Karabağlar ilçesinde yurttaşlar ‘rant’ planlarına itiraz etti

  • 14:39 28 Ocak 2019
  • Ekoloji
İZMİR - Karabağlar ilçesinde 74 hektarlık alanın riskli alan ilan edilmesi ile çıkarılan yeni planın askıya çıkarılmasına karşı yurttaşlar itiraz dilekçelerini Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne verdi.
 
İzmir’in Karabağlar İlçesinde 540 hektarlık alanda riskli alan ilan edilen Cennetçeşme, Salih Omurtak, Bahriye Üçok, Limontepe, Ali Fuat Erden ve Umut mahallelerini kapsayan 74,34 hektarlık alan için yayınlanan imar planları 28 Aralık 2018’de askıya çıkarılmıştı. Planlama alanında ikamet eden yurttaş ve derneklerin askıya çıkan bu planlara itirazlarını Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne sunmalarının ardından Mahalleler Birliği üyeleri ve çok sayıda yurttaş bina önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı üyeler ve yurttaşlar adına Aleyna Ecevit okudu. 
 
‘Rant amaçlı boş araziler imara açılıyor’
 
Bilimsel bir gerekçe gösterilmeden, mahallede yaşayanlara, bilimsel kurum ve kuruluşlara danışmadan oda ve üniversitelerin görüşleri alınmadan planlama yapıldığını söyleyen Aleyna bir buçuk yıl içinde 4 kez üst üste onaylanarak yargı süreçlerinden kaçırılmaya çalışılan 540 hektarlık riskli alanın 1. Etap 101.4 hektarlık kısmına ait planları İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin 6 Aralık 2018 tarihli kararıyla iptal edildiğini söyledi. Aleyna, “Belli çevrelere rant aktaran heyelan riski bulunan alanı yapılaşmaya açarak bizleri taşımak istedikleri bu alanda bulunan çevre ile ilgili değerleri göz ardı eden kentsel dönüşüm adı altında boş arazilerin yapılaşmaya açıldığı yeni sorunlar üretecek olan imar planlarının iptal edilmiş olduğunu duyurmuştuk. Bizler öncelikle mahkeme kararlarının uygulanması ve inşaatların derhal durdurulması için gerekli başvurularımızı yaparken idare akıllanmamış olmalı ki seçim öncesi 12 Aralık 2018 tarihinde alelacele 74,34 hektarlık kısımda 2.Etap planlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmış olduğunu öğrendik” dedi.
 
‘Planlama alanı ile çevresi arasında bütünsellik yok’
 
Aleyna, ilçe sınırları içinde bulunan 540 hektarlık alan 2012/4048 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 6306 sayılı Afet riski altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında “riskli alan” ilan edildiğini söyledi. Aleyna,  riskli alana ilişkin plan hazırlanması gerekli ise bu planın öncelikle Karabağlar ilçesindeki riskli alan bütününü de bu bağlamda bölgenin geleceği içerisinde yerini alması gerektiğini vurguladı. Aleyna, “Oysa planlama alanı ile çevresinin ilişkisini ve planlamanın bütünselliğini bozmuştur. Askıdaki planların yürürlükten kaldırılıp Karabağlar ilçesi bütününde revizyon plan hazırlandıktan sonra ‘riskli alana’ ilişkin planlar hazırlanmalı akabinde etapların uygulama imar planları düzenlenmelidir” diye konuştu. 
 
‘Halkın haklarına dönük her konu belirsiz’
 
Planların ilçe bütününde hazırlanmadığını ifade eden Aleyna, ayrıca, uygulama süreci, organizasyon modeli, finansman yöntemi, tanımlanmamış hangi sürede dönüşümün gerçekleştirileceği yerleşimcilerin haklarının ne olacağının belirsizliğe bırakıldığını kaydetti. Alyena, “Plan, Karabağlar İlçesinde hukuksuz biçimde ilan edilmiş olan riskli alanda yaşayan bizlerin uluslararası sözleşmeler anayasa ve yasalardan kaynaklı kazanılmış haklarımıza dair herhangi bir açıklama yapmayıp ucu açık bir uygulama ortaya koymuştur. Bölgede mevcut yaşayan ve taşınacağı iddia edilen bizler açısından uygulamanın, süreç-finansman-hakların korunması-hak transferi vb. konularında herhangi bir açıklama/ düzenleyici işlem içermemektedir” sözlerini kullandı. 
 
‘Katılımcılık ilkesi gözetilmemiştir’
 
Planlar hazırlanırken plandan doğrudan etkilenen halkın, kamu, kurum ve kuruluşlarından alınan görüşlerin plan notlarına yansıtılmadığına işaret eden Aleyna, planlama alanındaki arsa sahipleri veya alandaki yerleşimcilerin plana esas yapılacak işlemlerle ilgili tasarruflarının kendileri mi yoksa hangi kurum ya da kuruluş tarafından yapılacağı bilgisi plan notlarında bulunmadığını ekledi. Aleyna, “Başta bu mahallelerde yaşayan bizleri yok sayarak, taleplerimiz ve haklarımız, bilimsel kurum ve kuruluşların, üniversitelerin, odaların görüş ve önerileri dikkate alınmaksızın yapılmak istenen hiçbir planlama ve dönüşüm sürecine destek olmayacağız ve rıza göstermeyeceğiz” dedi.