Savaşa karşı feminist bir duruş: Siyahlı Kadınlar

  • 09:01 31 Ağustos 2020
  • Dünya
HABER MERKEZİ - Siyahlı Kadınlar, Sırbistan'ın savaş karşıtı cesur kadınlarından oluşuyor. Tehditlere rağmen eylemlerinden vazgeçmeyen Siyahlı Kadınlar’ın amacı, başta Srebrenitsa olmak üzere, Sırbistan'ın işlediği suçlarını kabul etmesi ve suçluların cezalandırılması.
 
Savaşın en ağır yükünü çeken, en yakıcı yanıyla karşılaşan kadınlar, dünyanın birçok yerinde barış mücadelesinin öncüsü oldu. O kadınlar arasında Sırbistan’daki Siyahlı Kadınlar da bulunuyordu. Sırbistan’ın Yugoslavya’dan bağımsızlık talep eden ülkelere karşı açtığı savaşta 200 bin can kaybı yaşandı, 5 milyon insan yerinden edildi. Savaş ihlalleri en çok kadınlara ve çocuklara zarar verdi. Yüzlerce kadına ve çocuğa tecavüz edildi. 
 
Siyahlı Kadınlar’ın amacı da devlet başkanı Slobodan Miloşeviç'in milliyetçi ve savaş yanlısı söylemlerini protesto etmekti. 
 
9 Ekim 1991’de anti-militarist, feminist bir örgüt olarak kurulan Siyahlı Kadınlar, üç aktivist grubu tarafından kuruldu. Tito döneminde aktif olarak feminist mücadele içinde olanlar, orduda oğulları olan ve militarizme karşı olan anneler  her yerde, her zaman savaşa karşı olan aktivistler.
 
Belgrad’ın merkezindeki Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan kadın aktivistler, sessiz protestolar yapıp, siyahlar giyinerek pankartlarla savaşa karşı tepkilerini ortaya koyuyordu. 
 
1997’den itibaren Sırbistan’daki diğer kadın örgütleriyle bir ağ kurmaya ve geçiş dönemi adaleti, güvenlik, sekülerizm gibi konular üzerine çalışmaya başlayan Siyahlı Kadınlar birçok atölye, seminer ve eğitim amaçlı konferans düzenledi. Kadınlar, barış ve feminizm üzerine iki yüzden fazla kitap yayımladılar. Siyahlı Kadınlar ve diğer kadın örgütlerinin yakın iş birliği devletin milliyetçi üretimine karşı çok net bir duruş sergiledi ve savaşa karşı feminist bir duruşun üretilmesini sağladı.
 
Üç sembol
 
Savaş döneminden beri protestolarda üç sembol kullanıldı. Aktivistlerin bedenleri, siyah renk ve sessizlik. Bedenlerini (siyasetlerini) Arjantin’deki Mayıs Meydanı annelerinden aldılar. Anneler devlete boş bedenler gösteriyorlardı, çünkü devlet çocuklarını ellerinden almıştı. Bunun güçlü bir sembol olduğunu belirterek bedenlerini kullanıyorlardı. Siyah rengi, Güney Afrikalı beyaz kadınların oluşturduğu bir gruptan aldılar. Apartheid rejimini protesto edip, siyahlarla dayanışma gösteriyorlardı. Ve son olarak sessizlik. Bunu da İsrailli siyahlı kadınlardan aldılar. 
 
Daima itaatsiz
 
Barış için tutulan ilk sessiz nöbetler başladığında Siyahlı Kadınlar, Sırbistan hükümetinin savaş politikalarına karşı olduklarını göstermek için “Bizim Adımıza Değil” sloganını kullanıyordu. Bu, Hırvatistan, Bosna ve son olarak Kosova’da neler yaşandığını bildiklerini ve buna karşı olduklarını ifade etmenin bir yoluydu. İkinci slogan ise “Daima İtaatsiz” idi. Hükümete; savaş politikalarına, militarizme, cinsiyetçiliğe, ataerkiye karşı olduklarını göstermek istiyorlardı. 
 
Siyahlı Kadınlar, inkar siyasetine karşı çıkma, başka bir hatırlama kültürü oluşturma ve ırkçılığa karşı mücadele etme ayaklarından oluşan hafıza aktivizmidir. Günümüzde hem savaş zamanını hatırlamayacak kadar genç aktivistler hem de Siyahlı Kadınlar’ın kurucuları arasında yer alan aktivistler birlikte eylemlere ve nöbetlere devam ediyor. 
 
Kadınlar arasında dayanışma köprüsü
 
Siyahlı Kadınlar’ın ikili bir stratejisi vardır: Birincisi, kendi hükümetinin militarizmine ve milliyetçiliğine karşı çıkmak ve bunun diğer halklar üzerindeki kötü etkilerinin sorumluluğunu almak; ikincisi ‘düşman’ diye tabir edilen, savaş bölgesi içinde ve dışındaki kadınlar arasında bağlantı ve dayanışma köprüleri kurmak ve sürdürmek.
 
Savaş karşıtı eylemler
 
Sırbistan’daki kadın aktivistler savaş süresince diğer Yugoslavya ülkelerindeki kadınlarla da ilişkiler kurdular. Seyahat edebilen kadınlar Bosna ve Hırvatistan’daki kadınlarla ilişkiler geliştirdiler, ortak projeler yürüttüler. Bu projelerden bazıları mülteci kadınlarla çalışan Zagreb Savaş Mağduru Kadınlar Merkezi (The Zagreb Center for Women War Victims) ve Kosova’daki savaşta tecavüze uğrayan ve travma yaşamış kadınlara hizmet veren Medica Kadın Terapi Merkezi’ydi. 
 
Siyahlı Kadınlar Kosova’daki savaş başladığında da savaş karşıtı eylemlerine devam etti ve uluslararası ağlar kurdu. Ülkeler arası geçişin zor olmasından dolayı kadınlar daha çok uluslararası kadın buluşmalarında bir araya gelebiliyordu. 
 
Dünyanın her yerinden kadınlarla buluştular
 
Dünyanın her yerinden kadınla 10 ayrı uluslararası Siyahlı Kadınlar toplantısı gerçekleştirdiler.  Tartışmak için, barışı inşa etmek için, dayanışmak için Filistin’den, Kürdistan’dan, Kongo’dan, Kolombiya’dan, Cezayir’den kadınlarla bir araya gelen Siyahlı Kadınların, tüm dünyada 250 noktası var. 
 
Devleti hesap vermeye zorluyorlardı
 
Sırbistan toplumunun “faillik” ve “mağdurluk” rolleriyle ne şekilde ilişkilendiği konusu, Siyahlı Kadınlar’ın aktivizminde de belirleyici oldu. Devleti hesap vermeye zorlamanın bir boyutu geçmişi unutturmamaksa, diğer boyutu da bireyler olarak kendilerini yaşananlardan sorumlu hissetmeleriydi. Pasaportunu taşıdıkları ve vergi ödeyerek bütçesini oluşturdukları devletin girdiği savaşlardan ve işlediği suçlardan kendilerinin tamamen azade olmadığı düşüncesinden hareket ediyorlardı. Bunu,  devletle milliyetçi bir özdeşleşmeden ayıransa, kendi adlarına işlendiği iddia edilen suçların üstünün kapatılmasını değil, ortaya çıkarılmasını istemeleri ve savaşa başından beri açıkça karşı durmuş olmalarıydı.