Ekoloji Birliği: AİHM kararı Hasankeyf'in rantçılığa kurban edilme sürecindeki son darbedir 2019-02-28 10:33:38   DİYARBAKIR - Ekoloji Birliği, AİHM'in geçtiğimiz Perşembe açıkladığı Hasankeyf kararına tepki göstererek, "Uluslararası evrensel hukukun merkezi olarak görülen AİHM'in bu kararı, tarihsel -kültürel ve ekolojik anlamda çok büyük bir öneme sahip Hasankeyf'in, kapitalist rantçılığa kurban edilmesi sürecindeki son darbedir" dedi.   Ekoloji Birliği, Anayasa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) geçtiğimiz Perşembe günü Hasankeyf'in talanı karşısında verdiği karara tepki göstererek açıklama yayınladı. Yayınlanan açıklamada kararın kabul edilemez olduğuna dikkat çekilerek, AİHM kararında, bireylerin kültürel mirasa erişim hakkı konusunda, üye ülkelerin, kültürel mirasın korunmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) hükümlerine dâhil edilmesine ilişkin görüş birliğine varmadığına vurgu yapıldı.   Açıklamada şunlar kaydedildi:   "Uluslararası evrensel hukukun merkezi olarak görülen AİHM'in bu kararı, tarihsel - kültürel ve ekolojik anlamda çok büyük bir öneme sahip Hasankeyf'in, kapitalist rantçılığa kurban edilmesi sürecindeki son darbedir. AİHM'in bu kararı, ekolojiyi ve insanlığın ortak kültürel mirasını korumak yerine, devletlerin ve şirketlerin 'kalkınma ve enerji ihtiyacı' taleplerinin daha çok önemsendiğini ortaya koyuyor. Bu kararın, davanın başvurusundan 13 yıl sonra, yani baraj inşaatının son aşamasında verilmesi, sergilenen tavrı daha da netleştiriyor. İç hukuk yolu olarak, Türkiye mahkemelerinde açılan davalarda da başından beri 'kalkınma ve enerji ihtiyacı' taleplerini gözeten bir yaklaşım sergilenmiştir.    'Durdurma talebiyle 10'un üzerinde dava açıldı'   Ilısu Baraj Projesinin yapımı ilk olarak 20 Mart 1997 tarihinde 1997/9532 sayılı karar ile Bakanlar Kurulu tarafından kararlaştırılmıştı.  Bu tarihten günümüze kadar, ilki 1999'da olmak üzere, 'kültürel miras tahribatının uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu' gerekçesiyle, Ilısu Baraj Projesi iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle, sayısı 10'un üzerinde dava açıldı. Bu davaların hemen hepsinde özetle; tarih, kültür ve çevre mevzuatına uygun bulunarak Ilısu Baraj Projesinin devamında sorun görülmedi.   'AİHM'in kararı devlet ve şirketleri cesaretlendirecektir'   AİHM'nin bu kararı birçok yerde, devletlerin ve şirketlerin tarihsel ve kültürel mekânlara yönelimini cesaretlendirecektir. Eğer Hasankeyf'in korunması yönünde bir karar verilseydi, başta Türkiye olmak üzere tüm devletlerin tarihsel - kültürel ve doğal mekânlara yaklaşımını koruyucu yönde değiştirecek bir etki sağlanabilirdi. Tarihsel ve kültürel mekânlara erişilebilirliğin temel bir insan hakkı olarak değerlendirilmesine karşın, insan haklarının korunmasında kendisini merkez sayan AİHM gibi bir kurumun verdiği bu karar üzücü olmakla beraber, gerçekte neyin belirleyici olabileceği konusunda da kaygı vericidir.   Bizler Türkiye genelinde mücadele yürüten 60'a yakın kurumun ve örgütün birliği olan Ekoloji Birliği olarak AİHM 'in bu kararını kaygı verici ve art niyetli buluyoruz. Bu doğrultuda tarihsiz, kültürsüz ve doğasız yaşanamayacağı bilinciyle, başta Hasankeyf olmak üzere tarih, kültür ve doğa katliamına karşı mücadeleye devam edeceğimizi duyuruyoruz."