'Van Gölü'nü konuşuyoruz' panelinde canlı yaşamı için çağrı 2023-02-02 12:20:11     WAN - Van ÇEVDER  öncülüğünde "2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü" dolayısıyla düzenlenen  "Van Gölü'nü Konuşuyoruz" panelinde, gölün korunması üzerinde duruldu. Panelde ayrıca sulak alanlara dikkat çekilerek, buralardaki canlı yaşamının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna işaret edildi.    Wan’da Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEVDER) “2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde Van Gölü’nü konuşuyoruz” paneli düzenledi. Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda düzenlenen panele Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Yeşil Sol Parti (YSP), Saadet Partisi, CHP, Barış Anneleri Meclisi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Wan Şubeler Platformu bileşenlerinin yanı sıra birçok ekolojist katıldı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi'nde akademisyenler, Van Barosu Çevre Komisyonu avukatları ve Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odalar Birliği (TMMOB), yöneticileri sulak alanlara dair farklı bakış açıları ile sunum ve konuşmalar gerçekleştirdi. Panele kentte bulunan siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda ekolojist ve yurttaş katıldı. Panelin yapıldığı salona "Van Gölü Nefesimizdir Koruyalım" pankartı asıldı.   ‘Ekoloji herkesin mücadele yürütmesi gereken bir alan’   Panel, Van ÇEVDER Eşbaşkanı Ali Kalçık'ın açılış konuşması ile başladı. Şubat ayında olunmasına rağmen kış ayını yaşayamadıklarını kaydeden Ali, ekolojik döngünün bozulmaya başladığına dikkat çekti. Ali, sulak alanların her geçen gün azalmaya başladığını ve birçok kuş türünün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Son yıllarda birçok sulak alanın kurutulup ranta açılması nedeniyle ekolojik dengenin bozulmasına neden olduğunu ifade eden Ali, kayyım tarafından Van Gölü'nde yapılan sahil yolunun sulak alanları yok etme tehlikesini doğurduğunu ve bu tehlike ile birçok canlının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna işaret etti. Ali, son olarak demokratik ve ekolojik bir dünya için herkesin mücadele yürütmesi çağrısında bulundu.   'Sulak alanları neden korumalıyız?'   Sulak alanlara dair ilk sunumu Natura Derneği'nden Özlem Parlar Ülker  "Sulak Alanları Neden Korumalıyız?" başlığı ile yaptı. Doğal veya yapay, devamlı veya geçici suların durgun veya akıntılı suya dolgun olması şeklinde sulak alanları tanımlayan Özlem, sulak alanların karasal, deniz ve kıyı ile yapay şeklinde 3 sınıfa ayrıldığı bilgisini paylaştı.  Sulak alanların biyolojik, çevre kalitesini artırıcı ve sosyo-ekolojik değerler şeklinde de ayrıldığını söyleyen Özlem, biyolojik değer taşıyan sulak alanlarda canlı türlerinin yüzde 40'ının yaşadığını ve dünyanın en verimli ekosistemleri olduğunu belirtti. Özlem, sulak alaları doğal arıtım olması ve göçmen kuşların yanı sıra çok sayıda canlıya ev sahipliği yapması nedeniyle korunması gerektiğini  vurguladı.    Ramsar Sözleşmesi'nin önemi   Devamında konuşan Doğa Araştırmaları Derneği üyesi Güler Bozok, "Ramsar Sözleşmesi ve Dünya Sulak Alanlar" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Güler, Ramsar Sözleşmesi'nin sulak alanların korunmasına yönelik bir sözleşme olduğunu hatırlattı. Sulak ve yeşil alanların korunması için sözleşmenin önemini vurgulayan Güler, sözleşmeye onlarca ülkenin taraf olmasına rağmen sulak alanların dünyada yok olmaya devam ettiğinin altını çizdi. Sulak alanların uluslarası boyutunun olduğunu kaydeden Güler, elverişli sulak alanların korunması için her ülkenin gereken önemi göstermesi gerektiğinin altını çizdi. Sulak alanların sınırlarının belirlenmesi ve sadece statüsü olan yerlerin sulak alanlar olarak algılanmaması gerektiğini dile getiren Güler, su bulunan tüm alanların sulak alan olarak kabul görmesi ve korunması gerektiği üzerinde durdu.    Sulak alanlara dair gerçekleştirilen panel, diğer aktivistlerin sunum ve konuşmaları ile sürüyor.