'Doğa bu zulme direnecek tıpkı Aleviler gibi' 2018-09-11 09:03:20   DİYARBAKIR - Alevilere yönelik yüz yıllardır uygulanan kültürel soykırımın bir parçası olarak Dersim’de ormanların yakıldığını belirten HDP Hak ve İnançlar Komisyonu üyesi Çilem Küçükkeleş, “Bu doğa bu zulme karşı kendisine sahip çıkacak. Meşe bin kere yakılsa da yeni baştan bu topraklarda can verecek tıpkı Aleviler gibi” dedi.    Osmanlı döneminden günümüze dek katliam ve asimilasyon politikalarına maruz kalan Alevilere yönelik fiziki ve kültürel soykırım saldırıları hala çeşitli şekillerde kendisini gösteriyor. 38 Dersim Katliamı, Madımak, Maraş, Sivas katliamları, evleri işaretlenen aileler, okullarda çocuklara zorla Sünniliğin öğretilmesi, toplumda ötekileştirme, hakaret ve ayrımcılık gibi her yönlü saldırı altında olan Aleviler, bir de doğalarına yönelik saldırılarla karşı karşıya. Asimilasyon politikalarının en fazla uygulandığı coğrafya olan Dersim, orman yangınları, HES projeleri ve inanç merkezlerinin yok edilmesiyle karşı karşıya. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hak ve İnançlar Komisyonu üyesi Çilem Küçükkeleş, bugün Dersim’de devam eden yangınların nedeninin tam da bu olduğuna işaret etti.    ‘Aleviler iktidar olmaya çalışmayan bir toplum’    Alevilerin, Anadolu coğrafyasında hatta dünya coğrafyasında inançlarını korumak için çok bedel ödediğini belirten Çilem, iktidara, haksızlığa, baskı ve zulme karşı mücadele geliştirdiğini hatırlattı.    Alevilerin zulme karşı direnen ve hiçbir zaman iktidar olmak istemeyen yönüyle bilindiğini vurgulayan Çilem,  “Kerbela öncesinde Hüseyin ile figürleşen şu ki iktidara göz dikmeden, gerçek toplumsal özellikler üzerinden inancımızı en temiz, en duru, en net, en politik, en ahlaklı şekliyle yaşamaya çalışıyoruz. Bunu yaşamaya çalışırken de bazen koca ordulara kafa tutabiliriz. Tarih büyük orduların büyük katliamlarını değil, o katliamlara karşı duranları yazdığını bilen, yaşayan halkız. Bu yüzden İmam Hüseyin’in arkasından gözyaşı döken değil, tam tersi imam Hüseyin deyip bu geleneği sürdürmeye çalışan bir toplumuz” diye konuştu.     ‘İnanışımızı bilim de kanıtlıyor’    Alevi inancında bu dünyanın bir dergâh olduğu ve yaşayan her canlının, varlığın, taşın canı olduğunu ifade eden Çilem, “Biz taşın canı var derken bilim insanları da bunu ispatladı. Taşın da bu dergâhın bütün hücrelerinde kıymetli olduğunu düşünen bir inancın coğrafyası sürekli talan edilmeye çalışılıyor. İşte bugün 12 İmam yas oruçları yaklaşırken de tekrar Dersim de yangınla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.     ‘İnanç merkezleri yağmalandı’   İnanç merkezlerine yönelik saldırıları hatırlatan Çilem, “Dersim’de bir inanç merkezi basılıp yağmalandı. Bir polis memurunun oraya idrarını yaptığı iddia edildi. Dernekler yasasına göre verdiği hukuku bile tanımayan bir devlet, bir sistem. Bir toplumun eşiğine basmadığı, kapısına niyaz ettiği merkezlerine idrarını bırakacak pozisyonda bakan bir devlet olduğunu bir kez daha ispatladı” dedi.    ‘Yanan her ağaç, bir insanın yangını kadar can yakar’   Devlet saldırılarının geleneksel hale geldiğini ve her yaz olduğu gibi bu yılda Dersim’in cayır cayır yakıldığını vurgulayan Çilem,  “‘Ateşin de bir canı var’ deyip su dökmeyen, ‘suyun da canı acır’ diyen bir toplumun coğrafyası harıl harıl yakılıyor” ifadelerini kullandı.     ‘Doğa bu zulme karşı direnecek Aleviler gibi’    Dersim’in Alevi halkının bir bütün birlikte yaşadığı tek kent olduğunu ve inanç ocaklarının merkezi olduğunu ifade eden Çilem, Seyit Rıza’nın da şu sözlerini hatırlattı: “Burada biten her otun altındayım, her otun dibinde yeniden biterim.”    Yanan her ağacın Seyit Rıza’nın yanması anlamına geldiğini belirten Çilem, şöyle dedi: “Bu sistem, yakılsın, yıkılsın, tüketilsin anlayışıyla bizi bugün hayat var, yarın yokmuş gibi yaşamaya itmeye çalışıyor. Oysa insanı diğer tüm canlılardan ayrılan tek özelliği dile gelmesi. Ama dile gelmeyenin canlı olmadığını düşünmek bizim inancımızda yok. Sadece dile geleni hak görmenin karşısında olan bir toplumuz.  Bu yüzden de Dersim deki tek bir meşenin dahi bizim gibi bir yaşam hakkı olduğunu düşünüyoruz. Bu doğa bu zulme karşı kendisine sahip çıkacak. Meşe bin kere yakılsa da yeni baştan bu topraklarda can verecek tıpkı Aleviler gibi.”