Hindistan'da kadın çalıştayı Sakine Cansız'a adandı

  • 12:35 5 Aralık 2018
  • Dünya
HABER MERKEZİ - Hindistan'ın Bangalore kentinde düzenlenen uluslararası çalıştayda kadın kurtuluş perspektifleri tartışıldı. Paris'te katledilen Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız'a adanan üç günlük çalıştayda, Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesi ve kurtuluş ideolojisi sunumları büyük ilgi gördü.   
 
Hindistan'ın güneyindeki Bangalore kentinde 16 ülkeden bir araya gelen yaklaşık 200 kadın üç gün boyunca kadın kurtuluşu konusunda mücadele deneyimlerini ve ideolojik perspektiflerini tartıştı. 2016 yılında Nepal'de düzenlenen 2. Dünya Kadın Konferansı'nda alınan karar doğrultusunda düzenlenen çalıştay, Paris'te katledilen Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız ve geçen yıl Hindistan'da faşistler tarafından katledilen Gauri Lankesh'e adandı. 
 
Taban Kadınlarının Dünya Konferansı bileşenleri tarafından düzenlenen çalıştayın her gününde kapsamlı bir sunum yapılıp, ardından toplu tartışmalar yürütüldü. Çalıştayın ilk günündeki sunum Hindistan Devrimci Kadın Örgütü (AIRWO) genel sekreteri Sharmistha Choudhury tarafından yapıldı.
 
'Kadına yönelik şiddet genel koşullardan kopuk ele alınmamalı'
 
Sharmistha, çağımızda kadına yönelik saldırıların epidemi düzeyine ulaştığını ancak her zamankinden daha fazla kadının mücadele ettiğini vurguladı. Kadına yönelik şiddetin genel koşullardan kopuk ele alınmaması gerektiğini belirten Sharmistha, eril şiddetin Hindistan'da son yıllarda korkunç boyut ve biçimlere ulaştığının altını çizerek, "Şiddetin kökü nedir? Esasen buna yoğunlaşmalıyız. Hindistanlı kadınlar olarak şiddete karşı en büyük protestoları gerçekleştiriyoruz ama bu protestolarla değişimi yaratamıyoruz. Demek ki daha farklı bir mücadeleye ihtiyacımız var" şeklinde konuştu. 
 
'Kadın özgürlüğü kadının toplumsal üretimdeki yerine bağlıdır'
 
Ataerkilliğin ortadan kalkması için sınıf ve devletin ortadan kalkması gerektiğini ifade eden Sharmistha, "Kadın özgürlüğü kadının toplumsal üretimdeki yerine bağlıdır" deyip, kadın hareketinin bütün sol demokratik devrimci hareketle bağ içinde olması gerektiğini dile getirdi. Sharmistha devamında kadınların feminizmi bütün sol örgütler içine taşıması gerektiğini, kadın ve sınıf kurtuluşunun diyalektik süreçler olduğunu ve bağımsız-özerk kadın örgütlerinin öneminin çok fazla olduğunu vurguladı. 
 
'Kadın özgürlük çalışmasının mimarı Abdullah Öcalan'dır'
 
Çalıştayın ikinci gününde Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesindeki deneyimleri ve ideolojik tespitleri anlatıldı. Kürt Kadın İlişkiler Merkezi (REPAK) Temsilcisi   Meral Çiçek ve Uluslararası Kürt Kadın Hareketi Temsilciliğinden Dilar Dirik'in birlikte yaptığı sunumda öncelikle çalıştayın adandığı Sakine Cansız'ın Kürt kadın özgürlük mücadelesindeki yeri anlatıldı. Özellikle 20. yüzyıldaki sol-sosyalist devrim hareketlerinde kadınların önemli rol oynadığını ancak kadınların konumlarının pek değişmediğini vurgulayan Meral ve Dilar, Kürt özgürlük mücadelesinin cins sorununu ikincil değil temel sorun olarak ele aldığını kaydetti. Kadın özgürlük çalışmasının mimarının PKK Lideri Abdullah Öcalan olduğuna vurgu yapılan sunumda, cins ve sınıf sorununa yaklaşımdaki paradigmasal değişim sürecinin parametreleri aktarıldı. 
 
'Her özgürlük arayışı kadın özgürlüğünü merkezine almak zorunda'
 
Meral ve Dilar, örneklerle devrimci hareketler içinde radikal cins ve sınıf mücadelesinin önemini vurgularken, güçlü bir kadın kurtuluş mücadelesi için erkekliğin bir sistem olarak çözümlenmesi gerektiğinin altını çizdi. "Erkekliğin sistem olarak aşılması sosyalizmin temel ilkelerinden olmalı" denilen sunumda erkeği dönüştürme projesi bağlamındaki deneyimlere yer verildi. Kürt kadınlarının özgün ve özerk örgütlenmelerini geliştirerek kazanımlar elde ettiğinin altı çizilirken, kopuş teorisi ve sonsuz boşanma kuramları ile kadın kurtuluş ideolojisi özetlendi. Sunumda kurtuluşun "devrimden sonrasına" ertelenemeyeceği vurgulanıp, "Her özgürlük arayışı kadın özgürlüğünü merkezine almak zorunda. Çünkü kadın sorunu ne ikincil bir sorun ne de bir yan çelişkidir. Bütün sorunların anasıdır" denildi. 
 
'21. Yüzyılı kadın özgürlük çağına dönüştürelim'
 
Sunumlarda devrimci hareketlerdeki kadınların tarihsel öncülük rolünü oynayabilmesi için özgün ve özerk örgütlenmesinin şart olduğunun altını çizilerek "Ataerkilliğin sonu mümkündür. Zira insanlık tarihindeki en kısa dönemi oluşturuyor. Ataerkilliği, 2. kadın devrimini her yerde gerçekleştirerek aşabiliriz. Böylesi radikal bir kadın devrimi olmadan yaşamın bütün sömürü biçimlerinden özgürleştirilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak köle kadınla da devrim yapılamaz. Dolayısıyla toplumun özgürlük ve eşitlik düzeyini belirleyen kadın özgürlük ve eşitlik düzeyidir" denildi. Gerçek değişimin sağlanabilmesi için kadınların her yerde özgün örgütlülüklerini geliştirmesi gerektiğinin vurgulandığı sunum, şu şekilde bitti: "Öyleyse ataerkil sistemden kadına ve erkeğe yüklediği bütün özellikleriyle sonsuz boşanarak devrimsel süreçlerdeki kadın öncülüğünü güçlendirelim ve böylece 21. yüzyılı kadın özgürlük çağına dönüştürelim."
 
Çifte üretim kavramı ele alındı
 
Çalıştayın üçüncü ve son gününde ise Almanya'dan ICOR Genel Koordinatörü Monika Gaertner-Engels ve DKK Avrupa Koordinatörü Halinka Augustin tarafından hazırlanan sunum yapıldı. Monika Gaertner-Engels, Türkiye'nin Efrîn'e yönelik saldırılarının protesto edildiği bir gösteride YPG bayrağını taşıdığı gerekçesiyle yargılandığı davanın duruşması görüldüğünden çalıştaya katılamayınca, sunum Halinka Augustin tarafından okundu. Sunumda kadınların en büyük başarıları devrimci birlik içinde elde ettiği belirtildi. Marks ve Engels'in kadınlar için geliştirdiği çifte üretim kavramının ele alındığı sunumda, ancak sosyalist toplumda kadın ve erkeğin kurtuluşu için koşulların mümkün olabileceği ifade edildi. Temel engelin küçük burjuva düşünce biçiminin olduğu söylenen sunumda, burjuva feminizminin de bundan payını aldığı belirtildi. Sunumda Kürtlerin özgürlük mücadelesinin kadın sorununu merkeze alan ve kadını tarihteki ilk sınıf olarak ele alan yaklaşımına itiraz edilen sunumda, sömürünün özel mülkiyetin ortaya çıkması ile geliştiği ifade edildi. 
 
Üç günlük çalıştayda hem sunumlar üzerine tartışmalar geliştirildi hem de çeşitli örgüt temsilcileri mücadeleleri ve ülkelerindeki kadınların durumunu aktardı. Özellikle Afrika ve Asya kıtalarından katılım sağlayan kadınlar konuşmalarında Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesinde daha çok şey öğrenebileceklerini ifade edip, çeşitli sorular sorarken Almanya'dan katılan kadınlar Kürt kadınlarının mücadelesinin anlam ve önemini vurgulayıp, ancak esas düşmanın ataerkillik değil emperyalizm olduğunu söyledi. 
 
'Erillikten arındırılmış bir tartışma diline ihtiyacımız var'
 
Tartışmaları özetleyen REPAK temsilcisi Meral Çiçek bunun üzerine Dünya Kadın Konferansı bileşenleri olarak teorik-ideolojik tartışma zeminleri çoğaltıp, kavram ve kuramlar üzerine daha derinlikli tartışmaya ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Cins sorunu, sınıf mücadelesi, devrim ve devrimci gibi kavramların farklı anlaşıldığını belirten Meral, "Örgütlü kadınlar olarak dogmatizmin üzerimizdeki etkileri sorgulamaya ihtiyacımız var. Çok açık tartışabilmeliyiz ama bununla birlikte erillikten arındırılmış bir tartışma dili ve kültürü geliştirmeye ihtiyacımız var" diye konuştu. 
 
Üç günlük çalıştay dün akşam devrimci kadın şarkıları ve Rojava'dan direniş parçaları eşliğinde halaylarla sona erdi. 
 
Çalıştayın sonuç bildirgesinin önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor.