Filistin’in mücadele tarihinde kadınlar

  • 09:04 15 Mayıs 2021
  • Dünya
Aysel Işık 
 
HABER MERKEZİ -  Filistin’de 1987 yılında gerçekleşen birinci intifadan bugüne kadınlar, her dönem kendilerini var etmeye çalışır. İsrail işgaline, dayatılan toplumsal rollere karşı ve özgürlükleri için sokaklarda, cephelerde yer alan Filistinli kadınlar bugünlerde yine aynı taleplerle alanlarda.
 
Filistin halkı, önce Osmanlı egemenliği altında, ardından İngiliz mandası altında, nihayetinde İsrail işgalinden günümüze kadar süren hak ve özgürlük mücadelesinde çok farklı direniş süreçlerini tecrübe eder. Kadınlar, söz konusu direnişlere sosyal, ekonomik, siyasi, askeri destek ve zemin sağlayan, kendine özgü dinamikleri bulunan bir hareket olarak görülebilir. Her ne kadar yoğun savaş dönemlerinde Filistin kadınları arka cephede mücadele etmeye itildiyseler de yer yer örgütlü yer yer dağınık şekilde önemli süreçlerde yer almış ve adlarını kadın tarihine yazdırmışlardır. Geçmişten bugüne ön saflarda korkusuzca topraklarını savunmaya çalışan bu kadınlar hiç şüphesiz ki tüm dünya kadınlarına örnek ve yol gösterici olur. 
 
Geçmişten bugüne Filistin kadınlarının ilk çıkışı ve mücadeleleri üzerinde biraz durmak gerekirse;
 
Filistinli kadınlarda milli kimliğinin oluşumu: 1897-1948 
 
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk kez Napoleon Bonaparte tarafından 1799 yılında ortaya atılan, Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurma fikrinden yaklaşık 80 yıl sonra İsviçre’de toplanan 1. Siyonist Kongresi’nde alınan kararla birlikte Filistin’e yoğun bir Yahudi göçü başlar. 1893 yılından itibaren Filistin’e yönelik başlayan göçe ilk tepki verenlerin arasında Filistinli kadın gruplar yer alır. 1897 yılında başlayan göçe karşı kadınlar taleplerini duyurabilmek amacıyla Afûla bölgesinde gösteriler düzenleyerek, Yahudilerin Filistin topraklarına yerleştirilmesi politikasına karşı çıkar. 
 
Kadınların mandaya karşı başkaldırıları 
 
1917 yılının aralık ayında Güney Filistin, İngiltere tarafından da işgal edilir. Savaş sonrası 1922 yılında Milletler Cemiyeti kararıyla İngiliz mandası yönetimi altına giren Filistin’de bu karara ilk tepki verenler arasında Filistinli kadınlar da bulunur. Örneğin; bu dönemde Züleyha Eş-Şehabi ve Kamiliya Es-Sekakîni gibi kadın önderler bu gösterilere ve protestolara yön vererek, Filistinli kadınların işgale ve mandaya karşı harekete geçmelerini sağlar. 
 
Arap Filistinli Kadınlar Birliği
 
İşgale karşı verilen mücadele ve ortaya çıkan direniş, söz konusu dönemdeki Filistin kadın hareketi açısından önemli bir motivasyon unsurudur. Özellikle başta İngiliz mandası döneminde sömürgeciliği önlemek ve ayrıca silahlı direniş esnasında baba, eş ve çocuklarını kaybeden diğer Filistinli kadınlara yardım etmek amacıyla Kudüs’te 1921 yılında Arap Filistinli Kadınlar Birliği kurulur.  
Bu birlik, Filistin’deki ilk örgütlü hareket olarak kabul edilirken, birliği takip eden dönemde pek çok kadın örgütlenmesi de oluşur.
 
Kentsel ve kırsal alandaki kadınlar da direnişe katılır 
 
Bu süreçlerde en dikkat çekici gösterilerden biri de 1929 yılında Kudüs şehrinde düzenlenen gösterilerdir. Yüzlerce kadın bu gösterilerde İngiltere’nin manda yönetim merkezine giderek Yahudi göçünün durdurulmasını, Araplara yapılan işkencelere son verilmesini ve Yahudi tutuklulara yapılan muamelenin Arap tutuklulara da aynen uygulanmasını talep eder. Günlerce süren bu çatışmalar esnasında 9 Filistinli kadın hayatını kaybeder. Kırsalda yaşayan kadınlar da bu anlamda şehirlerdeki Filistinli kadınlar kadar gösterilere katılır ve bir çok kuruluşa üyeliklerini yaparak oturma eylemlerine katılır. Özellikle Filistin kırsalında yaşayan kadınlar, tedarik işlerinde, mektupların transferinde, Filistinli direnişçilerin saklanması, kaçırılması ve yaralı olanlara ilk yardım yapmak hususlarında bu sürece destek olur. Bunun yanı sıra Filistinli direnişçilerin silahlanması için kadınlar, sahip oldukları çoğu maddi ve kişisel birikimlerini bağışlar. 
 
Kadınlara silahlı eğitim 
 
Afula’da 1911 yılında topraklarından uzaklaştırılmış bir Arap köylüsünün Ha-Şomer Örgütü mensupları tarafından öldürüldüğü olaya tepki olarak gelişen silahlı harekete kadınların da katılmaları ile başlayan kadın mücadelesi, örgütlü bir hal alarak Yafa bölgesinde 1933’te Zahrat al-Ukhawan (Kır Çiçeği Kızları) adında bir mücadele grubunun kurulmasına yol açar. 
 
Filistinli kadınlar bu dönemde yalnızca silah satın alma ve bunu nakletmekle yetinmez, direniş hareketlerinde bilfiil silahlı mücadele de verir. Bu anlamda 26 Haziran 1936’da meydana gelen ve Vadi Azzûn çatışması olarak geçen mücadelede hayatını kaybeden Fatma Gazal, Filistin tarihinde ulusal bir kahraman olarak halen anılır. 1930'lu yıllarda Filistinli kadınlar silahlı eğitim alarak direnişe fiili destek vermeye başlar.
 
Filistin’de örgütlü kadın hareketlerinin başlangıcı: 1948-1967 
 
İsrail tarafından Filistin halkına yönelik şiddetli saldırılar, 1948 yılının aralık ayında başlar. Bu saldırılar karşısında yaklaşık bir milyon Filistinli, 1948 yılında vatanlarının İsrail tarafından işgal edilmesini müteakip ülkelerinden ayrılmak zorunda kalır. 
 
FKÖ’nün kuruluşu 
 
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) içinde 1960’lı yıllarda Fetih’e bağlı Umumi Filistin Kadın Birliği (UFKB) kurulur ve bütün kadın örgütleri tek çatı altında toplanır. Kadınlar, Batı Şeria’da yardım faaliyetleri adı altında dikiş-nakış, okuma-yazma ve ilk yardım kursları düzenler. Bu alanda sağlanan başarı UFKB’nin hastane, okul ve kimsesizler yurdu açmasını sağlar. İsrail’in 1967 saldırısı sonrası kadınların işgal karşıtı miting düzenleyip, broşür dağıttıkları da görülür. FKÖ’nün Lübnan’daki mülteci kamplarında faaliyetleri kadın sorunundan ziyade çocuk doğumu ve aile sağlığı etrafında şekillenir. 1975–76 yıllarındaki katliamların etkisiyle çocuk doğumuna önem atfedilir. UFKB aracılığıyla Fetih güdümündeki kadın hareketi Fetih’in Tunus’a gönderilmesi ile sona erer. Bu olay UFKB içindeki örgütlerin ayrışmasına neden olur. Daha sonra UFKB’nin El-Fetih’in kadın kollarına dönüştüğü görülür.
 
Filistinli kadınların faaliyetleri, ilticanın aileler üzerinde bıraktığı izleri hafifletmek amacıyla toplumsal ve siyasal alanlarda yoğunlaşır. Böylece Filistin halkının yerinden edilmesinden kaynaklanan sorunların azaltılması için Kudüs Kadın Birliği çatısı altında pek çok şube kurulur. İsraillilerin gerçekleştirdikleri katliamların izlerini silmek amacıyla söz konusu şubeler önemli faaliyetler gösterir ve buna benzer kuruluşlar birçok mesleki kurslar açar. Bunlar arasında; dikiş nakış kursları, cehaletle mücadele için okuma yazma kursları, sivil savunma, muhasebe, matbaa ve ilkyardım kursları öne çıkar. 1948 ve 1967 yılları arasındaki dönemde kadınların siyasi çabaları kapsamında bu dönemde kurulan ve gelişen siyasi partilere kadınlar yoğun ilgi gösterir. 
 
Kadınlar ulusal çalışmalara katılır
 
Filistin’de yaşananların tüm dünyaya duyurulması amacıyla Arap ülkelerindeki ve uluslararası düzeydeki konferanslara katılan kadınlar, 1957 yılında Moskova'da düzenlenen Dünya Öğrenciler Birliği Konferansı’na resmi düzeyde katılır. FKÖ’ye bağlı Halk Örgütü İdaresi'nin temsilcilerinin katılımıyla 1965 yılında düzenlenen Kudüs Konferansı'nda Filistinli Kadınlar Konfederasyonu’nun kurulduğu resmi olarak tüm dünyaya ilan edilir. Kurulan bu konfederasyon kadınların işgale karşı direnişleri için bir dizi hedefler belirler. Bu hedeflerden en önemlisi Filistinli kadınların ulusal çalışma, örgütlenme ve mücadele çalışmaları gibi tüm alanlarda varlık gösterebilmesini sağlamaktır. 
 
Bu çalışmaların elbette Filistin gibi bir yer de kadınlar için bir bedeli olur. Gerçekleştirilen siyasi faaliyetler esnasında birçok Filistinli kadın hayatını kaybeder. 1952 yılında Kudüs'te düzenlenen bir gösteride hayatını kaybeden Reca' Ebu Hammâşe “Filistinli kadın şehitler” arasında öne çıkan bir isim olur. 
 
Filistin kadın hareketinin radikalleşmesi: 1967-1987 
 
Filistin halkı, 1967 yılında topraklarının işgal edilmesine rıza göstermez ve işgalcilere karşı sivil başkaldırı başlatarak direnişe geçer. Bu kapsamda grevler tertip edilir, İsrail’e vergi ödemeleri reddedilir, okullar kapatılır ve İsrail malları boykot edilir. Bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde kadın hareketleri aktif bir rol oynar ve ulusal hareketin kararlarına bağlı kalır. Bu noktada siyasal eylemleri de aktif bir biçimde sürdüren Filistinli kadınlar yürüyüşlere, oturma eylemlerine ve gösterilere katılır. Bu dönemde kadınların Kudüs'te tertip ettiği ilk gösteri 1968 yılında düzenlenir. Bununla beraber işgal güçleri de Arap kimliğine sahip Kudüs şehrinde askeri geçit töreni düzenlemeye karar verir. Filistinli kadınlar bu gösteride siyah renkte giysiler giyer, işgali kınayan pankartlar taşır ve Kudüs'ün Arap kimliğini vurgular. Bu gösteri sırasında  İsrail polisleri kadınları darp ederek 15 kadını gözaltına alır. Yine 1968 yılında el-Halil kentinde kurulan Kiryat Arba Yahudi yerleşimini protesto etmek amacıyla Cenin kentinde düzenlenen gösteride pek çok kadın protesto eylemine de katılır. 
 
Shadia Abu Ghazaleh
 
20 yıllık kısa yaşamını Filistin ve Arap halklarının kurtuluş mücadelesine adamış bir özgürlük savaşçısı Shadia Abu Ghazaleh 1967’nin sonlarında  Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne katılır. Shadia, İsrail işgaline karşı silahlı direnişin ilk kadın militanlarından biri olarak kadınlardan mürekkep silahlı gruplara komutanlık eder, 1968’in sonlarında bir operasyon hazırlığı içindeyken bomba patlaması sonucu yaşamını yitirir. İsrail’in gözünde bir teröristtir, Arap ve Filistin halkları içinse bir kahraman.
 
Leyla Xalid
 
Filistinli kadınlar, Filistin’in ulusal kurtuluşu için savaşmaya başladığından itibaren silahlı direniş dahil tüm direniş kollarında mücadeleye katılır. Bu kahraman kadınlar arasında dünyaca en bilinen isim muhtemelen Leyla Xalid’dir. O, hayatını Filistin’i sömürgeci işgalden kurtarmaya ve sosyalizm için uluslararası mücadeleye adar. Leyla, Kuveyt’te bir FHKC (Filistin Halk Kurtuluş Cephesi) hücresi örgütler, bölgedeki Araplar ve Filistin diasporası arasında devrimci propagandanın yayılmasına yardımcı olur, FHKC’ye maddi olarak yardımcı olmak için çeşitli işler yürütür. 1969’da ve 1970’te Leyla ve FHKC’deki yoldaşları, karşılığında çoğu İsrail hapishanelerinde ağır işkence gören siyasi tutsakların serbest bırakılmasını talep etmek üzere çok sayıda ticari uçak kaçırma eylemleri gerçekleştirir. Stratejik amaç, tutsakların özgürlüğünü kazanması iken aynı zamanda Filistin halkının içinde bulunduğu kötü duruma da uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmektir.
 
İntifada kadınlar: 1987-1993 
 
İsrail işgaline karşı Filistin halkının kitlesel ayaklanmasının olduğu 1987 yılında başlayan İntifada, Filistin halk mücadelesinde adeta bir dönüm noktası oluşturur. İntifada, halk grupları arasındaki dayanışmayı ve birleşmeyi bir adım öteye taşımış ve bu bağlamda İntifada’nın toplumdaki yaygınlığı açısından Filistinli kadınlar önemli bir rol üstlenir. Özellikle Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinde İntifada’ya olan katılımın artırılması ve geliştirilmesi hususunda Filistinli kadınların rolü oldukça belirleyici olur. 
 
Kadınlar sokaklarda direnmeye devam ediyor 
 
Filistin’de kadınlar, 1987’den günümüze dek her dönemde kendilerini var ederek çalışır. Filistin kadın hareketi kendi içinde hem gelenekçi toplumsal cinsiyet rollerine dayalı hem de devrimci unsurları aynı anda barındırması açısından özel bir öneme sahiptir. Kadınlar bir yandan toplumun özgürlüğü için mücadele ederken diğer yandan ülkelerinde var olan erkek egemen zihniyetin de yok olmasını ister. 
 
Toplumsal rollerin dışında mücadeleleri ile anılan Filistin kadınları bu günlerde de tekrar baş gösteren saldırılara karşı sokaklarda direnmeye devam ediyor.
 
Şimdilerde ise kadın örgütleri olarak  Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi’ne (FDKC) bağlı Demokratik Kadın Örgütü, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne (FHKC) bağlı Filistin Halk Kadın Komiteleri FHKC Genel Komutanlığa bağlı Filistinli İlerici Kadın Örgütü bulunuyor.