Kadınlar farklı dillerde aynı sloganlarla eril şiddete karşı sessizliğini bozdu 2018-11-22 09:01:30   HABER MERKEZİ - Kadına yönelik her türlü şiddete, cinsel saldırıya ve katledilmesine karşı dünyanın  her yerinde kadınlar farklı dillerde aynı sloganları atarken, sessizliklerini de bozarak kazanılmış hakları için mücadele etti.    Erkek egemen zihniyetin kadına yönelik şiddeti dünya genelinde her boyutuyla artmaya devam ederken, kadınlarda buna karşı sessizliğini bozuyor. Fiziksel, cinsel ve ekonomik şiddetin yanı sıra cinsel saldırı, katledilme ile karşı karşıya olan kadınlar mücadelelerini günümüz dünya koşullarında hızla yayıyor.    Af Örgütü: Kadınlar sessizliklerini bozdu   Uluslararası Af Örgütü, kadına yönelik şiddete ilişkin 2017-2018 yılına dair, "Dünyada İnsan Haklarının Durumu" başlıklı raporunda şiddetin boyutlarına ve kadınların buna karşı verdiği mücadeleye dikkat çekti. Raporda, ABD'de kadınların cinsel şiddete karşı sosyal medyada başlattıkları "#MeToo" kampanyası ile cinsel saldırının yaygınlığına dikkat çeken konu son bir yılın en fazla gündemde olan konuların başında geliyordu. Polonya'dan İspanya'ya, İrlanda'dan Arjantin'e ve daha birçok ülkede kadınlar kazanılmış haklarını korumak ve kendilerine dayatılan yaşama karşı mücadelelerini sürdürdü.    ABD   Kadına yönelik şiddet ve cinsel saldırının en fazla olduğu ülkelerden biri olan ABD'de geçtiğimiz yılın Ekim ayında kadın oyuncular, yapımcı Harvey Weinstein'in kendilerini cinsel tacize maruz bıraktığını açıkladı. Daha sonra sosyal medyada "#MeToo" etiketiyle başlatılan kampanyaya destek çığ gibi büyüdü. Milyonlarca kadının destek verdiği kampanya ile cinsel saldırının yaygınlığına dikkat çekildi.   Kadınlardan 'Time's Up' inisiyatifi   Yine ABD'de 300'den fazla kadın oyuncu yazar ve yönetmen, sinema ve diğer sektörlerdeki cinsel saldırılara karşı yeni bir kampanya başlatmıştı, Time's Up (Süre Doldu) adlı inisiyatif kurmuştu. Time's Up'ın internet sitesinde "işyerinde cinsel istismar, taciz ve eşitsizlik konusunda süre doldu. Şimdi, bununla ilgili bir şey yapma vakti" ifadesi yer alıyordu.    Binlerce kadından protesto eylemi   Binlerce kadının protesto eylemleri düzenlediği bir diğer olay ise, cinsel saldırı faili Yargıç Brett Kavanaugh'un Yüksek Mahkeme üyeliğine aday gösterilmesi oldu. Feminist örgütler ve vatandaşlık haklarını savunan dernekler tarafından düzenlenen eylemde aralarında aktris Amy Schumer ve model Emily Ratajkowski'nin de bulunduğu 302 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar Senato binasında yasadışı gösteri yapmakla suçlandı.   İsveç    İsveç'te ise "#MeToo" kampanyasına destek eylemler şeklinde devam etti.  #MeToo gruplarının çağrısı üzerine ülkenin 20 kentinde kadınlar sokaklara çıkarak yürüyüş ve eylem düzenledi.  '#Metoo suskunluğu bozdu'   Kampanyanın ilk bir yılını değerlendiren Kriminolog Nina Rung, #Metoo kampanyasının başlamasından sonra maruz bırakıldıkları cinsel saldırıyı bildiren kadınların sayısında belirgin bir artış olduğuna dikkat çekti.   'Rıza Yasası' parlamentodan geçti   Ülkede yaşanan gelişmelerden biri de Cinsel tacize karşı Eşitlik Bakanı Åsa Regner'in, "#Metoo" etiketiyle çağrı yapan 50'den fazla grubun aktivistleri ile toplantı yapması oldu. Kadınlar bu toplantıda, "Rıza Yasası"nın çıkarılması, cinsel tacize karşı mücadele eden kurum ve derneklere, sığınma evlerine daha fazla kaynak aktarılmasını, cinsel suçlara verilen cezaların arttırılmasını talep etti. İsveç hükümetinin "Rıza Yasası"nı parlamentodan geçirmesi kadın örgütlerinin zaferi olarak değerlendirildi.   Nobel edebiyat ödülleri verilemedi   Sanatçıların maruz bırakıldıkları tacizi anlatmaları Nobel Edebiyat ödüllerini veren İsveç Akademisi'ne de sıçradı. 18 kadın yazar Akademi üyesi Katarina Frostensson'un eşi Jean Claude Arnault'un kendilerine cinsel saldırıda bulunduğunu anlatması, İsveç Akademisi'nde deprem etkisi yarattı. Bu anlatımlardan sonra akademinin 6 üyesinin görevden çekilmesi ile akademi geçtiğimiz yıl ve bu yıl Nobel Edebiyat Ödülleri'ni veremedi.   Polonya   Kadınların hakları için alanlara çıktığı ülkelerden biri de Polonya oldu. Ülkede binlerce kadın, kürtaj erişiminin engellenmesine karşı "Kara Pazartesi" protestoları dahil olmak üzere binlerce kez eylem düzenledi. Polonya'da kürtaja yasal erişimin engellenmesi sürüyor.    Fransa   Ülkede bu yıl içerisinde cinsel taciz ihbar hattı, kapasitesinin çok üzerinde ihbar alması sebebiyle kapatıldı. Cinsel tacizin önlenmesine yönelik çözüm bekleyen kadınlar, ihbar hattının kapanmasına tepki gösterdi.    Fiziki taciz cinsel saldırı sayıldı   Yine yıl içerisinde  "maçolukla mücadele yasası" ya da "ıslık yasası" diye nitelenen yeni düzenleme uyarınca ilk ceza Paris'in güneyindeki Evry'de kesildi. İş dönüşü saatinde kalabalık bir otobüse binen bir erkek, bir kadını hem fiziki hem de sözlü tacize maruz bırakmasının ardından hapis cezasına çarptırıldı. Yeni yasa uyarınca fiziki tacizi doğrudan cinsel saldırı sayan yargıç, bu kapsamda erkeğe 3 ay ceza verirken, sözlü taciz noktasında da 300 Euro para cezası kesti.    Konuyla ilgili Adalet Bakanlığı, ülkede çok yaygın olan tacizi engellemeye yönelik yasa kapsamında bunun cezalandırılan ilk vaka olduğunu doğruladı.     'Sokakların sahibi erkekler değil'   Cinsel tacizin giderek daha fazla olduğu bir dönemde sokaklara yapılan pisuvarlara kadınlardan tepki geldi. Kadınlar, yetkililerin "sokakların sahibinin erkekler olduğu" mesajını verdiğini, kadınların da sokaklarda kendilerini rahat hissetmesi gerektiğini vurguladı. Femmes Solidaires adlı feminist örgütten Gwendoline Coipeault, "Sokaklar sadece erkeklerin değil. Erkekleri ihtiyaçlarını giderirken, görmek istemeyebilecek kadınların ve çocukların da sokaklarda hakkı var" dedi.    BM verilerine göre, Fransa'da kadınların yüzde 53'ü cinsel taciz ya da cinsel saldırıya maruz bırakılıyor.     İsviçre   Asgari ücretin olmadığı İsviçre'de çalışanlar Avrupa ortalamasına göre en yüksek maaşı alsalar da kadınlar erkeklere göre daha az ücret alıyor. Dünyanın en pahalı ülkelerinden biri olan İsviçre'de kadınlar diğer birçok ülkeye nazaran daha kısa süreli doğum iznine sahip. İsviçre'nin bazı kantonlarında kadınlara seçme ve seçilme hakkı 1990'lı yılların sonunda tanındı.    Kadınlar 'eşit işe eşit ücret' talebiyle meydanlarda   Kadına yönelik ayrımcılık ve ücret eşitsizliğine karşı kadınlar başkent Bern'de Schützenmatte Meydanı'nda "Eşit işe eşit ücret" talebiyle toplandı. 40 aşkın kadın kurumu, siyasi parti ve sendika tarafından organize edilen eyleme ülkenin her yerinden on binlerce kişi katıldı. Parlamento önünde yapılan mitingde yapılan konuşmalarda, erkeklerle aynı işi yapan kadınların daha az ücret aldığına dikkat çekilerek, yaşamın her alanında kadına yönelik ayrımcılığın, iş alanında var olmaya devam ettiği ifade edildi.    Kadınlar ayrıca, 2019 yılının Ocak ayında iki günlük iş bırakma eylemi düzenleyeceklerini belirtti.    Brezilya   Kadın katliamlarının en fazla yaşandığı ülkelerden biri olan Brezilya'da geçtiğimiz yıl büyük çoğunluğu suç örgütlerince olmak üzere 63 bin 880 kişi katledilmişti. Yaşamını yitirenlerin 4 bin 539'unun kadın olduğu belirlendi. Bu kadınlardan en az bin 133'ü ise kadın düşmanı politikalar nedeniyle katledilerek yaşamını yitirdi.    Dünya kupası maçlarında cinsel taciz   Dünya Kupası 2018 maçlarının yapıldığı Rusya'nın Saransk kentinde kadın spor muhabirlerin maruz bırakıldığı tacize karşı Brezilya'da kadın gazeteciler bir kampanya başlattı. "#LetHerWork" etiketiyle kampanyayı başlatan kadınlar ayrıca hazırladığı raporda, kadın muhabirlerin canlı yayın sırasında tacize maruz bırakıldığına dikkat çekti.     'Devir değişti, siz niye değişmiyorsunuz'   Dünya Kupası maçlarını yakından takip eden kadınlar, maruz bırakıldıkları cinsel taciz, cinsiyetçi söylemler ve eleştirilere karşılık, "Artık devir değişti, siz niye değişmiyorsunuz" diye sordu. Günlük işlerde karşı karşıya kaldıkları cinsel tacizi sona erdirmek için bir video da hazırlayan kadın gazeteciler, burada ise "#deixaelatrabalhar"  etiketiyle yorumlarda bulundu. Kadın gazeteciler videoda, cinsel tacize ve ırkçı davranışlara geçit vermeyeceklerini söyledi.   Tacize özsavunma ile cevap   Öte yandan birkaç kadın gazeteci bir Whatsapp grubu kurarak, hem cinsiyetçi hem de ırkçı saldırılara karşı birbirleriyle dayanışma yoluna girdi.  Brezilyalı spor muhabiri Julia Guimareas, Yekaterinburg'dan yaptığı yayında kendisini tacize maruz bırakan erkeğe özsavunma ile cevap verdi.    Brezilya'da yapılan bir araştırmada, 16 yaşın üzerindeki kadınların üçte birinin ise fiziki şiddet gördüğü sonucu çıktı.     Arjantin   Katolik ülkeler arasında yer alan Arjantin'de kadınlar şiddete, tacize ve kürtajın yasaklanmasına karşı yıl içerisinde birçok eylem düzenledi. İlk olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Arjantinli kadın hareketi "Ni Una Menos"  dünya çapında "Küresel kadın grevi" çağrısı yaptı. "Kadınlara Sor"un sosyal medya hesabından çevirisi yayımlanan çağrıda, "Yaşamak istediğimiz dünyayı hayata geçirelim. Şiddetin ve tüm sömürü biçimlerinin doğal olmadığını göstermek için dünya çapında greve gidiyoruz. Bedenlerimizi savaş ganimeti olarak gasp eden zalimliğe karşı greve gidiyoruz" denildi.   Binlerce kadın kürtaj yasağına karşı sokağa indi   Yine binlerce kadın, kürtajın yasallaştırılması için sokağa indi.  Binlerce kadın, boyunlarındaki yeşil fularlarla Buenos Aires sokaklarında yürüyerek, kürtaj taleplerini yineledi. Hıristiyan aleminin lideri Papa Francis'in ülkesi olan Arjantin'de kilise, kürtajın yasalaşmasını engellemek için yoğun çaba sarf ederken, Gutavo Cordoba Enstitüsü'nün anketine göre Arjantinlilerin yüzde 60'ı kürtajın yasalaşmasından yanaydı.    Her yıl 500 bin kadın kürtaj oluyor   Tahminlere göre Arjantin'de her yıl 500 bin kadın kürtaj oluyor. Kadın hareketleri son iki yıldır kürtaj hakkı için yoğun bir çaba içerisine girdi. Sokakların baskısı üzerine Arjantin'in merkez sağcı Cumhurbaşkanı Mauricio Macri, kürtaj hakkını parlamentoda ülke tarihinde ilk kez tartışmaya açtı. Mauricio Macri'nin kendisi de kürtaja karşı tutumu ile biliniyor.   Kürtaj yasası Senato'dan geçmedi   13 Haziran günü parlamentoya sunulan tasarının geçmesi için on binler, yaklaşık 19 saat boyunca parlamento binası yakınında yasal ve güvenli kürtaj hakkı talebiyle nöbet tuttu.  22 saatin ardından tasarı 129 evet oyuyla parlamentoda kabul edildi. Yasa, onaylanması için gönderildiği Senato'dan geçmedi. 31 senatör tasarı lehine oy kullanırken, 38 senatör ise tasarıya karşı oy kullandı.    Af Örgütü: Arjantin tarihi fırsatı kaçırdı   Arjantin'de hamileliğin ilk 14 haftasında kürtaja izin veren yasa tasarısının Senato'da reddedilmesinin ardından, hükümet cinsel eğitimi ve doğum kontrol yöntemlerine erişimi arttırmayı planlıyor. Uluslararası Af Örgütü ise, Arjantin için "tarihi bir fırsatı kaçırdı"  yorumunu yaptı.    İspanya   Sendikal eylemlerin en yoğun olduğu İspanya'da iki büyük sendika birliği CCOO ve UGT, yanı sıra CGT/CNT ve çok sayıda sendika ile yaklaşık 300 kadın örgütün oluşturduğu platform, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde grev çağrısı yaptı. İspanya tarihinde ilk kez bu kapsamlı bir grev düzenlendi. Ülke genelinde kadınlara, "Üretimi, kampüsleri, tüketimi ve bakımı durdur. Akşam 7'de her yerde düzenlenen yürüyüşlere katılalım. Kadınlar kırmızı giyinsin" diyerek "hayatı durdur" denildi. Çağrı üzerine binlerce kadın iş bırakarak sokağa çıktı.    'Hayır hayır demektir'   Kadınların tepkisini çeken bir diğer olay ise, 5 erkeğin 18 yaşındaki bir kadını cinsel saldırıya maruz bırakmaktan dolayı yargılandıkları mahkemede verilen 9 yıl hapis cezası oldu. Ülke genelinde binlerce kadın karara yönelik tepkisini yaptıkları eylemlerle gösterdi. Başkent Madrid'de ve diğer şehirlerde kadınlar, "utanç verici", "Hayır hayır demektir" şeklinde sloganlar attı.  Polislerin engellemesine rağmen kadınlar yürüyüşlerini parlamento binasına kadar sürdürdü. Kararın alındığı Pamplona kentindeki mahkeme binası ününde de bir araya gelen kadın dernekleri, sanıklara verilen cezayı yeterli bulmadıklarını ve kararı temyize götüreceklerini söyledi.    Ülkede yaşanan bir diğer olay ise yolsuzluktan dolayı mahkum edilen Mariano Rajoy hükümeti düşürüldükten sonra Sosyalist Partili Pedro Sanchez, hükümeti Kral VI. Felipe önünde yemin ederek görevine başladı. Yeni kurulan hükümette 11 kadın ve Başbakan dışında 6 erkek var. Bu hükümet, İspanya'nın bugüne kadar tanık olduğu en fazla kadın barındıran hükümet olarak kayıtlara geçti.   Ekonomi, Finans, Savunma ve Adalet Bakanlığı gibi kilit mevkiler kadınlara verildi.    'Cinsel saldırı' yasasının suç kapsamı değiştirildi   Ülkede merkez sol hükümetin Başbakanı Pedro Sanchez, cinsel saldırı davalarındaki muğlaklıkların sona ermesi için "açıkça rıza gösterilmeyen cinsel ilişkinin cinsel saldırı sayılmasını" öngören yeni yasa teklifinde bulundu. Kabinesinin çoğu kadınlardan oluşan Pedro, parlamentoda açıkladığı yasa teklifiyle cinsel saldırı ile ilgili suç kapsamının değiştirilmesini önerdi. Başbakan Yardımcısı ve Eşitlik Bakanı Carmen Calvo ise, bu konuda yaptığı açıklamada, "Hayır demek hayır anlamına geliyor. Cevap vermemek te hayır demektir" dedi.    İtalya   İtalya'da sinema dünyasından 124 kadın kadınların cinsel tacize maruz bırakılmasına ilişkin bir manifesto yayınladı. İlk olarak La Repubblica gazetesinin internet sitesinde yayımlanan "Ortak muhalefet" başlıklı manifestoda, Ambra Angiolini, Isabella Ferrari, Valeria Golino, Giovanna Mezzogiorno, Alba Rohrwacher gibi uluslararası üne sahip oyuncuların yanı sıra kamera arkasında çalışan kadınların da imzası bulunuyor. Cinsel tacizin bir sistem sorunu olduğunun vurgulandığı manifestoda, kadınlar ve erkekler arasındaki yeni dengeyi yansıtan bir toplum için birleşme çağrısı yapılıyor. Manifestoda şu ifadeler yer aldı: "Gösteri dünyasındaki kadınlardan tüm kadınlara: Çalışma alanlarının yenilenmesi ve kadınlarla erkekler arasında yeni bir dengeyi yansıtan bir toplum için birleşelim."   İrlanda   Kadınların hakları için mücadele ettiği bir diğer ülke olan İrlanda'da hükümet bu yıl, ülkede kürtaj yasağına ilişkin bir reform yapıp yapmama konusunda referandum düzenlemeyi kabul etti. Ülkede, 1983'te yapılan ve kürtajı yasaklayan düzenlemenin değişmesine ilişkin oylama öncesinde sağlık bakanı, 12 haftaya kadar gebe olan kadınlar ve sonrasında bazı istisnai durumlar için kürtaja sınırsız izin veren bir yasa tasarısı hazırladı. Tasarıya ilişkin yapılan referandumun sonuçlarına göre, seçmenlerin yüzde 67,3'ü kürtaj yasağının gevşetilmesi için gerekli anayasa değişikliğinin yapılmasından yana oy kullandı. "Hayır" oyu kullananların oranının yüzde 32,7'de kaldığı bildirildi.   Binlerce kadın kürtaj yaptırmak zorunda kalıyor    Kürtaj yasası nedeniyle her yıl binlerce İrlandalı kadın, başta İngiltere olmak üzere farklı ülkelere giderek kürtaj yaptırmak zorunda kalıyor. İngiltere'deki istatistiklere göre 1980 ile 2016 yılları arasında 168 bin 700'ün üzerinde İrlandalı kadın İngiltere'de kürtaj yaptırdı.