Tabela var orman yok! 2023-10-11 09:07:02     Rojda Aydın    WAN - Dirençli Kentler Topluluğu Derneği üyesi Zozan Özgokçe, Wan’daki ekolojik yıkımı değerlendirerek, orman tabelası olduğunu ancak orman olmadığının altını çizdi ve ekledi: “İklim krizi ve ekolojik talana ilişkin hiçbir tedbir alınmıyor.”   Kurdistan’da “güvenlik” adı altında yapılan HES, baraj, maden ocakları, ağaç kesimleri ile doğa talan ediliyor. Ağaçların kesildiği yerlere karakollar yapılırken, barajlarla da nehirlerin suyu kurutuluyor. Ekolojik yıkım ve doğa talanı yaşam alanlarını olumsuz etkiliyor, bölge insansızlaştırılıyor.    Dirençli Kentler Topluluğu Derneği üyesi Zozan Özgokçe, doğa talanı ve iklim krizine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    ‘Kayyımlar atandıktan Van için bir şey yapılmadı’   Sonbaharla birlikte kış mevsiminin yaklaştığını hatırlatan Zozan, insanların buna göre hazırlıklar yaptığını aynı şekilde kentlerinde buna hazırlanması gerektiğini söyledi. Wan’da (Van) kent için hiç bir şey yapılmadığını söyleyen Zozan, “Özellikle kayyımların atanmasının ardından hiçbir şey yapılmıyor. Aynı şekilde ilçelerde de hiçbir tedbir alınmıyor. Yağmur yağdığında Van merkezini su basıyor bu tedbir alınmamasının sonucu yaşanıyor. Yine tarım alanları su altında kalıyor. Qelqeli (Özalp) ve Elbak’ta (Başkale) bir yağmur yağdığında  evler su altında kalıyor, su baskınları oluyor. Dernek bu doğal felaketlere karşı nasıl dirençli hale getirebiliriz amacı ile kuruldu. Çünkü ekolojik uyum çok önemli. Doğa her afette bize mesajlar veriyor.  Doğa ‘ben sizden güçlüyüz’ mesajı veriyor. Diğer yandan da doğa yakılıyor ve talan ediliyor. Bu talan da afetlere neden oluyor. Ekosistem bozuldu ve üstelik yanlış imar da afetlere neden oluyor” dedi.    Tabela var orman yok   Van’ın ormanı olmayan bir kent olduğunu söyleyen Zozan, şunları belirtti: “Orman tabelasi var ancak orman yok. En son Van Gölü’nün sorunları ile karşı karşıya kaldık. Van Gölü susuz, kuruyor, göle akan damarların hepsi kurumuş. Birkaç gün önce kuraklık ve Bendi Mahi Çayı için alınmayan tedbirlere ilişkin raporumuzu açıkladık. Raporumuzu ilgili yerlere gönderdik. Birçok açıdan ekolojik yıkım var ve nereden tutsak elimizde kalıyor. Vali, kaymakam, belediye sele karşı tedbir almalı ve bu sorunlara tarşı hazırlık yapılmalı. Örneğin çayın kenarına yapılar yapılıyor. Selden, depreme kadar sorunlar var.”   ‘2011 depreminin etkileri hala sürüyor’   Van’ın aynı zamanda deprem bölgesinde olduğuna dikkat çeken Zozan, “Bilindiği gibi 2011 yılında yaşanan deprem nasıl bir sonuca yol açtı. Hala da yıkık binalar var. Bu binaların yıkılması gerekiyor. Ağır hasarlı binaların yıkılması gerek ya da hasarlı olanların güçlendirilmesi gerek. Kentte hangi binanın ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Bu kente güvenli bir şekilde yaşayamıyoruz. Bu yüzden de doğal afetler, kentin dirençli olmaması yaşamda bizi mağdur ediyor. Dirençli Kentler Topluluğu Derneği’ni bu yüzden kurduk. Halkı bu konuda duyarlı kılmak istedik. Acil durumlarda birçok insan ne yapacağını bilemiyor. Sadece selde değil, grip ya da farklı hastalıklarda da ne yapılacağını bilmiyorlar. Yine Van’da sular kesiliyor ve bundan dolayı çocuklar hastalanıyor. Sorunlar yumağı içinde yaşıyoruz. Bu da yaşamımızı olumsuz etkiliyor” ifadelerini kullandı.    ‘Küresel iklim krizi yaşadık’   Ağaç kesimlerine de değinen Zozan, “güvenlik” adı altında Kurdistan’da ağaçların kesildiğini, ormanların yakıldığını söyledi. Ağaç kesimi ve  yakmalarla ormanların yok edildiğini dile getiren Zozan, devamla şunları söyledi: “Bir küresel iklim krizi yaşadık. Ormanların yok edilişi bizi etkilede ve hala etkiliyor. Örneğin Van’da havaların dengesi değişti, kuraklık başgösterdi, hayvanların yaşamı değişti, doğa dengesi tamamen değişti. Daha önceleri burası kuşların göç yoluydu ancak şimdi öyle değil. Gölün suyunun çekilmesi ile su sorunu çıktı. Bu kaynakları tükendi. Sorun büyük. Yanlış ve “güvenlikçe” politikalardan kaynaklı artık yaşanılmıyor.”      ‘Elimizden geleni yapacağız’   İklim krizi, ekolojik değişime ilişkin hiçbir tedbirin olmadığını vurgulayan Zozan, yetkililerin bu konuda bir fikirlerinin olmadığını belirtti. Zozan, “Yağmur yağdığında bu kent neden su altında kalıyor ve alt yapı neden bu kadar kötü? Dernek olarak bu afetlere yönelik sorunlar üzerinde yoğunlaşıyoruz. Halkın duyarlılığı için çalışıyoruz. Liyakatli insanlar çalışmıyor. Kentteki önemli durumlarda sorumluların liyakat sahibi olduklarını görmüyoruz. Bu konuda hiçbir bilgileri yok. Torpille iş başına geliyorlar. Bu insanlar için önerilerimiz oluyor. Çalışmalarımız bu yönlü sürüyor. Diğer ülkelere de bakıyoruz, afetlere nasıl çözüm buluyorlar diye. Psikolojiden tutalım sosyolojik, fiziki her şey ele alınıyor. Tekniki ve rapor çalışmalarını yapıyoruz. Çünkü liyakatsızlık var. Bu sorunları görüyoruz, raporlaştırıyoruz ve örgütlü bir şekilde halkla paylaşıyoruz. Çalışmalarımız kapsamlı. Kentte sağlıklı yaşamak için elimizden ne geliyorsa yapacağız” şeklinde konuştu.    Van Gölü kuruyor   Kapsamlı bir konu olduğu için Bendi Mahi Çayı üzerinde çok durduklarını ifade eden Zozan, başta bunun için çalışma yürüttüklerini söyledi. Zozan, son olarak  şöyle dedi: “Bu çayda balıklar var. Çayın kurumasından dolayı balık kalmadı. Bendi Mahi Çayı’nın suyu sulama alanlarına veriliyor. Balıkçılık burada geçim kaynağı. Devlet, balık, balıkçılık ve ekolojiyi düşünmezse ve bunu sulama alanlarına verirse o zaman Van Gölü de kuruyor ve balıklar ölüyor. Bu temelde yetkililer bu konuda bilinçli değil. Sulama alanlarına fayda sağlayayım diyan ama diğer yandan Van Gölü’nü kurutuyor ve balıkçılığı öldürüyor.”