Ekolojist Ayşegül Demirkol: Rüzgar ve güneş yeter demiştik ama onlar da tekelleşti 2018-09-24 09:01:02   İZMİR - Doğaya zarar veren enerji politikalarına karşı yıllarca "Rüzgar ve güneş bize yeter" diyerek mücadele ettiklerini aktaran HDP Ekoloji Meclisi'nden Ayşegül Demirkol, "Ama görüyoruz ki onlar da tekelleşti" dedi.    Türkiye ve Kürdistan'da en küçük derenin üzerine dahi Hidroelektrik Santrali (HES), tarıma elverişli topraklarda ise termik santraller kuran AKP iktidarı, son olarak Mersin Akkuyu'da nükleer santralin temelini attı. Yöre halkının ve çevre örgütlerinin tüm tepkilerine rağmen "enerji" adı altında doğa tahrip edilirken, bu işten tek karlı çıkan özel şirketler oldu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Meclisi'nden Ayşegül Demirkol, enerji politikalarının yıkım getirmeye devam ettiğini belirterek, "Nükleer Karşıtı Programda 'rüzgar ve güneş bize yeter' diye başlamıştık. Belki 10-15 yıllık süreç bu. Ama gördük ki rüzgar ve güneş enerjisi de tekelleşti. Kapitalist sistemin, kar amacı güden herhangi bir enerji üretiminin de artık temiz olmadığını düşünüyoruz" dedi.   'Enerji ihtiyacı yerelden belirlenmeli'    HDP olarak nükleer enerjinin yasaklanması gerektiğini savunduklarını aktaran Ayşegül, ekolojik sisteme zarar getirecek her şeyi yerellerden örgütleyerek anlatmaya çalıştıklarını kaydetti. Enerji ihtiyacının yerelin ihtiyacına göre belirlenmesinin ekolojik yıkımı engelleyeceğini vurgulayan Ayşegül,  devletin tarım arazileri ve ormanlık alanları umursamaksızın açtığı “duble yolların” da bir o kadar zarar verdiğini söyledi. HDP olarak bu projelerin getireceği zararları önceden aktardıklarını dile getiren Ayşegül, HDP'ye olan inancın da pratikle beraber arttığını ifade etti.    'Dayanışma ağı daha genişlemeli'    Halkın genelinde özellikle Karadeniz'de birlikte mücadele kültürünün geliştiğini belirten Ayşegül, dayanışmanın daha örgütlü bir şekilde sürmesi gerektiğini kaydetti. Ayşegül, "Karadeniz'de bir dayanışma varsa Akdeniz'in de haberi olmalı. Haberdar dahi olamadığı günler oldu. İletişim çağında yaşadığımız için olanağı da var. Sinop'taki bir nükleer santralin sadece Karadeniz'i ilgilendirmediğini artık herkes biliyor" dedi.   'HDP tüm platformlarda yer alıyor'    İktidarın HDP'yi kriminalize ederek siyasetin dışına itme çabalarına rağmen yerellerde birçok ekoloji platformunda yer aldıklarını dile getiren Ayşegül, "Sinop'ta Nükleer Karşıtı Platform’da kuruluşundan beri HDP'liler olarak yer alıyoruz. O mücadeleler yaklaşık 25-30 yıldır sürüyor, o zaman HDP dahi yoktu. Küçük yerlerde iyi tanıyorlar bizi" diye konuştu.     'İnsanlar artık kim 'terörist' görüyor'    Jandarmanın toprağını savunan köylülere saldırması ve özel firmaların yanında yer almasını da değerlendiren Ayşegül, şöyle dedi: "Bir muhtar bize şunu söyledi; 'İnsan nasıl anarşist olurmuş biz bugün onu gördük. Çünkü ben toprağımı savunuyorum, olmasını istemediğim bana zarar verecek bir şeye karşıyken beni savunması gerekenler bana saldırdı' dedi. Halk bunu bire bir yaşıyor. Köylüler artık kim 'terörist' kendi gözleriyle görüyor."