Ömeryan Bölgesi’nin ‘yok etme’ politikasıyla mücadelesi!

  • 09:02 14 Haziran 2019
  • Ekoloji
MARDİN - Her sene küle döndüğü yerden yeniden yeşererek adeta “yok etme” politikalarıyla mücadele eden Ömeryan Bölgesi bir kez daha hedefte. Bölge sakinlerinden Yıldız Yıldırım, “Dağları da ağaçları da çok inatçı buranın. Ne ağaçları ne de bizleri köklerimizden ayıramayacaklar” dedi. 
 
Her yıl savaş politikalarıyla bölgenin doğasına yapılan saldırılarda binlerce hektar ormanlık alan yok ediliyor. 90’lardan bu yana yüzlerce kez yakılıp yıkılmasına rağmen kendini yenileyen doğa adeta direnişin kaynağını da gösteriyor. Tıpkı Mardin’in Nusaybin ilçesinde bulunan Ömeryan dağları gibi. Geçen yıl yüzlerce hektarlık alanın yandığı bölge, bu yıl baharla birlikte yeniden yeşillendi. 
 
Yangın köylülerin yaşam alanlarına kadar ilerledi
 
Onlarca köyün bulunduğu bölge, geçen yıl “çatışma var” denilerek uçaklarla havadan bombalanmıştı. Üçten fazla karakolun bulunduğu dağda çatışma yaşanmamasına rağmen atılan bombalar sonucu yangın çıkmış, yangın bir hafta boyunca devam etmişti. Halkın dışarı çıkıp yangına müdahale etmesine izin vermeyen askerler, yangını bir hafta boyunca izlemişti.
 
Her sene yakıldığı yerden yeniden yeşille bürünüyor 
 
Temmuz ayında yaşanan olaydan sonra onlarca hektarlık alan kül olurken, Serekaniye (Pınarbaşı) köyü de yangından payını almıştı. Defalarca itfaiye ve karakolun aranmasına rağmen herhangi bir müdahalede bulunmaması nedeniyle yangın yaşam alanlarına kadar sıçramış, köylülerin bağ ve bahçeleri zarar görmüştü. Bahçelerin dışında hayvanların ve evlerin de zarar gördüğü köyde, baharla birlikte yeşile bürünen doğayla yaşamda tekrar canlandı. Küle dönen manzara yerine yemyeşil bir doğanın karşıladığı bölgede, bağlar için toprak kazılıyor, bahçeler dallanıp budaklandı. 
 
Ancak bu yılda konsept tekerrür etti ve “çatışma var” gerekçesiyle askerlerin sevk edildiği bölgede başlayan yangın devam ederken, itfaiyenin müdahalesine "güvenlik" gerekçesiyle izin verilmiyor.
 
‘Evimizi yeniden yaptık, bahçemizi yeniden ektik’
 
Serekaniye (Pınarbaşı) köyü sakinlerinden Yıldız Yıldırım,  90'lı yıllardan bu yana baskıya maruz kaldıklarını ama bir an olsun topraklarını terk etmediklerini belirtti. 1994 yılında köylerinin yakıldığını dile getiren Yıldız, "Köyümüz yakıldıktan sonra biz de mecburen İzmir’e göç ettik. Ama orada da çok kalamadık. Daha sonra buraya geri geldik. Köylüler ile birlikte evlerimizi yeniden yaptık, bahçelerimizi yeniden ektik. Baskı yok muydu yine vardı ama gitmedik o günden sonra" dedi. 
 
‘Buranın dağları da ağaçları da çok inatçı’
 
Dağlarının her sene yakıldığını kaydeden Yıldız, "Bu dağlara nasıl bir düşmanlıkları varsa her sene yakıyorlar. Kül oluyor ağaçlar ama başka bir bahar bakıyorsun yeniden kül olduğu yerden yeşillenmiş. Dağları da ağaçları da çok inatçı buranın. Bizi de onları da buradan yok etmek istiyorlar ama köklerimiz burada hiçbir yere gitmiyoruz. Bakın geçen sene o kadar şey oldu bu yol boyunca bütün bağlarımız bahçelerimiz yandı ama şimdi yeniden yemyeşiller. Onlar ne yapsa da bu hep böyle devam edecek. Ne ağaçları ne de bizleri köklerimizden ayıramayacaklar" ifadelerini kullandı.