Doğa katliamına karşı çözüm önerisi: İktidar gitmeli 2023-08-24 09:06:04         Rozerin Gültekin    İSTANBUL - Kurdistan’da ve Türkiye’de iktidarın çıkarları doğrultusunda gerçekleşen doğa katliamına dair Kadıköy’de yaşayan kadınlar mikrofonumuza konuştu. Kadınlar, mücadeleler arasında iletişimsizlik olduğuna dikkat çekerek yaşanan doğa katliamına dair tepkilerini, “Ağaçları kesenler ağaçların gölgesine hasret kalsın” diyerek gösterdi.   Kurdistan ve Türkiye’de doğa katliamı her geçen gün derinleştirilerek devam ediyor. Bir yandan Muğla’nın Milas ilçesinin İkizköy mevkiinde bulunan Akbelen Ormanı’nda, Yeniköy-Kemerköy Enerji tarafından açılmak istenen maden ocaklarına karşı yaşam savunucularının mücadelesi sürerken diğer yandan Kurdistan’da da Cudi, Bedlîs’in  Xîzan, Amed’in Licê  ilçeleri ve Çewlîg (Bingöl) olmak üzere birçok yerde askeri operasyonlarla birlikte “güvenlik” adı altında ormanlar ateşe veriliyor. Son iki ayda binlerce hektarlık ormanlık alan küle dönerken, birçok canlı da yangınlar sonucunda öldü.   Temmuz ayında Kurdistan’da çıkartılan yangınlar   Temmuz ayında  Bedlîs’in Xîzan (Hizan) ilçesine bağlı Hûzeran, Akûnis, Govan, Lanîlan, Xûlepûr, Kekulan, Sûreh, Pertawan, Kuran ve Mezra Pisyan’da Bitlis Valiliği 2 Temmuz’da sokağa çıkma yasağı ilan etmiş, yasakla birlikte bölgede askeri operasyon başlatılmıştı. 6 Temmuz’da sona eren yasak ve operasyonun gerçekleştirildiği bölgede ağaç talanı devam ederken, aynı zamanda operasyon kaynaklı bölgede de yangın çıktı. Yine Amed’in Licê ilçesine bağlı Qerehesen Mahallesi'nin Panav mezrasında operasyon gerçekleştiren askerlerin, 18 Temmuz tarihinde Hint kenevirlerini ateşe vermesi ardından çıkan yangın 2 gün sürerek ormanlık alana yayıldı. Yangın sonucunda 20 hektarlık alan zarar gördü. Bununla birlikte Haziran ayı içerisinde korucular tarafından “güvenlik” gerekçesiyle ağaç kıyımının gerçekleştirildiği Şirnex’te bulunan Besta bölgesindeki Girê Helizê ve Çemê Mazî alanlarında da yangın çıktı. Yangına bir gün boyunca müdahale edilmedi. Bir gün sonra yangın söndürüldü.   Ağustos ayında da devam ettirilen yangınlar   Şirnex’in (Şırnak) Sîlopya (Silopi) ilçesinin Bêspîn beldesine bağlı Cudi Dağı eteklerinde bulunan Dêrêsor köyü kırsalında 11 Ağustos tarihinde askerlerin açtığı ateş sonucu orman yangını çıktı ve  yangına herhangi bir müdahalede bulunmadığı öğrenildi. Cizîr(Cizre)  ilçesine bağlı Newala Îsaaxa köyü kırsalında ise İlçe Jandarma Komutanlığı ve İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün atış talimlerinin yapıldığı yerde çıkan yangın, köyün merasına yayıldı burada da yangına müdahale edilmedi. 5 Ağustos tarihinde Şirnex’in Gabar Dağı’na bağlı ve 1990’lı yıllarda zorla boşaltılan Bunîsra köy kırsalında bulunan ormanlık alanda yangın çıktı. Yangının çıktığı bölgede iki askeri kule bulunuyor. Öte yandan, yangının çıktığı bölgede petrol arama faaliyetlerinin yapıldığı, yangın öncesi bölgede art arda patlatılan dinamit seslerinin ardından yangın çıktığı belirtildi.   İnsan eliyle gerçekleşen doğa katliamına dair Kadıköy’de yaşayan kadınlar mikrofonumuza konuştu.    ‘Yılmamamız lazım’   Doğa katliamının korkunç olduğunu ifade eden Emine Sunay, “Oralardan rant elde etmek için yaptıkları bir şey bu. Doğamıza yazık oluyor. Nefes alacağımız tek bir yer kalmadı her yer yüksek yüksek binalar. Bir an önce bu yaşananlara çözüm bulup durdurulması gerekiyor. Biz şu an kesilen yerleri sattık oralar yabancılara satılmış durumda kimseyi dinlemeden oraları yıkmak zorundalar. Doğa savunanlara şiddet gösteriyorlar ama onlar bu ülkenin taşını toprağını koruyorlar. Bu yaşanan şiddeti televizyonda izlerken gözyaşlarımı tutamıyorum. Köylü kendi toprağını korumak için mücadele veriyor. Orada sadece ağaçlar değil diğer canlılar da var. Yılmamamız lazım. Orada gaz mı yiyeceğiz? yiyelim ama koruyalım” dedi.    ‘Ağaçların kesilmemesi için daha fazlasına ihtiyaç var’   Neredeyse her yıl birçok kentte onlarca ağacın çeşitli nedenlerle kesilmesine dair tepkisini dile getiren Sevgi Yeltepe ise  yaşam savunucularının yürüttüğü mücadelenin büyütülmesi gerektiğini söyledi. Sevgi, “Büyük bir katliam yapılan acımasızlık. Doğamıza değer verilmiyor. Birçok yerde katliam gerçekleşiyor bunların hepsine karşıyım. Karşımızda şu anda büyük bir güç var bunun aşılması lazım buna artık dur demek lazım. Doğa katliamları ile beraber eko-dengede artık bozuldu. Ormanlar kolay kolay yetişmiyor madenler için bunların yok olması insanın yüreğini acıtıyor. Bugün gerçekleşen mücadeleyi çok anlamlı görüyorum. Biz de onlara destek veriyoruz. Ama sadece destek ile olmuyor daha fazla insanın katkıda bulunması gerekiyor. Ağaçlarımız kesilmesin” sözlerini kullandı.    ‘Akbelen ve Cudi arasında iletişimsizlik var’   “Ağaçların kesilmesini istemiyoruz” diyen Saime Karsan da, Akbelen’den Cudi’ye gerçekleşen doğa katliamına karşı ortak ses  çıkartılması üzerinde durdu. Saime, “Rant sağlamak için yapıyorlar. İnsanlar doğanın sahibi değiller. Doğayı korumamız lazım. İktidarın doğa karşıtı politikalarının karşısındayız. Çözüm birlik olup rejimi değiştirmemizden geçiyor. İnsanlar harekete geçmeye korkuyor, çok sessiz organize olmamız gerekiyor. Akbelen ve Cudi arasında iletişimsizlik var.  Korkmamız lazım hep birlikte hareket etmemiz lazım”  ifadelerini kullandı.    ‘Ağaçları kesenler ağaçların gölgesine hasret kalsın’   Ağaçların büyümesinin uzun yıllar sürdüğünü ifade eden Zeynep Özkar, Ağacın adeta bir çocuk gibi zaman içerisinde yetiştiğini dile getirdi. Zeynep, ”Ağaçlar da canlı. Onlar da insan gibi bakım istiyorlar. Ağaçları kesenler dilerim bir gün ağaçların gölgesine, meyvesine hasret kalırlar. Rabbim ağaç kesenleri cehennem ateşiyle yaksın. Rant için ağaç kesiyorlar. Yangın çıkıyor ağaç dikeceğiz ama yapmıyorlar zaman geçtikten sonra bakıyorsun orayı parsellemişler. Her yeri parsellediler. Bu sorunları çözümü için baştaki gitmeli. Baştaki gitmediği sürece kesinlikle düzelmez.”