‘İktidara göre kamu yararı ormanın korunması değil cami yapılması!’ 2021-02-10 09:08:09   İSTANBUL - Beykoz Ormanı’nda 111 bin metrekarelik alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yeniden imara açılarak, bu alana yapılaşma izni verildi. Duruma tepki gösteren KOS, “Bakanlığa ve Diyanet İşleri Başkanlığına göre kamu yararı, ormanla bitişik yaban hayatının sürdüğü tarım alanının korunması değil, burada bir cami yapılması” dedi.   Beykoz Ormanları 1995 yılında Doğal SİT alanı ilan edilmiş, 2011 yılında Kanun Hükmünde Kararname ile yetkileri Genişletilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeniden sit değerlendirmesinde bulunarak ormanın sit derecelerini yeniden belirlemişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı olan  Berat Albayrak’ın kurduğu Nun Vakfı, Nun Okulları projesi ile  Beykoz’da 2’nci derece sit alanına 2015’te başladığı yapılaşma ile  gündeme gelmişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın imara açtığı bu alana 2017 yılında TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi dava açmıştı. İstanbul 7’inci İdare Mahkemesi tarafından görülen davada imar planın durdurulmasına karar verilerek, bölgenin “Doğal ve Kırsal Karakteri Korunacak Alanlar” ile “Park ve Dinlenme Alanları” içinde kaldığı ve burada “Özel Eğitim Tesisi” fonksiyonunun yer almasının planlama ilke ve esaslarına aykırı olmasından projenin yapılmasını sağlayan büyük ve küçük ölçekli imar planları iptal edilmişti. Ancak dava sonuçlanana kadar 3’üncü havalimanı inşaatını yapan Kalyon İnşaat okulu tamamladı.   Çevre Şehircilik Bakanlığı 111 bin metrekarelik alanı ise 8 Şubat’ta imara açtı. Bölge, Çevre Düzeni Planı’nda “tarımsal niteliği korunacak alan” olarak geçse de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı talebi ile Tarım ve Orman Bakanlığı, “kamu yararı” adı altında parseli tarım dışı kullanıma açtı. “Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” statüsü taşıyan bu alanda ticaret merkezi, cami, otopark yapılması bekleniyor.   Sürecin takipçisi olan Kuzey Ormanları Savunması (KOS), Beykoz Kent Dayanışması ve Beykoz Çevre Dayanışması, “Çevre Bakanlığına itirazımız var” şiarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Planlama Müdürlüğü önünde bir araya gelerek itirazlarını dile getirdi.   ‘Bu bir başlangıç…’   Kuzey Ormanları Savunması aktivistleri, Beykoz Ormanlarının imara açılma sürecine ilişkin şunları aktardı: “Basına yansıyan konunun ilk hareketi Nun Vakfı’nın okulu ile oldu. Özel eğitim alanına çevirmişti o tarihte. Buna ilişkin biz eylemler, basın açıklaması yaptık. TMMOB Şehir Plancıları Odası o planların iptali için dava açtı ve bu davayı da kazanmıştı aslında. Tabi dava süreci boyunca inşaat devam etti ve bugün o orman alanında büyük bir okul kampüsü bulunuyor. Hatta imar planı izin verilen sahanın da dışına taşan bir yapılaşma oldu. Bugün askıya çıkan da başka bir parsel. Bu da yine ticaret alanı, cami ve okul alanı olmak üzere tarım dışına çıkarılmış. Aslında ormana katılması gereken bir alanken imara açılmış durumda. Bu bir başlangıç aslında, bütün o 1995’ten bugüne kadar korunan Kuzey kesimi doğal sit alanı parça parça yapılaşmaya açıldığını Kuzey Otoyolu’nun, Marmara Otoyolu’nun bir kısmı buradan geçiyordu. Bunu göreceğiz maalesef buna engel olmaya çalışıyoruz.”   ‘Bir inşaat gürültüsü bütün doğal hayatı yok edecek’   İmar planındaki parselde AVM, ofis, cami, ilkokul gibi yapılaşmaların olacağını belirten KOS, hazırlanan planın bütün ağaçları yok edeceğini kaydederek bir itiraz kampanyası başlattıklarını dile getirdi. KOS, “Bu sadece bir parselin imara açılması değil. Bu Beykoz’dan Şile’ye kadar giden o hatta korunan bütün ormanın parça parça mülkiyet edinerek yok edilmesi anlamına geliyor. Öyle bir doğal sit alanı ki bugüne kadar korunduğu için üzerinde hala memeli hayvanlar görünüyor. Sit değerlendirme raporu, ÇED raporunda var. Son gördüğümüz bilgiye göre de bir kısım alanı hassas koruma alanı olarak belirlemiş durumdalar ama etrafı, tamamen yapılaşmaya açtığınız bir orman alanında yaban hayatın sürmesi mümkün değil. Orada bir inşaat gürültüsü zaten bütün doğal hayatı yok edecek. Ama onun dışında parça parça yok edilen bir alandan ve bunun mücadelesinden bahsediyoruz aslında” dedi.   ‘Diyanet’e göre kamu yararı cami yapılması‘   Yapılaşmanın olacağı toprağın vasfının kuru mutlak tarım alanı olduğuna işaret eden KOS, “Yapılaşmaya açılmayacak bir tarım vasfından bahsediyoruz. Tarım Bakanlığı’ndan izin istenince Tarım Bakanlığı da ‘Buna ilişkin bir kamu yararı olması gerekir ki ben burayı imara açayım’ gibi bir cevap verdi. Bunun üzerine Çevre Şehircilik Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı devreye giriyor. Buranın imara açılmasının tarım vasfından çok daha önemli bir kamu yararı içerdiği ifade edilerek tarım vasfından çıkarılmasına onay vermiş oluyor. Bakanlığa ve Diyanet İşleri Başkanlığına göre kamu yararı ormanla bitişik yaban hayatının sürdüğü tarım alanının korunması değil, burada bir cami yapılması. Aslında cami işin biraz kılıfına uydurulması gibi oluyor. Asıl mesele burada ticaret, alışveriş merkezi yapılmasına izin verilmesi. Buna dayanak olarak bölgenin ihtiyacı gösteriliyor. Ama bölge dediğimiz uydu fotoğraflarında bile anlaşılabilir civarda iki tane köy var bu köylerin alışveriş merkezine ihtiyacı olduğunu söylemek abes olacaktır” ifadelerini kullandı.   ‘Orman parça parça imara açılıyor’   Kuzey Marmara Otoyolu’yla Beykoz Ormanları’nın kuzey ve güney olarak ikiye bölündüğünü ve buradan kalanların da bölünerek imara açılmaya çalışıldığını kaydeden KOS, “Evet, Kuzey Marmara Otoyolu zarar verdi, ormanı ikiye böldü ama içinde hala yaban hayatının sürdüğü bölgeler var. Bütünden koparılarak parçalara ayrıldı. Şimdi de o parçalardan yeni parçalar koparılmaya çalışılıyor. Üzerinde hiçbir yapılaşma olmasa dahi birinci derece doğal sit alanı olan parsellerin yani özel mülkiyete ait olan alanların hepsinin imara açılmak üzere bugün ilk adımları da atılmaya devam ediliyor” diye belirtti.   ‘Yüzde 6’lık imar hakkı villa yapılsın diye verilmiyor’   Devletin özel ormanları, kamu yararına korumasının anayasal bir görev olduğunu hatırlatan KOS, özel orman sahiplerine verilen yüzde 6’lık bir imar payı olduğunu belirterek, “Bu imar da villa, konut yapılsın diye değil, orman köylüsü orman içinde en azından evini yapsın diye verilmiş bir imar hakkı. Yüzde 6’lık kısım oradaki köylü kendine ihtiyacı olan evini, deposunu yapsın diye verilmiş imar hakkını, bugün orman içinde lüks konutlar olarak görmekteyiz maalesef” dedi.   KOS, “Herkesin düşünmesi gereken; tek kişinin karı mı önemli, ormanın içinde villa da oturması mı kamu yararıdır ve bizim korumamız gereken değerdir yoksa ormanların korunması mı daha önemlidir kararı verilmesi lazım” diyerek, devletin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Orman Bakanlığı’nın bu konuda özel mülkiyetin korunmasını daha üstün gördüğünü dile getirdi.   Kuzey Ormanları Savunması olarak,  birkaç kişinin karı için ormanların geri dönülemez şekilde yok edilmesinin karşısında olduklarını dile getiren aktivistler, yasal ve hukuki mücadele vereceklerini vurguladı.