Emek ve Demokrasi Platformu: Kültürel kırıma karşı hukuki süreç başlatacağız 2019-05-13 14:28:25   DİYARBAKIR - Emek ve Demokrasi Platformu kentte devreye konulan doğa ve kültürel kırım politikalarına ilişkin düzenledikleri açıklamada, söz konusu projelerin durdurulması ve iptali için hukuki süreç başlatacaklarını söyledi.    Emek ve Demokrasi Platformu, Diyarbakır’da devreye konulduğu belirtilen doğa ve kültürel kırım politikalarına ilişkin basın açıklaması düzenledi. Diyarbakır Mimarlar Odası Konferans Salonu’nda düzenlenen basın açıklamasına Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri katıldı. Basın açıklamasını Platform adına Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şerefhan Aydın okudu.   ‘İşçiler mezarda, sorumlular dışarıda’   Açıklama öncesi kısa bir konuşma yapan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Bölge Başkanı Mehmet Şirin Gürbüz,  Soma Katliamı’nın 5’inci yıl dönümünü anımsatarak, “İşçiler mezarda, sorumlular dışarıda” diyerek tepki gösterdi. Amed Emek ve Demokrasi Platformu olarak Soma için adalet beklediklerini belirten Mehmet, yaşamını yitirenleri andı.   ‘Devlet politikaları her şeyi göz önüne seriyor’   Ardından söz alan Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şerefhan Aydın ise, Diyarbakır surları ve Hevsel Bahçeleri’nin 2015 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür mirası olarak tescillenen insanlığın ortak mirası olduğunu anımsattı. Şerefhan, surların ve Hevsel Bahçeleri’nin betonlaşan kentler ve her geçen gün büyük tahribata maruz bırakılan doğa yıkımlarına karşı bugüne kadar korunabilen istisna kültürel ve tabi değerler olduğunu belirtti.  Siyasi iktidarların tüm bu doğa ve kültürel yıkım politikalarıyla kendilerini ayakta tutmaya amaçladıklarını kaydeden Şerefhan, “Siyasi iktidar Hasankeyf, Sur gibi birçok tarihi tescilli sit alanında Kültürel yıkım ile Hesler ve Barajlarla da doğa güzelliklerimize karşı doğa yıkımlarıyla politikasını her defasında bizlere göstermiştir. Bu doğa ve kültürel kırım politikası en son Diyarbakır Suriçi’nde ve Hevsel Bahçeleri’ndeki uygulamalarla karşımıza çıkmıştır. Hevsel Bahçeleri’ne rantiyerler birçok defa göz dikmişlerdi, bunun sonucunda çeşitli fiili girişimleri de olmuştur, ancak bu girişimlerden sonuç alınmamıştır” dedi.   ‘İnsanlığın Sur’larına hep birlikte sahip çıkalım’   Şerefhan, devreye konulduğu belirtilen doğa ve kültürel kırım politikalarına ilişkin platform olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, “Temyiz sonrası da karar değişmezse kırklar dağındaki o dağa felaketini nasıl onarmayı düşünüyorlar acaba?” diye sordu. Tüm kenti ilgilendiren proje ve uygulamaların başlangıç aşamasında ilgili meslek odaları ve kent dinamikleriyle paylaşılmasında ısrarlarını sürdüreceklerini vurgulayan Şerefhan, ülkede hukukun geç kararlaşması sonucu işlenen birçok suçun, cezasız kalabildiğine dikkat çekti.   ‘Sahip çıkalım, koruyalım’   Şerefhan son olarak, “Nasıl ki Dicle Vadisi, Kırklar Dağı projesi doğal tahribat yaratacağı için hukuken iptal edildiyse aynı şekilde şu an Fiskaya bölgesinden Mardin kapıya kadar surların yamacında uygulanan “millet bahçesi” projesi de yanlış bir uygulamadır ve iptal edilmelidir. Projenin yürütmesinin durdurulması ve iptali için de hukuki süreci başlatacağımızı da belirtmek istiyoruz. UNESCO’yu, Çevre Şehircilik Bakanlığı’nı, Büyükşehir Belediyesi’ni, Sur Belediyesi’ni ve Dünya mirası olması itibariyle bir bütünen tüm topluma sesleniyoruz. Tarihsel değerlere, doğal ve kültürel mirasına sahip çıkan bir toplum ancak tarihe ve insanlığa hizmet etmiş olur. Bundan dolayı gelin insanlığın surlarına hep birlikte sahip çıkalım, koruyalım ve insanlığa armağan edelim” dedi.