7 kıtada kadınların 2018'i: Güçlü kalın, mücadeleye devam

  • 09:01 31 Aralık 2018
  • Dünya
Sibel Özalp
 
İSTANBUL- Time's Up kampanyasından Grammy Ödül Töreni'ne, İspanya'daki 24 saatlik feminist grevden Amerika'daki WomenDisobey, Şili'deki AborteLibre eylemlerine… Dünya kadınları sesini giderek yükselmekte olduğu bir yılı geride bırakıyor ve gelecek yıla dair daha fazla kadın kazanımının elde edileceğine dair umutlarını büyütüyor. 
 
İnsanlığın yarısını oluşturan kadınların, haklarından yararlanabilmesi ve özgürleşebilmeleri için, bugüne dek büyük mücadeleler verildi. Cinsiyetçi toplumsal düzenlemelerin açığa çıkarılması, kadınların ve çocukların maruz bırakıldığı şiddet ve hak ihlalleri için verilen mücadeleler sonucunda, toplumsal duyarlılık yaratılmaya ve yasalarda gerekli düzenlemeler yapılmaya başlandı. Tümüyle eşitlikçi toplumsal örgütlenmeye yönelik, atılması gereken daha çok adım olduğu görülüyor.  Ancak verilen mücadeleler sonucunda dünyadaki kadın kazanımları görmezden gelinemez. Türkiye'de olduğu gibi dünyanın her yerinde bir yıl boyunca kadın kazanımları elde edildi.
 
Time's Up - Süre Doldu
 
Bunlardan ilki de Ocak ayında ABD'de sinema sektöründe yer alan aralarında Cate Blancheet, Emma Stone, Eva Longoria, Natalia Portman gibi kadın oyuncuların da olduğu 300'den fazla kadının Time's Up (Süre Doldu) adlı yeni bir inisiyatif kurarak sektördeki cinsel tacize karşı yeni bir kampanya başlatması oldu. Kampanyanın öncüsü oyuncular bu yıl ki Altın Küre Ödül Töreni'nde kırmızı halıda siyah elbise giyme çağrısı yaptı. Bunun dışında 'Time's Up' cinsiyete dayalı ücret adaletsizliğinin ortadan kaldırılması ve kadınlara kamuyla ilgili tüm kurumlarda daha fazla yer ayrılması çağrısı da yaptı.
 
Grammy ödül törenine kadın hareketi damgasını vurdu
 
Hollywood'da tacize karşı başlatılan Time's Up kampanyası Altın Küre Ödül töreninden sonra da dünyanın en büyük müzik ödül töreni olan Grammy ödül törenine damgasını vurdu. Protesto hareketinin sembolü bu kez beyaz güller oldu. 60'ıncı Grammy Ödül Töreni'ne katılan sanatçıların çoğu, cinsel tacize uğrayanlara desteklerini dile getirmek ve cinsiyet eşitliğine dikkat çekmek için yakalarına beyaz gül taktı. Ödül törenine katılacaklara, beyaz gül takma çağrısı yapan Voices in Entertainment (Eğlence Dünyasından Sesler) adlı grup, "Beyaz gülü seçtik çünkü tarihsel olarak umut, barış, sempati ve direnişi temsil ediyor" dedi.
 
Yine ABD'de Olimpik Jimnastik Takımı'nın eski doktoru Larry Nassar, 156 atlete tıbbi tedavi bahanesiyle cinsel istismardan dolayı toplam 175 yıl hapis cezasına çarptırıldı. #MeToo diyen 10 kadının suç duyurusu ile başlayan dava 150 kadının daha katılımıyla büyüdü.
 
Başörtüsü takmak bizim kararımız olmalı
 
2018'in Şubat ayına gelindiğinde ise İran'da molla karşıtı rejime karşı haklarını savunan kadınların protestosu devam etti. Kadınlar, 2017'nin Aralık ayında Tahran'da beyaz başörtüsüyle eylem yapan ve direnişin sembolü olan Vida Movahed'in başlattığı protestoyu sürdürmeye devam ettiler. Vida'nın ardından "Başörtüsü takmak bizim kararımız olmalı" diyen kadınlar tek kişilik eylemlerini yapmaya ve direniş göstermeye devam etti. 
 
İspanya'da 24 saatlik feminist grev
 
2018'in üçüncü ayına girerken 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, dünyada kadın hareketi bu ay içerisinde şiddete karşı farklı ülkelerde eylem ve grevler gerçekleştirdi. İspanya'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde kadın haklarını savunmak için ülke genelinde 10 sendikanın çağrısıyla başlatılan 1 günlük grev nedeniyle yüzlerce tren seferi iptal edildi ve birçok kadın evinden, işinden, okulundan çıkıp meydanları doldurdu.
 
Google'ın bu yılki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Doodle'ını ise dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan kadınların gönderdiği hikâyeler oluşturdu. Tam 12 hikâyenin yer aldığı Doodle'da; aşk, güven, mücadele ve hastalık gibi konular işlendi. Google'ın bu sürprizi sosyal medyada oldukça olumlu karşılandı.
 
'Hayır, hayır demektir'
 
Yine İspanya'da bir kadını cinsel saldırıya maruz bırakmaktan yargılanan 5 erkeğin, sadece 9 yıl hapis cezasına çarptırılmasına tepki gösteren kadınlar adil ceza talebiyle meydanlardaydı. Verilen cezayı yeterli bulmadıklarını söyleyen kadın örgütleri, kararı temyize götüreceklerini söyledi. Karara tepki gösteren binlerce kadın başta başkent Madrid olmak üzere pek çok kentte sokağa çıktı. "Utanç verici!", "Hayır, Hayır demektir" şeklinde sloganlar atan kadınlar, kararı veren hâkimin de istifasını istedi.
 
Kadınlar İran'da yasak olduğu halde stadyuma girdi
 
1979'dan beri kadınların futbol maçlarına gitmesinin yasak olduğu İran'da ise erkek kılığına giren 5 kadın, takma bıyık, sakal ve erkek kıyafetleri giyerek destekledikleri Persepolis takımının maçı için stadyuma girdi. İran devleti, kadınlara yönelik yasağı maç ortamlarının kadınlar için uygun olmadığı şeklinde gerekçelendirirken, kadınlar konuyu sosyal medya üzerinden gündeme getirdi. 
 
Yıllardır hakları için mücadele eden Suudi Arabistanlı kadınlar ise 35 yıllık yasaktan sonra ilk kez sinema salonunda yerlerini aldı. 18 Nisan tarihinde Suudi Arabistan'da sinema salonu açıldı. Açılan bu yeni sinema salonlarında Suudi Arabistan'daki çoğu kamu alanındaki uygulamaların aksine kadınlar ve erkekler ayrı yerlerde oturmadılar. 
 
İrlan'da da kürtaj yasağına karşı kadın direnişi kazandı
 
Yine İrlanda'da kadınlar kürtaj yasağına karşı sürdürdükleri direnişi kazandılar. Yapılan referandumda kürtaj yasağına ilişkin yasalar kaldırıldı ve kadınlar kazandı. İrlanda'da kürtaj yasağına ilişkin referandumun resmi sonuçlarına göre, 'Evet' kampanyası destekçileri oyların yüzde 66,4'ünü alarak zafer kazandı. Kürtaj yasağının sürmesini isteyenler 'Hayır' kampanyacılarının oy oranı ise yüzde 33,6'da kaldı. Ülkede yıllardır tartışılan kürtajı yasaklayan yasal düzenlemede değişiklik yapılmasının da önü açılmış oldu.
 
Öte yandan dünyanın büyük sinema ödül törenlerinden biri olan Cannes Film Festivali'nde de #MeToo hareketine öncülük eden kadın sanatçılar damgasını vurdu. Cannes'daki kıyafet kuralları arasında kadınların topuklu ayakkabı giyme zorunluluğu bulunuyor. Bu zorunluluğu öngören festivale karşı oyuncu Kristen Stewart ayakkabılarını çıkartarak kırmızı halıda yürüdü.
 
'Arrested. Stay strong. Keep fighting. #WomenDisobey'
 
Amerika'da ise kadınların öncülüğünde binden fazla kişi Amerikan yönetiminin göçmen politikalarını protesto etti. ABD yönetiminin göçmen politikasını ve kayıt dışı göçmenlerin Meksika sınırında çocuklarından ayrılmasını başkent Washington'daki bir Senato binası içinde protesto ederek oturma eylemi yapan yaklaşık 600 kadın gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında 71 yaşındaki ünlü ABD'li aktris Susan Sarandon da vardı. Susan, hakkındaki gözaltı kararını Twitter hesabından duyurdu. "Arrested. Stay strong. Keep fighting. #WomenDisobey (Gözaltına alındım. Güçlü kalın. Mücadeleye devam. #Kadınlarbaşkaldırın)" mesajı veren Susan'a #WomenDisobey etiketiyle sosyal medyada kadınların desteği büyük oldu. 
 
#AbortoLibre
 
Arjantin ve İrlanda'dan sonra Şili'de de kadınlar kürtaj hakkı için meydanlardaydı. Şili'de 100 bini aşkın kadın kürtaj yasaklarının kaldırılması için yürüdü. Başkent Santiago başta olmak üzere ülkenin birçok kentinde, kadınlar hükümetin yasal ve güvenilir kürtajın önüne engel koyması sonrası muhalefetin sunduğu kürtaj yasa tasarısına destek vermek için sokağa çıktı. Protestolarda "Zengin öder, yoksul kanar" ve "Üç neden yeterli değil" sloganları öne çıktı. Santiago'daki protestolarda öğrencilerle polis arasında çatışma çıktı. Kadınlara #AbortoLibre (Ücretsiz kürtaj) etiketiyle sosyal medyada destek verildi. 
 
Ni Una Menos
 
2018'in Eylül ayına geldiğimizde, Arjantin'de kadınlar krize karşı direnişteydi. Ni Una Menos (Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz) ile örgütlenerek kadın katliamlarından kürtaj hakkına, krizden grevlere her yerde mücadele etmeye devam ediyor. Kadınlar Ni Una Menos derken neoliberalizmin erkek egemenliğini de teşhir ediyor.
 
Kadınlar, cinsiyete dayalı ücret eşitsizliğine karşı meydanlarda
 
Son aylara yaklaşıldığında ise İzlanda'da kadınlar cinsiyetler arasındaki ücret eşitsizliğini protesto etmek için iş bırakarak alanlara çıktı. Kadınlar başkent Reykjavik'in yanı sıra Akureyri, İsafjördur, Keflavik ve Egilssatir kentlerinde de gösteriler düzenledi. Talepleri ise; kadınlar ve erkekler arasındaki ücret farklılığının sıfırlanması, iş yaşamında cinsel taciz ve tecavüzlerin engellenmesi için önlemler alınması ve kadınların yoğun olarak çalıştığı sektörlerde yöneticilerin de kadın olması. Yani dünyanın her yerinde kadınlar ekonomik haklarından vazgeçmedi.
 
İsrail'de ise kadınlar, kadın katliamlarına karşı kitlesel protestolar düzenlemeye devam etti. İsrail'deki kadınlar da tıpkı Türkiye'de olduğu gibi hükümetin kadına yönelik şiddeti durdurmak için açıkladığı planı uygulaması için mücadelesini sürdürdü.
 
21'inci yüzyılda, küreselleşme ve insan haklarının olduğu çağda adalet yerini bulana kadar bütün kadınlar daha fazla kazanımı hak ettiğini söyledi. Dünyadaki kadın hareketleri mücadelesini sürdürdükçe yeni kazanımların önünde hiçbir engelin duramayacağını dile getirmeye devam etti.