Bir köy düşünün celladına direnen... 2018-02-15 09:05:07   Gülistan Azak   MALATYA - Doğanşehir ilçesine bağlı Dedeyazı köyünde yaşayan yurttaşlar, köylerinde yapılmak istenen maden ocağına karşı aylardır direniyor. Hem maden sahibi şirket hem de askerler tarafından tehdit edilen köylüler, "Celladımıza karşı direniyoruz" diyerek, geri adım atmayacaklarını söylüyor.    Malatya'nın Doğanşehir ilçesine bağlı 150 haneli Dedeyazı köyü sakinlerinin başı, 2004 yılından beri köyde maden arama ve çıkarma çalışmaları yapan Martut Madencilik A.Ş. ile dertte. Köy meydanında bir araya gelen genç, yaşlı, kadın, erkek onlarca köylü, ellerinde kendi hazırladıkları dövizleri, dillerinde,  “Dedeyazı madene mezar olacak”, “Halkız, haklıyız, kazanacağız” sloganlarıyla günlerdir seslerini duyurmaya çalışıyor. Şimdilerde ise yapılmak istenen maden ocağına karşı imza kampanyası başlatan Dedeyazılılar, tüm duyarlı kesimlerden dayanışma bekliyor.   'Talana karşı sessiz kalmayacağız’   Yaşadıkları köyün bataklığa dönüştürülmeye çalışıldığını söyleyen Meryem Aslan, köyünü yok etmeye çalışanların asıl amacının katliam olduğunu söyledi. Meryem, “Bir köyün suyunu toprağını kirletenler dönüp bir şu güzelim derelere, kaynak sularına, dağlara bakıp da utanmıyorlar mı?" diye sorarak, talana karşı sessiz kalmayacaklarını vurguladı.   ‘Cellatlarımızla mücadele ediyoruz’   Dedeyazılıların mültecileştirilmeye çalışıldığını söyleyen Meryem, "Devlet tarafından desteklenerek bizi katletmeye gönderdikleri cellatlarımızla mücadele etmeye çalışıyoruz. Bizleri bu duruma getiren devletin ta kendisidir. Aleviler olarak devletten bir beklentimiz yok ve bu nedenle kendi köyümüz, toprağımızı, suyumuzu kendimiz koruma altına alacağız. Yıllardır katliamlara imza atan devlet geleneği topraklarımızdan ve köyümüzden elini çeksin” diye konuştu.    'Kaynak sularımız var ama artezyen suyu içiyoruz'   Köyde bulunan kaynak sularının yapılan maden çalışmalarıyla kirletildiğini söyleyen Mahide Aslan ise, "Bir köy düşünün etrafı kaynak sularıyla dolu ama köylü artezyen suyu içiyor. Şehrin kirli havasından kaçıp köye gelen misafirlerimiz olurdu şimdi ise biz temiz hava alabilmek için şehre gidiyoruz. Çarpık bir doğa ile yüz yüze bırakılmaya çalışılıyoruz" dedi.   ‘Şirket sahipleri tarafından tehdit ediliyoruz’   Yaşanan sorunun sorumlusunun devlet olduğunu söyleyen Mahide, "Köylü milletin efendisi derlerdi meğerse yalanmış. Bu devlet bizleri yavaş yavaş, cezalandıra cezalandıra katletmeye çalışıyor” dedi. Maden ocağı sahibi tarafından, “Gidin buradan yoksa bu dağı başınıza yıkarım, toplar adamlarımı başınızı ağrıtırım” sözleriyle tehdit edildiklerini söyleyen Mahide, “Şirket sahipleri bu gücü devletten almıyorsa kimden alıyor? Köy halkı olarak doğamızın katledilmesine asla izin vermeyeceğiz. Suyumuzu ve doğamızı korumaya devam edeceğiz” diye konuştu.    Askerler tehdit etti   Maden ocağına karşı tepkilerini dile getirmek için basın açıklaması yaptıkları sırada askerler tarafından ablukaya alınarak tehdit edildiklerini söyleyen Göçer Şenol da, “Yaşam hakkımızı savunmak üzere düzenlediğimiz basın açıklamasını bile bizlere çok gören devletin jandarması ellerinde kameraları ile bizlere 'Ya şimdi burayı terk edersiniz, ya da görüntü aldığım bu kamera ile sizleri cezaevine attırırım" gibi tehditler savurdu" dedi.   'Kadınlara sesleniyorum'   “Doğa para ve sermayedarın eline verilemeyecek kadar değerli” diyen Elif Şenol da, şunları söyledi: "Dün toprağı için mücadele veren Rizeli Havva ana gibi bizler de Malatya'da toprağımıza, suyumuza sahip çıkmaya çalışıyoruz. Doğaya en yakın olan kadınlardır ve kadınların doğa mücadelemizde yer almasını istiyoruz. Havva ana ve onun gibi toprağına düşkün olan tüm doğaseverleri sesimize ses olmaya davet ediyoruz.”