BM’den ‘sünnet’ adı altında cinsel işkenceye son verme çağrısı

  • 16:10 6 Şubat 2019
  • Dünya
HABER MERKEZİ -  BM'nin elde ettiği verilere göre dünya genelinde 200 milyon kadın ve çocuğun “sünnet” adı altında cinsel işkenceye maruz bırakılıyor. BM, ülkelere bu uygulamaya son verme çağrısı yaptı.
 
Birleşmiş Milletler'in (BM), 6 Şubat Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Tolerans Günü nedeniyle dünyada bugün hayatta olan 200 milyon çocuk ve kadının farklı yöntemlerle “sünnet” adı altında işkenceye maruz bırakıldığını açıkladı. BBC Türkçe’de yer alan habere göre, bunun her 20 kadın ve çocuktan birinin bu duruma maruz bırakıldığı anlamına geldiğini belirten BM, bu uygulamaya son verme çağrısı yaptı. 
 
“Sünnet” adı altında kadın ve çocuklara yönelik cinsel işkence, özellikle Afrika ve Orta Doğu’daki 30 ülkede yoğun bir şekilde yaşanıyor. Asya ve Latin Amerika’daki bazı ülkelerde de benzer uygulama yapılıyor. 
 
BM, Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda'da yaşayan göçmen nüfus arasında da bu uygulamaya rastlandığını belirtiyor.
 
Yaşam boyunca tekrarlanan hastalıklar
 
Kenya'nın Isiolo bölgesinde yaşayan Borana Kabilesi'nden Bishara Sheikh Hamo, söz konusu uygulamanın hem fiziksel hem de ruhsal sağlık üzerinde kalıcı etkileri olduğunu söylüyor. Bishara, "11 yaşında sünnet edildim. Büyükannem saf ve temiz olmak için her kızın bunu yapması gerektiğini söylüyordu" diyor. Ancak hayatı boyunca idrara çıkma sorunları, tekrarlayan enfeksiyonlar ve adet düzensizliği gibi etkilerinden, zamanı geldiğinde de ancak sezaryenle doğum yapabileceğinden kimse bahsetmemiş ona. Bishara, bugün ise “sünnet” adı altında yapılan işkenceye karşı mücadele eden bir aktivist.
 
‘Tedirgin edici ve zarar verici’
 
Cinsel işkenceye maruz bırakılan kadınlardan biri olan Mısırlı blogger ve film yapımcısı Omnia İbrahim, bu uygulamanın çok tedirgin edici ve kadınların ilişkileri ve kendileri hakkındaki düşünceleri bakımından zarar verici olduğunu dile getiriyor. 
 
‘Kimi toplumlar gerekçelere dayandırılıyor’
 
Kadın ve çocuklara yönelik “sünnet” adı altında yapılan cinsel işkence kimi toplumlarda çeşitli gerekçelere dayandırılıyor. Bunların arasında toplum tarafından kabul edilme, ya da dini inançlar, öne sürülüyor. Sağlık yetkilileri ise bu uygulamayı kadına karşı şiddet ve insan hakları ihlali olarak görüyor,  çocuklara yönelik ise istismar olarak kabul ediyor. 
 
Kadınlar konuşmuyor
 
UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü'nün çalışmasına katılan kadınların çoğu, kendi toplumları içinde bu konu hakkında konuşmanın bir tabu olarak görüldüğünü ifade ediyor. Bu nedenle bu konuda verilen rakamlar tahminlere dayanıyor. Bazen kadınlar dışarıdan eleştiriye maruz kalma korkusuyla bu konuda açıkça konuşmuyor. Bazen de, söz konusu uygulamanın yasa dışı olduğu yerlerde, ailelerinin veya sünneti yapan toplum üyelerinin kovuşturmaya uğramasına neden olma korkusu hakim olabiliyor.
 
Tespit edilmesi neredeyse imkansız
 
UNICEF’in Afrika ve Orta Doğu'da 29 ülkeyi kapsayan raporunda, bu ülkelerin 24'ünde cinsel işkenceye karşı yasal düzenlemeler olmasına rağmen hala yaygın olarak uygulandığı ifade ediliyor. Konuyla ilgili uzman avukat Charlotte Proudman, bu işlemin yasak olduğu İngiltere gibi ülkelerde, giderek artan şekilde bebeklerde uygulandığını ve kız çocukları henüz okula başlamamış olduğu veya yetkililere bildirecek yaşta olmadıkları için de "tespit edilmesinin neredeyse imkansız olduğunu" ifade ediyor.