‘Kır ve şehrin sorunlarına kadından doğru çözümler üretilebilir’

  • 09:03 1 Ağustos 2019
  • Ekoloji
Melike Aydın 
 
İZMİR - Ekolojik ve cinsiyet eşitlikçi bir yaşam alanı yaratmanın zor ama imkansız olmadığını belirten Burcu Özaydın, kadın mücadelesinin gıda ve tarım politikalarına doğru çözümler sunabileceğine dikkat çekti.
 
İstanbul’da bir süre avukatlık yaptıktan sonra Kaz Dağları bölgesinde yer alan Havran Burhaniye ve son olarak da Bayramiçi’nde bir köyde yaşayan Burcu Özaydın, 2013 Gezi eylemlerinden sonra farklı bir alanda yaşam kurma çabası içine girdi. Kırsala göç eden kadınların sayısının giderek arttığını ve kadınlar arasında bir birikimin oluştuğunu dile getiren Burcu, cinsiyet eşitliği konusunun kadın mücadelesine inanan kadınlar tarafından açığa çıkarılması gerektiğine inanıyor.
 
‘İlk engel yaşam alanlarına yapılan saldırılar’
 
Kırsala göçen kadınların sorunlarının benzerlik gösterdiğini ancak güzel deneyimler de yaşandığını belirten Burcu, ekolojik bir yaşam kurma arzusuna, yaşam alanlarına yapılan saldırılarla ket vurulduğunu belirtti. Kaz Dağları’nda altın arama ruhsatının ardından ağaç kesimine başlandığını ve siyanürlü altın arama işletmesinin zehir saçtığını kaydeden Burcu, “Kaz Dağları hepimizindir” diyerek destek beklediğini ekledi.
 
‘Sermayenin saldırılarına karşı mücadele köylülerle sınırlı kalmamalı’
 
Kadınların kırsalda tek başına veya partnerleriyle, ev içi emeğin ve emeğin yeniden üretiminde cinsiyetçi iş bölümü konusunda sorunlar yaşadıklarını söyleyen Burcu, kırda yaşanan sorunlarla, adaptasyon ve yeni bir ekonomi yaratma sorunların birleştiğini aktardı. 
 
Kırsala yaşanan bireysel göçlerin yanı sıra tarım politikalarının ve köylere kadar ulaşan popüler kültürün sonucu olarak yeni nesil köylülerin şehirlere göç etmek istediğini dile getiren Burcu, endüstriyel tarıma mahkum edilen köylünün ve küçük üreticinin arayış içinde olduğunu kaydetti. Tarımsal zehirlerden nasıl kurtulacağını bilmeyen köylünün tarım gelirlerinin aslan payını alan tüccarın boyunduruğundan da kurtulmak istediğini ifade eden Burcu, kooperatiflerin bir çözüm noktası olabileceğini ve sermayenin saldırılarına karşı mücadelenin köylülerle sınırlı kalmaması gerektiğini vurguladı. 
 
‘Tarım ve gıda politikalarına karşı çözümler üretebilir’
 
Şehirlerdeki sınırlı sayıdaki tüketim kooperatiflerinin köylüye küçük bir alan açsa da asıl olarak kırsalda üretim kooperatiflerinin arttırılması gerektiğine inanan Burcu, kırlarda güzel örnekler sergileyen kadın kooperatiflerine dikkatleri çekti. Kıra göçen ve kırdaki kadınlar arasında kurulan ilişkilerin geliştirilerek şehirdeki kadınların kurduğu tüketim kooperatifleri ile ağlar kurulabileceğine işaret eden Burcu, kadın mücadelesi verenlerin kendi gıdalarını talep etmelerinin, tarım ve gıda politikalarına etki etmeye çalışmalarının değerli olabileceğinin altını çizdi. Burcu, köylerde zehirsiz üretim yapmak isteyen köylülerin, geleneksel çiftçilik bilgisine sahip kadınların olduğuna dikkat çekti.
 
‘Kadın mücadelesi kırsaldaki kadınları daha fazla gündemine almalı’
 
Şehir ve köy kadınları arasındaki kopukluğun kırsala göçen kadınların bağ kurması ile aşılabilmesinin mümkün olduğunu dile getiren Burcu, öncelikle kırsala göçen kadınların kendi aralarında daha fazla bir araya gelmeyi ihtiyaç olarak görmeleri gerektiğini belirtti. Köydeki kadınların şehirdeki tartışmalardan çok uzak olduğunu vurgulayan Burcu, “Öncelikle bu bağın sağlanması gerekiyor. Kırsala göçenler bir bağ olabilir ama sadece onlara yüklenecek bir şey değil. Bir yandan köyde geçimimizi sağlamaya ve adapte olmaya çalışıyoruz. Tek tek bireyler üzerinde değil sağlam örgütlenmelerle olması gerekir. Şehirdeki kadınların kırı daha fazla gündemine alması gerekir. Bu bağı kurmak için mücadele etmesi gerekir” diye belirtti.