‘Kurdistanın doğası sistematik olarak yok ediliyor’ 2024-08-30 09:04:11     Gülistan Gülmüş   ŞIRNEX - “Devlet, Kurdistan’ı yok edilmesi gereken bir yer olarak görmekte” diyen DEM Parti Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan, Şirnex’te doğa kırımına karşı ortak mücadelenin önemini vurguladı. Newroz, “Halkımızın ekoloji anlamında bilinçlendirilmesiyle bir tepkiselliğin ortaya çıkarılması gerekiyor” dedi.   Kurdistan’ın neredeyse her kenti dil, kültür ve sanat alanında asimilasyona maruz kalırken doğası da yok ediliyor. Özellikle son dönemlerde doğa katliamının yaşandığı kentlerin başında Dersim ve Şirnex geliyor. Şirnex’te artan ağaç kırımı ise neredeyse her gün gündemdeki yerini koruyor. Şirnex’te özellikle 90’lı yıllarda köy boşaltmalarının yapıldığı alanlarından olan Gabar, Cûdî, Besta, Çilenimêja ve Komatê bölgeleri, ağaç kesiminin yapıldığı yerlerin başında geliyor. Asker gözetimindeki ağaç katliamından elde edilen odunlar ise rant amaçlı farklı kentlerde satılıyor.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan, Şirnex’teki doğa katliamına ilişkin konuştu.   ‘Ağaçlar bir daha yeşermeyecek şekilde kesiliyor’   Şirnex’teki ağaç kıyımının yeni olmadığına, yaklaşık 7-8 yıldır sürdüğüne dikkat çeken Newroz, ağaç kesiminin bazen, 20-25 tonu bulduğuna işaret etti. Özellikle çözüm sürecinin sonlanmasından sonra devletin çöktürme planına paralel bir biçimde Kurdistan’ın doğasını tahrip etmeye dönük politikaların Şırnak’ta ağaç kıyımı olarak kendini gösterdiğini kaydeden Newroz, “Ağaç kıyımının belli bir bölgede, alanda önce kalekolların bahane edilerek  kesilmesi, sonrasında bu kalekollara yol yapılacak gerekçesiyle kesilmesi, daha sonraki süreçte bunun daha sistematik bir biçimde Cudi, Gabar, Beytüşşebap’ta, Besta’da artık güvenlik ve  kalekol yapımını da geçen tam anlamıyla doğayı tahrip eden, ağaçları bir daha yeşermeyecek şekilde kesilmesine yol açan sistematik bir politikayla karşı karşıyayız. Son 3-4 yılda artık devletin gizlemeye gerek duymadığı, yerel işbirlikçilerini de dahil ederek yürütmüş olduğu günlük kimi zaman 20-25 tonu bulan büyük bir ağaç kıyımından söz edebiliriz” ifadelerine yer verdi.     ‘HES projeleri göç ettirme politikalarıyla devam ediyor’   Kurdistan’daki eko-kırımın savaş politikalarıyla paralel olduğunu kaydeden Newroz, daha önce köy boşaltmalarıyla yapılan göç ettirme planlarının günümüzde eko-kırımla sürdürülmeye çalışıldığının altını çizdi. Newroz, Türkiye coğrafyasının kapitalizmle yaratılan endüstriyel zararlar, toplumun bilinçlendirilmemesi, turizm bölgelerindeki orman yangınları ile tahrip edilmesinin yanında Kurdistan için farklı bir politikanın uygulandığını ekledi. Newroz, “Kurdistan’da ağaçların kesilmesi, mağaraların patlatılması, doğanın havadan bombalanmasından tutalım güvenlik barajları adı altında bir dönemin köy boşaltmaları, şimdi de HES’lerin kurulması ya da herkesin hafızasında taze olan Heskîf’in sular altında kalması, Erzincan’daki maden arama tartışmaları, Erciş’teki sular üzerindeki HES projeleriyle göç ettirme politikalarıyla savaş, devam ediyor. Günümüze geldiğimizde de Şırnak’taki doğa katliamı, petrol aramaları, Dersim’de 160’tan fazla şirkete arama izninin verilmesi, artık ÇED raporunun istenmemesi aslında devletin Kurdistan’da tahribat noktasındaki fütursuzluğunun ve hukuk tanımazlığının bir göstergesi” dedi.   ‘Kürt sorunundaki çözümsüzlük ekolojik tahribatın kaynağıdır’   Toplumsal mücadelenin tek başına başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını ifade eden Newroz,  doğa katliamının büyük bir nedeninin, Kürt sorunundaki çözümsüzlük olduğunu dile getirdi. Newroz, “Ege’deki, Marmara’daki, Karadeniz’deki ekolojik mücadelenin belli bir oranda başarıya ulaşamamasının bir sebebi de Kurdistan’daki ekolojik mücadele noktasında bir arada durma eksikliğidir. Çünkü devlet demokrasiden uzaklaştıkça, hukuktan uzaklaşır. Hukuktan uzaklaştıkça daha fazla sömürü, daha fazla kriz, toplumun, doğanın, hayvanın kıyımına açık hale getirir. Türkiye’deki demokrasiden, hukuktan uzaklaşan en büyük yer Kürt sorununun çözülmesi meselesidir. Kürt sorununun çözümsüzlüğü aynı zamanda bugün Kurdistan’daki ekolojik tahribatın da bir kaynağıdır. Çünkü devlet Kurdistan’a kendi toprağı gibi, bir kardeşlik edebiyatıyla bir bütün gibi baksa da burayı fethedilmesi, yok edilmesi gereken bir yer olarak görmekte” sözlerini kullandı.   ‘Bir tepkiselliğin ortaya çıkması gerekiyor’   Newroz son olarak doğa katliamına karşı ortak bir mücadele yürütülmesi gerektiğinin altını çizerek şu çağrıda bulundu: “Nasıl ki ortak toplumsal mücadeleyi esas alan bir siyasetten geliyorsak bugün ekoloji anlamında da tam da ekoloji paradigmasına dayanan, doğanın, toplumun bir parçası olduğunu savunan bir siyasi parti olarak ekoloji mücadelesinin de aynı zamanda bütünsel, bir arada, dayanışma içerisinde olması gerektiğini düşünüyoruz. O nedenle bugün yürütülen ortak ekolojik mücadelenin sadece hareketler ve inisiyatifler üzerinden değil, halkımızın ekoloji anlamında bilinçlendirilmesiyle bir tepkiselliğin ortaya çıkarılması gerekiyor.”