Deştin’de imar değişikliği girişimine karşı dilekçe verildi 2024-01-04 16:03:19     MUĞLA - Deştin’de yaşam savunucuları,  yapılmaması için mücadele ettiği çimento fabrikasının bulunduğu arazinin imar planının değişmemesi için Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne dilekçe verdi.   Deştin Çevre Platformu ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) öncülüğünde yaşam savunucuları, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın tasarrufundaki Entegre Çimento Fabrikası amaçlı 1/100.000 ölçekli imar planının Deştin ile ilgili ‘Sanayi Alanı’ işaretinin değişmesi için Muğla Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne dilekçe verilmek üzere bir araya geldi. “Muğla’nın ölüm fermanı olan çimento fabrikasına hayır” yazılı pankartı taşıyan yaşam savunucuları “Muğla için Deştin için adalet” ve “Havana suyuna toprağına sahip çık” sloganları attı. Burada açıklama metnini MUÇEP Menteşe Meclisi Eşsözcüsü Rukiye Uslu okudu.   ‘İmar değişikliği fabrikanın kurulmasına zemin hazırlar’   Menteşe ilçesi Bayır Mahallesi ile Yatağan ilçesi Deştin mahallesi ortak sınırı Tekağaç mevkiinde kurulmak istenen Çimento Fabrikası’na karşı verilen mücadelenin iki yıldır devam ettiğini belirten Rukiye, mücadele sonucunda 2. Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun da iptal ettirildiğini ifade etti. Davanın hala Danıştay’da sürdüğünü ve bu davayı da kazanacaklarını dile getiren Rukiye, “Çimento fabrikatörlerinin uyduruk ÇED raporlarıyla tekrar dikilmelerini istemiyorsak imar planları iptal edilmelidir. Bunun için bizler Entegre Çimento Fabrikası amaçlı 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarının iptali için Menteşe Belediyesi’ne ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne karşı dava açtık. Bu dava sürmektedir” dedi.   ‘Ormanlık ve tarım alanlarında fabrika olamaz’   Muğla’nın 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı iptal olması konusunda yapılacak bir şey olmadığını ancak Aydın-Muğla-Denizli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’ndan çimento fabrikası yerinin “sanayi alanı” olarak işaretlenmesinin kaldırılması gerektiğini kaydeden Rukiye, “Tamamen ormanlık bir alanın içinde, tarım için kullanılan su kaynaklarının dibine, zeytinliklerin göbeğine çimento fabrikası yapılması için oluşturulmuş bir ‘Sanayi Alanı’ olamaz” diye vurguladı.    Çimento fabrikatörlerinin sahibi olduğu Tekağaç mevkiindeki tapulu arazinin “Sanayi Alanı” olamayacağını sözlerine ekleyen  Rukiye bunun nedenlerini ise şöyle sıraladı:    “*Böyle bir alanın ‘Sanayi Alanı’ olarak gösterilmesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planlarının hazırlanmasında dikkat edilen Plan, İlke ve Esaslarına aykırıdır. Bu Plan İlke ve Esaslar kısmında özellikle belirtilen; Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi, tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi, doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması, ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi, çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması ilkeleri dikkate alınmamıştır.   *1/100.000 ölçekli planlar ‘Üst Ölçekli’ planlardır. Yukarıda özetlediğimiz Plan, İlke ve Esaslarına göre hazırlandıktan sonra ‘Alt Ölçekli’ planlar ‘Üst Ölçekli’ planlara uygun olarak hazırlanır. Fakat çimentocuların sahibi olduğu Tekağaç mevkiindeki tapulu arazinin ‘Sanayi Alanı’ olarak işaretlenmesi bu şekilde olmamıştır. Çimentocu şirket 2006 yılında 1.ÇED raporunu hazırlamış ve 2007 yılında Entegre Çimento Fabrikası amaçlı 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarını hazırlayıp, Bayır Belediye Meclisi’nde ve İl Genel Meclisi’nde onaylatmıştır. Ama bu planların 1/100.000 ölçekli planlara işlenmesi 2011 yılında olmuştur. Yani 2007 yılında Alt Ölçekli planlar hazırlanıp onaylattırılmış ve daha sonra 2011 yılında 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planlarında uyulması gereken Plan, İlke ve Esasları gözetilmeden ‘Sanayi Alanı’ olarak işaretlenmiştir.   *Entegre Çimento Fabrikası amaçlı Alt ölçekli 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Nazım İmar Planlarının dayanağı olan ve plan hükümlerinde de şart olarak getirilen 1.ÇED raporu da daha sonra oluşturulmuş 2.ÇED raporu da idare mahkemelerince iptal edilmiştir.   *Plan ve Plan Hükümleri bir bütündür. Plan hükümlerinin bir şartı olan ÇED raporları iptal edildiği için Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine göre mevcut İmar Planların hukuki dayanağı kalmamıştır ve geçersizdir.   *1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planları da iptal edildiği için yoktur. ÇED raporları var sayılarak 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planına ‘Sanayi Alanı’ olarak işaretlenmiş olan bu alanın hem ÇED raporları iptal edildiği için hem de 1/25.000 ölçekli planların olmaması nedeniyle hukuki bir dayanağı kalmamıştır: Bahsi geçen alan, üç tarafı kapalı bal ormanı özelliği de olan,  verimli orman alanı içindedir. ‘Sanayi Alanı’ olarak uygun değildir; -Bahsi geçen alanın hemen yanında tarımsal sulama amaçlı kullanılan Bayır Barajı ve Kazan Göleti vardır. Deştin Çayı vardır. Su kaynaklarına yakınlığı ve vereceği zararlar açısından ‘Sanayi Alanı’ olması uygun değildir. Bahsi geçen tapulu alanın çok yakınında binlerce zeytin ağacı ve tescilli zeytinlik alanlar vardır. Böyle bir alanın ‘Sanayi Alanı’ olması 3573 sayılı zeytincilik kanununa aykırıdır.   *Çok yakınında Deştin, Alaşar, Bayır gibi otuza yakın çok sayıda yerleşim yeri vardır. Muğla Merkez İlçe Menteşe’ye kuş uçumu sadece 13 km uzaklıktadır. Bahsi geçen alanın  ‘Sanayi Alanı’ olması bu köylerde sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını yok edeceği gibi sürdürülen tarımsal faaliyetlere ve hayvancılığa da zarar vereceği için uygun değildir.   *Muğla üç termik santralın olduğu bir ildir. Bahsi geçen alan termik santralların da duman etki sahasında olduğu için bölgenin yeni bir kirletici tesisi taşıyacak kapasitesi yoktur, bu yüzden ‘Sanayi Alanı’ olarak gösterilemez.   *Bahsi geçen tapulu arazi orman alanı içinde olduğu için yolları da orman içi yollarıdır. Sanayi tesisi için uygun yollar değildir. Ulaşım ağı olarak düşünülen yollar ‘Arazi kullanım kararlarına’ uygun değildir.”   Rukiye imar planının değişikliğinin hukuka aykırı olduğunun altını çizerek, kararın alınmaması gerektiğini söyledi.    Açıklama, sloganlarla sona erdi. Yaşam savunucuları daha sonra hazırladıkları dilekçeyi  Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne verdi.