BATMAN - Hasankeyf Koordinasyonu, Hasankeyf’in durumuna dikkat çekmek için başlatılan nöbet eylemine gerçekleşen polis saldırısına ve gözaltılara ilişkin açıklama yayınladı. Açıklamada, “Gençlik tarihten, doğasından, coğrafyasından vazgeçmiyor. Hasankeyf için geç değil. Resmi yetkililere tekrar hatırlatıyoruz; yaptığınız Anayasal hak ihlalidir, suçtur! Hasankeyf ve Dicle Vadisi siz yokken vardı, siz giderken de var olacak!” denildi.

 

Ilısu Barajının su tutmaya başlamasıyla birlikte su altında kalacak olan antik kent Hasankeyf’in durumuna dikkat çekmek için Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genç Kadın ve Gençlik Meclisi tarafından nöbet eylemleri başlattı. Başlatılan eyleme polis saldırmış ve çok sayıda kişi darp edilerek gözaltına alındı. Hasankeyf Koordinasyonu, dün yaşanan polis saldırısı ve gözaltılara karşı yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada, 12 Haziran’dan bu yana Hasankeyf’te keyfi bir yasak uygulandığı belirtildi. 12 Haziran’da Hasankeyf ve Dicle Vadisi'ni yok etmek için yapılan Ilısu Barajı ve HES’e dur demek isteyen 32 gencin gözaltına alınmasıyla baskı ve şiddet politikasının başladığı kaydedilen açıklamada, bu baskının işkenceye dönüştüğü kaydedildi. 

 

Hasankeyf Koordinasyonu tarafından yapılan açıklamada şunlar denildi: 

 

“14 Temmuz "Büyük Atlayış" etkinliğinin yasaklanması, sonrasında 28 Temmuz, 30 Temmuz 5 Ağustos ve 7 Ağustos tarihlerinde HDP Gençlik Meclisi öncülüğünde başlatılan STK’ların, kadın örgütlerinin, ekoloji örgütlerinin ve diğer demokratik kitle örgütlerinin katılacağı Hasankeyf ve Dicle Vadisi Nöbeti kolluk güçleri tarafından yasaklanmakta, nöbette yer almak için Hasankeyf'e gelen gençler darp ve hakaretlerle gözaltına alınmaktadır. Toplu geziye izin verilmemektedir. Bugün de Hasankeyf’e gelen gençler ve milletvekilleri hukuksuz bir şekilde engellenmiş, tarihi bölge ve ilçe merkezinde dolaşmalarına bile izin verilmemiştir. Bu durumu ve Hasankeyf'teki yıkımı protesto eden gençler ve milletvekilleri Hasankeyf’ten Batman'a doğru yürüyüş yaparken yine darp ve hakaretlerle gözaltına alınmıştır.

 

‘Gençlik corafyasından vazgeçmiyor'

 

Tarihine, doğasına sahip çıkmak suç değildir! Gençlik tarihten, doğasından, coğrafyasından vazgeçmiyor. Kültürel kırıma ve doğasına karşı yapılan iktidar politikalarına karşı direniyor. Hasankeyf’e sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur. 12 bin yıllık bir tarihe sahip Hasankeyf, milyonlarca canlı ve cansıza ev sahipliği yapan Dicle Vadisi, ekonomik ömrü en fazla 50 yıl olacak ve Türkiye’deki enerji ihtiyacını karşılamaya yönelik olmayan, siyasi argümanlarla sular altında bırakılmak isteniyor.

 

‘Hasankeyf siyaset üstüdür’

 

Hasankeyf siyasetler üstüdür! Deneme amacıyla kapakların kapatıldığı iddia edilen Ilısu Barajı ve HES'i hayata geçerse 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf, 300 höyük, 299 köy ve 1 ilçe merkezi, milyonlarca canlı sular altında kalacak. 80 bin insan doğrudan 20 bin insan dolaylı şekilde zarar görecek, göç etmek zorunda kalacak. Bölgede bulunan çok sayıda endemik tür ve soyu tükenme tehlikesi altında olan hayvan yok edilecek.

 

‘Gençler üzerinden yaşam savunucuları tehdit edilmektedir'

 

Bu yıkıma dur demek isteyen gençler, hukuksuz bir şekilde darp edilmekte ve gözaltına alınmakta; gençler üzerinden yaşam savunucuları tehdit edilmektedir.32 yıldır süren Hasankeyf ve Dicle Vadisi mücadelesi bugüne kararlılık sonucunda gelmiştir. Bu bakımdan bütün yaşam savunucularına açık çağrıda bulunuyoruz. Ilısu Barajı ve HES Projesi ile yaratılmak istenilen yıkıma gelin hep birlikte dur diyelim. Bütün vadi düşünüldüğünde şu an yüzde 2 lik bir alan yok edilmiş durumda. Diğer alanların yok edilmesine izin vermeyelim. Hasankeyf için geç değil! Resmi yetkililere tekrardan hatırlatıyoruz; yaptığınız anayasal hak ihlalidir, suçtur! Hasankeyf ve Dicle Vadisi siz yokken vardı, siz giderken de var olacak!“