‘Çılgın’ değil ‘Katil Proje’: Krizi derinleştirip intiharları arttırabilir 2020-01-19 09:02:05   Gülistan Azak   İSTANBUL -  AKP’nin “Çılgın Proje” diyerek ısrarla savunduğu Kanal İstanbul Projesi’ne dair uzmanların uyarıları ve tepkileri sürüyor. Kuzey Ormanları Savunması’ndan Ayşe Yıkıcı, ‘Katil proje’ olarak tanımladığı projenin bölgenin ekolojisinde ciddi tahribatlara yol açacağını belirtirken, psikolog Aynur Özalp ise projenin ekonomik krizi derinleştirerek intihara sürüklenmelerde artışa neden olacağı görüşünde.    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 23 Aralık’ta Kanal İstanbul projesi için halkın görüş, itiraz ve önerilerini almak için 10 günlük bir süre vermişti. Bu süre zarfında binlerce İstanbullu, söz konusu projeye karşı dilekçelerini vermek için günlerce uzun kuyruklar oluşturmuştu. Bakanlık, önceki gün yaptığı açıklamada “Çevresel Ekti Değerlendirmesi Olumlu” kararı alındığını duyurdu.   AKP’nin "Çılgın Proje" diyerek propagandasını yaptığı Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin tartışmalar ve uzman uyarıları ise devam ediyor. İktidar kanadı, projenin yapımında ısrar edip, doğa dostu bir proje olduğu iddialarını sürdürürken, çok geniş bir çevre ise kanalın hem doğaya hem ekonomiye hem de insan sağlığına ciddi zarar vereceğini vurguluyor.   Kuzey Ormanları Savunması’ndan Ayşe Yıkıcı, hükümetin ekolojiyi yok etmek içine elinden geleni yapmaktan geri durmadığını belirtirken, yaşanacak tahribattan en çok etkilenin yine halkın kendisi olacağını ifade etti. Projenin gerçekleşmesi durumunda Karadeniz’den başlayarak Marmara Bölgesi’ne kadar ekolojik dengenin alt üst edileceğine dikkati çeken Ayşe, hükumetin “çılgın” diyerek propagandasını yaptığı projenin aslında “katil proje” olduğunu kaydetti. Ayşe, “Zaten Kuzey Ormanları ve bölge ekosistemi yeterince tahrip edilmişken, daha fazla geri dönülemez sonuçların yaşanmaması adına hükümetin söz konusu projeden derhal vazgeçmesi gerekiyor. Kuzey Ormanları Avrupa’dan gelen kuzey rüzgarlarının taşındığı bir alan. Kuzey Ormanları için ‘Türkiye’nin akciğeri’ diyebiliriz. Yine bölge, kuşların göç yolu özelliğini taşıyor. O bölgeye yönelik herhangi bir müdahale orayı katletmeye dönük olacaktır. Oluşumu doğal olan bir kanal ve boğaz varken, kimseyi geçişine zorlayamayacağımız yeni bir kanalın açılması, ekolojik yıkımdan başka bir şey sağlamayacaktır. AKP’nin iktidara geldiği günden bugüne uygulamaya koyduğu projelerin aslında tamamı betonlaşmaya ve ekolojik yıkıma neden olduğu ortada. Ormanlara arazi olarak bakılması gerçek ve ciddi bir sorun. Zenginliği ve yaşam alanlarıyla sürdürülebilir koruma politikalarının uygulanması gereken bir bölgeye dönük katliam gerçekleştirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Ekoloji ciddi tehdit altında” diye konuştu.   ‘İhanet sonrası dilenen özürler anlam ifade etmez’   Hükümetin Çevre Düzenleme Planının aksine uygulamalar dayattığını, İstanbul’un tarihi, kültürel ve doğal kimlik değerleri ile özdeşleşen ekolojisine dönük saldırıların açık hale getirildiğini belirten Ayşe, şöyle devam etti: “Bölgede irili ufaklı imar çalışmaları başlamış durumda. Buralar çevre düzenleme planı gözetmeden yapılaşmaya açılıyor. Bu sorunun önünü açan da mevcut iktidarın kendisi. İktidar Haliç’i temizlediğini söylüyor ama Kuzey Ormanlarını da yok etmeyi ihmal etmiyor. Bu şehre yeniden ihanet etmeye çalışılıyor. İhanetin en büyüğünün mevcut iktidar sürecinde yapıldığı açık ortada. İhanet sonrası dilenen özürler bir anlam ifade etmez. Biz Kuzey Ormanları Savunması olarak söz konusu proje sürecini 2011 yılından bu yana takip edip, mücadeleyi bugünlere kadar taşıdık. Projenin iptali için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri önünde oluşan uzun kuyruklar aslında ülkenin tüm kesiminin tepkisini net ortaya koyuyordu. Kuzey Ormanları Savunucuları olarak bizler de bu projenin iptaline ilişkin bir çağrı başlattık. Çağrı kapsamında çalışmalarımız sürüyor.”    ‘Ekonomik krize bağlı olarak intiharlar artabilir’   Uzman Psikolog Aynur Özalp ise projenin gerçekleşmesi halinde ekonomik krizin derinleşeceğine ve buna bağlı intihara sürüklenmelerin artabileceğine dikkat çekerek şu uyarılarda bulundu: “Kanal projesinden önce çözüm bekleyen hayati meseleler herkesin malumu. Projeye dönük ciddi kaygılar var. Çok ciddi ekolojik yıkım söz konusu. Birçok kişi Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin kaygılarını paylaşıyor. Ülke ekonomisi tehdit altında. Proje ekonomik krizi derinleştirebilir. Bu krize bağlı olarak da intihar olayları artabilir. ‘Geçiş yollarını kullanmadığımız halde ücret ödemeye devam ediyoruz’ söylemleri sıklıkla duyulan eleştiriler. Ekonomik sıkıntılar insanları o kadar çok bastırıyor ki insanlar en kıymet verilen canlarına dahi kıyabiliyorlar. İnsanlar toplu intiharlara sürükleniyor.  Toplu intiharlar ülkedeki ekonomik krizin büyüklüğünü gözler önüne seriyor. İnsanlarda ciddi kaygı ve endişenin olduğunu gözlemlemek mümkün. Pek çok insan gelecek kaygısı yaşıyor. Bu nedenle hükümetin ‘isteseniz de istemeseniz de yapılacak’ söylemleriyle değil, neden yapıldığına, sağlayacağı veya yol açacağı sonuçlara dair bilgilendirici tutum ve söylemlerde bulunması gerekir. Birçok uzman söz konusu projeye karşı uyarılarda bulunuyor. Projenin yol açacağı sorunlarını en iyi bilecek olanlar siyasiler değil, bilim insanlarıdır. Bu nedenle olası sorunlara karşı bilim insanlarının uyarılarını dikkate almak gerek.”