‘Arı sadece bal değil aynı zamanda doğanın bereketidir’ 2020-05-20 09:06:00   DERSİM - İhraç edildikten sonra Pülümür’e dönerek arıcılık yapmaya başlayan Hatayi Demir, “Doğamıza her yönüyle sahip çıkarsak arıya da sahip çıkmış oluruz. Arı sadece bal değil aynı zamanda doğanın bereketidir” dedi.   Sınıf öğretmeni olan Hatayi Demir (43), 29 Ekim 2016 yılında Eğitim Sen’li olduğundan ihraç edildi. Hatayi ihraç edildikten sonra doğduğu Dersim’in Pülümür ilçesine dönerek arıcılık yapmaya başladı. Küçüklüğünden itibaren üretimin içinde yer alan Hatayi, öğretmen olmadan önce çobanlık yaptığını, deri fabrikasında çalıştı. Hatayi, öğretmen olduktan sonra Van ve Diyarbakır’ın ardından Dersim’in Ovacık gözelerine yakın bir köye tayini çıkmış olsa da meslekten uzaklaştırıldığını belirtti.    ‘Arıcılık eskiden şifa kapısıydı’   Ailesinin 1938 yılı öncesi ve sonrasında köylerine döndüklerinde de arıcılık yapmaya devam ettiğini söyleyen Hatayi, “O dönem arıcılık bir ekonomi kapısı değil bir şifa kapısı olarak görülüyordu. Doğadan gelen şifa satılmazdı. Ben 2016 yılında 675 sayılı KHK ile öğretmenlik görevinden uzaklaştırıldım. Neler yapabilirim arayışı başladı.20 yıl sonra köyüme dönerek arıcılık yapmaya karar verdim. Doğa en iyi okul ve en güzel ibadettir. En iyi ruhsal arındırma... Güzellikleri saymakla bitmez. Sadece biyolojik olarak değil ruhsal olarak da besliyor” dedi.   ‘Doğa insana yeni kapılar açıyor’   Doğayı izlerken doğanın insana yeni kapılar açtığını ifade eden Hatayi, arıcılığın ciddi bir risk altında olduğunu söyledi. Arıcılığın bir yandan yasaklardan kaynaklı bir yandan da ciddi risk altında olduğuna dikkat çeken Hatayi, doğada aşırı kimyasal ilaçların kullanımının arıyı etkilediğini kaydetti. Hatayi, “Kimyasal ilaçlarla müdahale arıcılığı olumsuz anlamda etkiliyor. Doğada aşırı kapasitenin üstünde sürülerin olması bitki çeşitliliğini etkilediği gibi biz arıcıları da olumsuz etkiliyor. Bir yerde sanayi varsa orda arı olumsuz etkilenir. Doğada aşırı insan baskısı arıyı olumsuz etkiler. Köydeyim ve son 10 gündür aralıksız yağmur yağdı, yağmaya da devam ediyor. Bu arının polen getirme akışını etkiledi” sözlerine yer verdi.   ‘Doğaya sahip çıkmalıyız’   Pülümür’ün bitki çeşitliliğiyle arı için zengin bir yer olduğunu ifade eden Hatayi, “Doğamıza her yönüyle sahip çıkarsak arıya da sahip çıkmış oluruz. Arı sadece bal değil aynı zamanda doğanın bereketidir. Türkiye de insanların doğaya karşı açtığı savaş uzun bir süredir devam ediyor. Her yere beton dikme, her yerde maden çıkarma, her suyun önüne set örme zenginlik değildir. Ne kadar orman var? Akarsular temiz mi, doğal tarım yapılabiliyor mu? Üretim yapılabiliyor mu? Dışa bağımlılık var mı? Kuş sesi arı sesi duyuyor musun? Zenginlik, bu soruların cevaplarında yer alıyor. Yanlış uygulamalar ve politikalar sonucu gelinen nokta belli. İnsan doğanın bir parçası, doğaya açtığı savaş, hırs ve ego ile kendisini bitirir. Bugün görülen, virüsler vb. hastalıklar bunun göstergesidir. Kendi bölgem için olumsuz etkiledi diyemem” sözlerini kullandı.    ‘Amacımız doğru ahlaklı üretim’   Hatayi son olarak, “Arılar kadar olmasa da bizlerde çalışıyoruz. Amacımız doğru ahlaklı üretim. İnsan sağlığı doğadan ve sağlıklı gıdadan geçer. Doğayı koruyan kollayan ve seven bir toplum bilincinin yaratılması döngünün sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlar. Sağlıklı bir doğada sağlıklı yaşam diliyorum” diye konuştu.