Kadına yönelik şiddeti neden ortadan kaldırmalıyız? 2020-11-10 16:40:52   HABER MERKEZİ - Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet dünyadaki en yaygın ve yıkıcı insan hakları ihlallerinden biri ve sonucundaki cezasızlık, sessizlik, damgalanma ve utanç nedeniyle büyük ölçüde bildirilmiyor.   Kadına ve çocuklara yönelik şiddet dünya ülkelerinin en önemli sorunu haline geldi. Kadın ve çocukların büyük çoğunluğu yaşadıkları şiddeti bildirmemeyi tercih ediyorlar. Bunun temelinde toplumsal baskı ve cezasızlık politikaları yer alıyor. Şiddet dendiğinde genellikle fiziksel şiddet akla gelse, psikolojik ve cinsel şiddet oranı da azımsanmayacak derecede.   Şiddet fiziksel, cinsel ve psikolojik biçimlerde aşağıdaki başlıklar içinde kendisini gösteriyor.   *Yakın partner şiddeti (dayak, psikolojik taciz, evlilik içi tecavüz, kadın cinayeti)   *Cinsel şiddet ve taciz (tecavüz, taciz, çocuğa yönelik cinsel istismar, zorla evlendirme, sokakta taciz, stalking (sinsice izleme) , siber taciz)   *İnsan kaçakçılığı (kölelik, cinsel istismar)   *Kadın sünneti ve çocuk evliliği.   Daha da açıklığa kavuşturmak için, 1993 yılında BM Genel Kurulu tarafından yayınlanan Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi'nin birinci maddesine göre; "Kamusal ve özel alanda gerçekleşen, kadınların fiziksel, cinsel, duygusal zarar görmesiyle sonuçlanan ya da sonuçlanması olası, her türlü cinsiyet temelli şiddet eylemi veya bu eylemin yapılacağına ilişkin tehdit ya da zorlama ve keyfi olarak özgürlüğün kısıtlanması" olarak tanımlanır.   Kadına yönelik şiddetin olumsuz psikolojik, cinsel ve üreme sağlığı sonuçları, kadınları hayatlarının her aşamasını etkiler. Örneğin, erken dönemde ortaya çıkan eğitimin dezavantajları yalnızca evrensel eğitimin önündeki birincil engeli ve çocukların eğitim hakkını temsil etmekle kalmaz; yüksek öğretime erişimi kısıtlamaktan ve hatta işgücü piyasasında kadınlar için sınırlı fırsatlara dönüştüğü için suçlanacak bir durumdur.    Cinsiyete dayalı şiddete her kadın uğruyor   Cinsiyete dayalı şiddet herhangi bir yerde herkesin başına gelebilirken, bazı kadınlar özellikle savunmasızdır. Örneğin, genç ve yaşlı kadınlar, lezbiyen, biseksüel, transseksüel veya interseks olarak tanımlanan kadınlar, göçmenler ve mülteciler, yerli kadınlar ve etnik azınlıklar veya HIV’li ve engelli kadınlar, insani krizlerde yaşayanlar...   Kadına yönelik şiddet, eşitlik, kalkınma ve barışa ulaşmanın yanı sıra insan haklarının gerçekleştirilmesinin önünde de bir engel olmaya devam ediyor. Sonuç olarak, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin (kimseyi geride bırakma) vaadi, kadına yönelik şiddete son verilmeden yerine getirilemez.   Endişe verici rakamlar   Her 3 kadından 1'i yaşamları boyunca fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor ve bu genellikle en yakın en yakın partner oluyor.   200 milyon kadın sünnet edildi   Evli veya sendika üyesi kadınların yalnızca yüzde 52'si cinsel ilişki, doğum kontrol hapı kullanımı ve sağlık hizmetleri konusunda özgürce kendi kararlarını veriyor.   Dünya çapında bugün yaşayan yaklaşık 750 milyon kadın ve kız çocuğu 18’inci yaş gününden önce evlendi; 200 milyon kadın sünnet edildi.   2017 yılında dünya genelinde 2 kadından 1'i evli olduğu erkek veya ailesi tarafından katledildi, 20 erkekten sadece 1'i benzer koşullar altında katledildi.    Dünya çapındaki tüm insan ticaretine maruz kalanların yüzde 71'i kadın ve çocuklardır. Bu kadın ve çocukların 4'te 3'ü cinsel istismara uğramıştır.   Kadınlara yönelik şiddet, üreme çağındaki kadınlar arasında kanser kadar ciddi bir ölüm ve iş göremezlik nedeni, trafik kazaları ve sıtmanın toplamından daha büyük bir hastalık nedenidir.   Küresel, bölgesel ve ulusal düzeyde kadına yönelik şiddeti önleme ve sona erdirme çabaları, cinsel şiddet ve tecavüz konusunda yaygın bir cezasızlığın olduğunu gösteriyor.    Kaynak: UN   Çeviri: Jin News