart tarihinde gemi gövdesi 1 milyon 818 bin dolar ile açık artırmaya çıkarıldı. Gemiyi Türk firması Sök Denizcilik ve Ticaret AŞ aldı. Bu şirket adına ihaleye Brezilya merkezli Cormack Maritima katıldı. Sök Denizcilik şirketi, geminin haziran ayında Aliağa Gemi Söküm Bölgesi'ne getirilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na başvuruda bulundu.
 
Brezilya'nın hizmet dışı bıraktığı savaş gemisinin sökülmek için İzmir Aliağa'ya doğru yola çıktığı haberi çevrecileri ve bilim insanlarının tepkisine neden oldu. Aliağa Liman Başkanlığı'na dilekçe veren Aliağa Çevre Platformu (ALÇEP) ise “Karasularımıza geri dönüştürülmek üzere gemi girmesini istemiyoruz. Gemi söküm bölgesi kapatılsın” dedi. 
 
‘Hindistan’a girmesi engellenmiş’
 
Alçep üyesi Tuğba Çınar, Türkiye’nin taraf olduğu Basel Antlaşmasına uymadığına dikkat çekti. Tuğba,  “Nae São Paulo'nun kardeş gemisi olan Clamenceau'nun da yıllar önce Hindistan'da söküldüğü ve çevre aktivistlerinin geminin sökümü ile ilgili Fransa'da ciddi tepkiler gösterdikleri o yüzden de Hindistan’da sökülmediği tahmin ediliyor. Mayıs-haziran ayları arasında sökülmek üzere İzmir Aliağa'ya giriş yapması bekleniyor” dedi. 
 
‘Meclis’e soru önergeleri verildi’
 
Konuya ilişkin çalışmalar, basın açıklamaları ve change-org da imza kampanyası yapılacağı bilgisini paylaşan Tuğba, CİMER’e ortak metin ile müracaat edeceklerini, halkı bilgilendirme çalışmaları yapacaklarını söyledi. CHP ve HDP’li milletvekillerinin konu ile ilgili olarak Mecliste soru önergeleri verdiğini anımsatan Tuğba “Halkın, çevre bileşenlerinin, diğer çevre örgütlerinin desteğini çok güçlü olarak arkamızda hissediyoruz” dedi.
 
‘Gemide 600 ton asbest olduğu sanılıyor’
 
Dünyadaki 43 gemi söküm tesisinin 8’inin Türkiye’de geri kalanların Norveç, Danimarka, Hollanda, Belçika, İngiltere, Rusya, Brezilya, Meksika’da bulunduğunu ifade eden Özgül Çağlar ise gemilerin çoğunun Pakistan, Hindistan ve Bangladeş’e gönderildiğini Çin’de ise tamamen sonlandırıldığını kaydetti. Birçok kimyasal maddeye karşı dirençli ve yalıtım gücü yüksek olan ‘asbestin’, gemilerde kullanıldığını ifade eden Özgül, “Bunun tozu bile vücuda girdiğinde, kanser başta olmak üzere birçok sağlık problemine yol açıyor. Bu gemide 600 ton asbest olduğu sanılıyor” ifadesini kullandı.
 
‘Ölümcül hastalıklara neden oluyor’
 
Asbestin yol açtığı hastalıklara değinen Özgül bu hastalıkları şöyle özetledi: “Asbest, akciğer zarında yaralar oluşturur. Plevral reaksiyonlar, akciğeri kaplayan 2 zarın arasında su birikmesi, akciğerin bir kısmının veya tamamının tıkanıp hava alamaması, deride kızarıklık, yara, malign mezotelyoma, akciğer zarı ve karın zarı kanserine yol açıyor. Ülkemizde yılda en az 500 kişide görülmektedir.”
 
‘Etkileri hızla ortaya çıkmadığı için halk tepki göstermiyor’
 
Kadmiyum, nikel, kurşun, çinko, krom, cıva, arsenik gibi metallerin ise vücutta birikmesinin yanı sıra bitkilerin hücre yapılarına da zarar verdiğini kaydeden Özgül, suya karışan bu ağır metallerin kanser, alzheimer, damar sertliği, parkinson hastalıkları, bebeklerde zeka geriliği, gelişim geriliği, hatta ölüme neden olduğunu ifade etti. Özgül “Radyoaktif maddeler de uzun yıllar sonra ortaya çıkıyor. Ölü doğumdan, engellilik durumundan ölüme kadar uzanan bir yelpazeye sahip. DNA hasarı, mutasyonlara yol açar. Bu hastalıkların sonuçları hemen ertesi gün ortaya çıksaydı halk bir araya gelip hemen tepki gösterebilirdi. Ama 10 ile 50 yıla varan sürede görüyoruz. Etkileri geri dönüşümsüz. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre 90 binden fazla kişinin işyerinde asbeste maruz kalmaya bağlı akciğer kanseri olabileceği belirtiliyor” dedi. 
 
‘Madeni yağlar eko sistemi bozuyor’
 
Madeni yağların ise en göz ardı edilen durumlardan biri olduğunu dile getiren Özgül, “Yapısında bulunan hidrojen ve karbon yoğunluğu denize ve yeraltı sularına karışınca bazı canlıların çok üremesine ve istilacı konuma gelmesine, besin zincirinin kırılmasına ve yeni besin zincirlerinin oluşmasına neden oluyor. Bir litre madeni yağ 80 bin litre suyun kullanılamaz hale gelmesine neden oluyor” sözlerini kullandı.
 
‘Nae São Paulo gemisinin gaz free raporu alındı mı?’
 
1992’de imzalanan Basel Antlaşması’na söz konusu geminin sınırdan geçerken, atıklardan arındırılması gerektiğini vurgulayan Özgül bu konuya şu soruları sorarak dikkat çekti: “Gemi söküm işlemlerinde uluslararası standartlara uyulacak mıdır? Buna yönelik bir çalışmanız ya da aldığınız denetimler var mıdır? Nae São Paulo gemisinin gaz free raporu alınmış mıdır? Aliağa tesislerinde şimdiye kadar kaç gemi söküm işi yapılmıştır? Sökülmek üzere gemi söküm bölgesine getirilen hurda Nae São Paulo geminin, deretizasyon işleminin yapıldığına dair deretizasyon istisna belgesi var mıdır? Sökülecek olan Nae São Paulo gemisi ile ilgili atık ve tehlikeli atık kapsamında değerlendirilen maddelerin bertarafı için neler yapılmıştır? Çevreye vereceği zararın risk analizi yapılmış mıdır?” 
 
‘Gemiyi istemiyoruz’
 
Ege Üniversitesi’nin 2012 yılında yayınladığı rapora göre, Aliağa’nın bir demir dükkanını bile kaldıracak durumda olmadığını söyleyen Özgül, “Kara sularımıza geri dönüştürülmek üzere gemi girmesini istemiyoruz” diye konuştu. 
 
Daha önce de gemiler Aliağa’ya getirildi
 
Aliağa’da bulunan Gemi Söküm Tesisleri’ne 2006’da getirilen Otoban Gemisi kamuoyunun tepisi üzerine arındırıldığı halde içerisinde bulunan radyoaktif maddeler çevreye yayılmıştı. Yine kamuoyunun tepkisinin sonuç vermediği bir diğer olay ise, 2016 yılında getirilen Kuito Gemisi ise uzun süre petrol işi yaptığı ve radyoaktif maddeler taşıdığı halde sökümü gerçekleştirildi. Gemi için açılan dava ise ancak gemi söküldükten sonra sökümün tehlikeli olduğu kararı ile sonuçlanabildi. 
 
Asbest nedir?
 
Asbest (amyant), beyaz toprak olarak da bilinen, ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere oldukça dayanıklı, yapısal özellikleri açısından esnek, lifli yapıda bir mineraldir. Asbest sanayide pek çok endüstri kolunda kullanılıyor. Türkiye'de asbest üretimi ve kullanılması 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelikle yasaklandı. Ancak daha önceden kullanıma girmiş olan asbestli maddelerin sökümü, yıkımı, tamiratı, bakımı, geri dönüşümü sırasında asbeste iş yerlerinde maruz kalındığı biliniyor.