Silopi’de yapılan termik santraller ölüm ve hastalık getiriyor

  • 09:03 1 Ocak 2020
  • Ekoloji
Rojda Aydın
 
ŞIRNAK - Ciner Grubu’na ait termik santral Silopi’de canlı yaşamını tehdit etmeye devam ederken, Çalışkan beldesinde yaşayan yurttaşlar, “Hayatımız santraller uğruna çalınıyor ve bizler hiçbir şey yapamıyoruz. Bir an önce santrallerin durdurulmasını istiyoruz” diyerek tepki gösterdi.
 
Şırnak’ın Silopi ilçesinde Çalışkan (Gîte) ve Görümlü (Bêspin) beldeleri arasında hükümete yakınlığıyla bilinen Ciner Grubu’na ait termik santraller, doğa ve insan yaşamına zarar vermeye devam ediyor. En son temmuz ayında Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından yapılan açıklamalarda bu santrallerin son üç yılda 511 kişinin yaşamını yitirmesine neden olduğuna dikkat çekildi. Ayrıca, bölgede 11 bin kişinin ise bu santraller yüzünden engelli bir yaşam sürmek zorunda kaldığının altı çizildi.
 
Yaşam alanları tehdit altında
 
2008 yılının sonlarına doğru madencilik faaliyetlerinin genişletildiği her iki tepede, bugüne kadar binlerce ağaç katledildi ve başta dağ keçileri olmak üzere birçok canlının yaşam alanı yok edildi. Açık maden işletmeciliği yöntemiyle sürdürülen çalışmalarda yüzlerce kamyon ve kepçe kullanılırken, maden sahasının her geçen gün genişlemesi ise dikkat çekiyor. Sık sık dinamitlerin patlatıldığı maden sahasından eksik olmayan toz bulutları köylerde ve ilçede yaşayan yurttaşları ve canlıları olumsuz etkiliyor. Bölgede, çok sayıda hayvan ise termik santrallerin ürettiği gazlar nedeniyle öldü.
 
Bölgede ölüm ve kanser oranı artıyor
 
Canlı sağlığını tehdit ettiği bilinen termik santrallerin ürettiği çeşitli gazlar havaya salınıyor. Kükürt ve azot gibi pek çok maddenin havaya karışması birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Santrallerin ürettiği bu gazlar, bitkileri ve hayvanları da hayati tehlike ile karşı karşıya bırakıyor. Bunun sonucunda yeni doğan hayvanlar yaşayamıyor. Su kaynaklarına karışan kimyasallar, evlere kadar ulaşarak insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Tüm bunlara ek olarak asit ve kül yağmurları, ormanlara, tarım arazilerine ve hayvanlara ulaştığında daha büyük ve uzun süreli tahribata sebep olabiliyor. Akciğer hastalıkları, kalp krizi ve kanser hastalıkları artarken, doğum yapan kadınlar ya düşük yapıyor ya da doğan çocuklar engelli olarak dünyaya geliyor.
 
‘Her hafta bir-iki kişi yaşamını yitiriyor’
 
Termik santralin hemen yanı başında bulunan maden ocakları da doğanın ve yurttaşların hayatını iki kat daha fazla tehdit ediyor. Hayata geçirilen santrallerden olumsuz etkilenen yurttaşlar “güvenlik gerekçesiyle” isimlerini vermeden ajansımıza konuştu.
 
Çalışkan (Gîte) beldesinde yaşayan yurttaşlar, her iki beldede düşük ve kalp krizlerinin arttığını belirtti. Bölgede yaşayan herkesin termik santrallerden şikâyetçi olduğunu ifade eden bir yurttaş, “Santrallerin yapılması ile beldelerde kalp krizi, sakatlık ve düşük oranları arttı. Düşünün tarlaya ekmiş olduğumuz meyve ve sebzeler yetişmiyor, yetişenlerin hepsi de çürük çıkıyor. Daha önce içme sularımız dağlardan geliyordu. Ama hafriyatlarla kapatıldığı için şu an kirli su içiyoruz. Ama suya karışan zararlı maddelerden kaynaklı suyu içemiyoruz ve kullanamıyoruz. Suyu çevre köylere gidip getiriyoruz. Yaşam alanlarımız daraltılmış, hiçbir şey yapamıyoruz. Santrallerden kaynaklı her hafta bir-iki kişi yaşamını yitiriyor” dedi.
 
‘^Hayatımız santraller uğruna çalınıyor’
 
Termik santrallerden kaynaklı kalp krizlerinin artığını söyleyen bir başka yurttaş ise “Doktora gitme fırsatımız bile olmuyor.  Hemen yaşamlarını yitiriyorlar. Hayatımız santraller uğruna çalınıyor ve bizler hiçbir şey yapamıyoruz. Bir an önce santrallerin durdurulmasını istiyoruz” diyerek tepki gösterdi. 
 
‘Ailemizden 6 kişi yaşamını yitirdi’
 
Bir diğer yurttaş da şunları söyledi: “Bizim aileden sadece 6 ay içerisinde 6 kişi yaşamını yitirdi. Şu an ailemizden hastanede yatırılan var ve durumu ağır. Beyninde tümör çıktı. Bunların hiçbiri tesadüf değil. İnsanlarımızın canı santrallere feda edildi.”