Göknur Yumuşak: ‘Dur’ demezsek dünyanın zamanı tükenecek 2019-06-15 09:08:48   İZMİR - Dünyadaki enerji üretimi ve tarım ilaçlarının doğaya büyük zararları olduğunu belirten Tarım Uzmanı Göknur Yumuşak, “Eğer ‘dur’ demezsek çok hızlı bir şekilde dünyanın zamanı tükenecek. Tohumların, suların özelleştirilmesine karşı 500 bin kişi gelse alana çok şeyi değiştirirdi. Sadece çok uluslu şirketler büyüsün diye Türkiye kirleniyor” dedi.   Doğayı nesneleştirerek kurulan tahakküm ilişkisi nedeniyle dünyaya büyük bir zarar veriliyor. Toprağın, suyun ve havanın dahi metalaştırıldığı sistemden bir an önce dönülmezse insanlığı ve tüm canlıları büyük felaketler bekliyor. Tarım Uzmanı Sosyolog Göknur Yumuşak, dünyaya en çok zararı dokunan canlı olan insanın, doğaya verdiği zararın henüz geri dönülebilir bir yolda olduğuna dikkat çekerek, en çok fosil yakıtları ve tarım ilaçlarıyla zarar verildiğini belirtti.    ‘Termik santraller önemli bir kirletici’    İlerleyen yıllarda dünyayı tohum ve su savaşlarının beklediğine işaret eden Göknur, solunacak temiz hava, içilebilecek temiz suyun kalmayacağı kaygısı yaşadığını dile getirdi. Göknur,  İsveç’te başlattığı sivil itaatsizlik eylemi ile dünyayı harekete geçiren 15 yaşındaki Greta Thunberg’in büyükler için değerli bir örnek olduğunu söyledi. Dünyanın her tarafındaki yaşam savunucularının işbirliği içinde olması gerektiğinin altını çizen Göknur, “Türkiye’de fosil yakıtlar çok önemli bir sorun. Örneğin 1976 yılından beri dünyadaki ikinci kirleticilerinden biri olan Elbistan’daki termik santrallere sürekli yeni üniteler ekleniyor. Oysa oranın bitmesi gerekiyor. Elbistanlılar ölümlerin tanrıdan geldiğini düşünüyorlar ve hiçbir çevre duyarlılığı yok. Diğer yerlerde de bir duyarlılık yok” dedi.   ‘Hoyratça enerji sarfiyatı var’   Hasankeyf’i yok edecek olan Ilısu Barajı ve buna benzer pek çok projenin politik olduğunu ancak Türkiye’deki muhalefetin kağıt üzerinde kaldığını belirten Göknur, “Dünyanın ikinci büyük beton ve üreticisi, en büyük demir çelik üreticisiyiz. Bunların hepsini yurtdışına gönderiyoruz. Enerji üretirken ekolojik denge geri dönüşümsüz bozuluyor. Enerji kimin için ne için üretiliyor? Bahçelerde, AVM’lerde, malikanelerin ışıklandırılmasında hoyratça enerji sarfiyatı var. Aslında sorun bizim enerji politikamızın olmaması” diye belirtti.     ‘Yasaklanmış tarım ilaçları kullanılıyor’   Çok uluslu şirketlerin ilaç sektöründe kurduğu hegemonya nedeniyle tarım zehri kalıntılarının dünyanın her köşesine ulaştığını kaydeden Göknur,  Türkiye’de ise birçok yerde yasaklanmış ve denetimsiz bir şekilde tarım ilaçlarının kullanıldığını aktardı. Bu ilaçların toprak ve yeraltı suları ile vücudumuza karışarak ciddi hastalıklara neden olduğunu belirten Göknur, “Eğer ‘dur’ demezsek çok hızlı bir şekilde dünyanın zamanı tükenecek. Ama her şeye rağmen bir umut var. İnsanlar bir araya gelip güç birliği yaparsa karşılığını bulur. Çocuklarımızla birlikte alana inmemiz gerekiyor. Tohumların, suların özelleştirilmesine karşı 500 bin kişi gelse alana çok şeyi değiştirirdi. İktidar ve muhalefet birlikte yapıyor. Her şeyi biliyoruz ve halktan bekliyoruz. Sadece çok uluslu şirketler büyüsün diye yönetmelikler yapılıyor. Yerel tohumlar yasaklanıyor” ifadelerini kullandı.    ‘5554 sayılı yasa kalkmalı’   Tarım Bakanlığı’nın yerli buğday çeşidini geliştirdiği haberlerini samimi bulmadığını söyleyen Göknur, şöyle dedi: “Ciddi ise bu konuda 5554 sayısı yerel tohum yasasını kaldırsın, üretilmesini sağlasın. Poşet kullanımı ile ilgili çıkarılan yasa göz boyama için. Eğer çevrenin hakları olduğunu düşünüyorlarsa neden dünyadaki poşetleri biz alıyoruz? Binlerce ton poşet geldi. Nükleer artıkları, çöp artıklarını alıyoruz. Dünyanın ikinci büyük gemi söküm işletmesi Aliağa’da, eski gemileri alıyoruz, İzmir Gaziemir’de tonlarca nükleer atık çıktı. Şirketler kazanıyor ülkemiz kirleniyor.”