Küresel İklim Grevi: Yapılacaklar belli ama işlerine gelmiyor 2019-09-24 09:02:56   Melike Aydın   İZMİR - İklim krizine karşı tüm dünyada örgütlenen Küresel İklim Grevi’ne Türkiye’den katılan öğrenciler ve yaşam savunucuları, gelecek için herkesi harekete geçmeye çağırdı. Eylemciler, “Yapılacak şeyler belli ama nedense yapılmıyor. Çünkü işlerine gelmiyor. Tüketimi azaltıyor ve dolayısıyla karları azalıyor” dedi.   İsveçli lise öğrencisi Greta Thunberg’in iklim krizine karşı acil eylem planı çıkarılması için başlattığı Fridays For Future (İklim İçin Cumalar) hareketi Türkiye’de de giderek yayılıyor. 20 Eylül’de başlayan ve bir haftaya yayılacak olan Küresel İklim Grevi’ne Türkiye dahil 139 ülke katıldı. Küresel İklim Grevi’ne katılan öğrenciler ve yaşam savunucuları iklim krizinin bir sistem sorununun yansıması olduğunu söylerken, kitlesel eylemlerin artması çağrısı yaptı.    ‘Eylemlere devam edeceğiz’   Öğrenci grevini Türkiye’den destekleyenlerden lise öğrencisi Deniz Kara, dünyanın endüstri devriminden beri ortalama sıcaklığının 1 buçuk derece arttığını, 2030’da 2 dereceyi bulmasıyla kitlesel ölümlere neden olacağını belirtti. Mercan resiflerinin yok olması gibi durumlarla karşılaşılacağını söyleyen Deniz, “Biz bu kitlesel eylemlere devam edeceğiz. Elimizdeki ile yetinmeyeceğiz. Bütün tehlike geçene kadar devam edeceğiz. Anne ve babalar, eminim çocuğunuzun eğitim hakkından vazgeçmek istemiyorsunuz ama biz öğrenciler olarak buna mecburuz. Bunu yapmadığımız sürece ne okuduğumuz okulun ne de öğrendiğimiz bilgilerin önemi kalacak” dedi.   ‘Yapılacak şeyler belli ama işlerine gelmiyor’   Birleşmiş Milletler (BM) raporuna işaret eden İklim İçin Cumalar aktivistlerinden Maya Kılıç da, en büyük problemler arasında karbon emisyonu olduğunu, büyükbaş hayvancılık atıklarının, plastik atıkların, petrol kullanımının sera gazı üretimine neden olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “Raporda ne yapılacağı net. Karbon emisyonunu gelişmiş ülkelerin yüzde 15 azaltması isteniyor. Gelişmekte olanların daha az çünkü altyapıları yok. Yapılacak şeyler belli ama nedense yapılmıyor. Çünkü işlerine gelmiyor. Tüketimi azaltıyor ve dolayısıyla karları azalıyor. 11 yıl sonra belki onlar yaşamayacak çünkü çoğu siyasetçi 50 yaşının çok üzerinde. Biz ise 11 yıl sonra 20’li yaşlarımızda olacağız. Biz çocuklarımıza bir şey yapmadık demek istemiyoruz.”   ‘Sorunları net olarak söyleme cesareti olmalı’   Küresel iklim krizinin bir sistem sorunu olduğunu, iklim krizi karşısında başarılı olabilmek için birlikte hareket etmek gerektiğini söyleyen Maya, “Örgütlerin ve siyasi partilerin hatası sorunları net olarak söylemiyor oluşları. Bu sağlanırsa problemi çözeriz. Okula gitmemek dikkati çekiyor. Ama grev bir noktaya kadar. Sendikalar da diğer sivil toplum kuruluşları da desteklemeli” dedi.   ‘Erkek egemenliği arttıkça kadın da doğa da daha çok eziliyor’   İklim krizine karşı Türkiye’nin hiçbir çaba göstermediği gibi madencilik ve enerji sektörüne yapılan yatırım ve teşviklerle doğaya zarar verdiğini söyleyen Foça Kadın Forumu’ndan Hamiyet Akkaya da şunları söyledi: “Hiç bitmeyen sorunlarımız var Kaz Dağları, Hasankeyf… Ülkenin her yerinde maden ocakları, JES’ler yapılıyor. Bütün ülke olarak karşı çıkmalıyız. Bu kalabalıkların artması gerekiyor. Özellikle kadınlar karşı çıkmalı. Çünkü erkek egemen olan buyurganlarımızın gücü arttıkça kadın daha çok eziliyor, doğa sömürüsü daha çok artıyor.”   ‘Partiler ekolojiyi programlarına almalı’   Gençlerin eylemlerine ebeveynlerin daha fazla katılması gerektiğini söyleyen yaşam savunucularından Göknur Yumuşak, bunun devletlerin canlılara zarar vermeyen politikalar uygulamaları için baskı unsuru olacağını ifade etti. Enerji tüketiminin azaltılması, doğal enerji kaynaklarının usulünce yapılması ve tarım zehirlerinin kullanılmaması gerektiğini söyleyen Göknur, “Yaşam savunucularının yapacağı şey örgütlenmek. Çocuklar bir ışık yaktılar biz de o sese ses katmalıyız. İklim krizi tamamen gelişmiş devletlerin politikalarından kaynaklanıyor. Etik olmayan şekilde insanların öleceklerini bile bile yapıyorlar. Partilerin programlarında insana yaşama dair tüzükler ve programlara yer vermeli. Ama ben sadece Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ve HDP’de görüyorum. Onların dışında ciddi çalışma programı yok. Tek çözüm örgütlenmek” dedi.