Kanal İstanbul Katar'a mı satıldı? 2018-01-29 09:02:00   Evrim Kepenek   İSTANBUL - Marmara Denizi üzerinde 3 yeni ada olarak özetlenen Kanal İstanbul’un Katar’a satıldığı iddia edilidi. "Rant projesi” olarak tanımladıkları Kanal İstanbul'un tüm kenti susuz bırakacağına dikkat çeken yaşam savunucuları ise bir kez daha hatadan geri dönülmesi çağrısı yaptı.    Kamuoyunda “çılgın proje” olarak adlandırılan Kanal İstanbul’un güzergahı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan tarafından 15 Ocak günü açıklandı. Buna göre Kanal İstanbul,  Avcılar, Küçükçekmece, Başakşehir ve Arnavutköy'den geçecek ve 45 kilometre uzunluğunda olacak. Projeyle İstanbul’un tamamen yok olacağını belirten yaşam savunucuları, Marmara ve Karadeniz’in birbirine karışmasının çok büyük bir doğal tahribata neden olacağını söylerken, projeye tepkiler gelmeye devam ediyor.    'İstanbul susuz kalacak'   Kendilerini halkın mühendis ve mimarları olarak tanımlayan Politeknik ekibinden Sezen Özkan,  Kanal İstanbul hakkında hazırladıkları raporu hatırlatarak, tehlikenin boyutlarına dikkat çekti. Kanal İstanbul’un Küçükçekmece Gölü, Sazlıdere ve Durusu (Terkos) üzerinden geçecek şekilde projelendirildiğini hatırlatan Sezen, proje güzergahında bulunan, göl, dere, doğal yeraltı su ve kanallarını geri dönüşü olmayacak bir şekilde tahrip edileceğini belirtti. “Proje alanı ve çevresindeki yeraltı su havzalarını besleyen su varlıkları ise Karadeniz ve Marmara denizinin tuzlu sularının alanı basması nedeniyle yavaş yavaş yok olacak” diyen Sezen, “Kanal İstanbul’un hayata geçirilmesi halinde İstanbul susuz kalacak” uyarısında bulundu.   Deniz canlıları yok olacak   Terkos Gölü çevresindeki doğal hayatın da yok olacağına dikkat çeken Sezen, ekosistemin bozulacağını belirtti. Terkos Gölü’nde yaşayan canlıların da yok olacağını belirten Sezen, 101 milyon 973 bin 360 m2 tarım arazisinin yok olacağını vurguladı. ÇED Başvuru Dosyası’na göre Kanal İstanbul Projesi’nin tahmini hafriyat miktarının 1.5 milyar metreküp olduğunu ifade eden Sezen,  “Bu miktarda hafriyat saatte 600 kg toz emisyonu oluşturabilecek. Bu, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Yönetmeliği’ndeki limit değerin 600 katı. Yani proje havayı kirletecek, halkın sağlığını tehdit edecek” ifadelerini kullandı.    Sezen son olarak, projenin derhal iptal edilmesi gerektiğini belirterek, “Maalesef meslektaşlarımız bu projelere destek veriyor. Meslektaşlarımıza halkın mühendisi ne olmalıdır bunu da anlatmaya çalışıyoruz” diye konuştu.    Zerrin Bayraktar: İstanbul’un sonu olacak     Kuzey Ormanları Savunması’ndan (KOS)  Prof. Dr. Zerrin Bayraktar da, projenin derhal iptal edilmesi gerektiğini belirterek, Kanal İstanbul’un İstanbul’un sonu olacağını söyledi. Karadeniz ve Marmara arasındaki su akışının ekosistemin tamamen yok olmasına neden olacağını söyleyen Zerrin, bu projenin “rant” projesi olduğunu ifade etti. “Yeni bir yaşam alanı yaratma” adı altında ulaşım projesi yapıldığını ve bu alanların büyük şirketlere satıldığını ifade eden Zerrin, bilim insanlarından görüşlerinin dikkate alınmamasının büyük bir hata olduğunu ifade etti.   Dursu sakinleri belirsizliğin son bulmasını istiyor   Öte yandan, KOS  tarafından düzenlenen Kanal İstanbul ve Üçüncü Havaalanı’nın geçeceği alanda yapılan ekolojik yıkım yürüyüşünde JİNNEWS’e konuşan Arnavutköy- Dursu köy sakinleri, bölgenin Katarlılar’a satıldığı yönünde duyum aldıklarını iddia etti. Projeye dair kendilerine bilgi verilmemesinden şikayet eden köy sakinleri “belirsizlik”  halinin biran önce ortadan kaldırılmasını istiyor.