Avrupa ve ABD'de kürtaj hakkı yeniden tehdit altında 2020-11-04 12:30:20   HABER MERKEZİ – Polonya’da kürtaj karşıtı yasanın onaylanmasına karşı hem ülke genelinde hem de diğer ülkelerdeki kadınların protestoları devam ederken, bir kez daha Avrupa ve ABD’de kürtaj hakkına erişim için kadınların mücadelesi ve ülkelerin tutumu tartışılmaya başlandı.    Avrupa ve ABD’de kadınların kürtaj hakları yeniden tehdit altında.  Bu yerlerden biri de 22 Ekim’de kürtajın neredeyse tamamen yasaklandığı Polonya oldu. Ülke genelinde yasağa karşı onbinlerce kadın alanlara çıkarak protesto eylemleri düzenlerken, birçok ülkede de kadınlar yaptıkları eylemler ile kürtaj hakkının önemine dikkat çekti.    Polonya’da Kürtaj Rüyası Takımı (Abortion Dream Team), bu konuda tavsiye ve bilgi isteyen kadınlardan ayda yaklaşık 400 çağrı alıyor. Takıma, geçtiğimiz hafta sadece üç gün içinde 700 kişinin kendilerine ulaştığı belirtiliyor.    Takıma ulaşmaya çalışan kadınların daha çok kürtaj için hastaneye yeni gitmiş kadınlardan oluşuyor.    ‘Yardım almaları gerekiyor’   Kürtaj Rüyası Takımı üyesi Justyna Wydrzynska, CNN’e verdiği demeçte şunları belirtiyor: “Kadınlar öfkeli ve üzgünle. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Hamilelikleri 20 haftayı geçtiği için hap alamıyorlar. Çünkü bu onlar için tehlikeli olabilir. Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Merkezi’ne göre, bir kadının kürtaj hapları dışında başka bir prosedüre ihtiyaç duyma olasılığı 14 hafta sonra çok daha yüksek. O nedenle hastaneden yardım almaları gerekiyor.”    Talepleri karşılama yetersiz   Justyna ve ekibinin görüştüğü kadınlar kürtaj yasağı nedeniyle yurt dışına seyahat etmek zorunda kalıyor ya da hizmet sağlayıcı sağlıkçılar hapse atılabileceği için kadınlar bebeklerinin hayatta kalmayacağını bilseler bile hamileliği devam ettirmek zorunda kalıyor. Oysa Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, anne karnındaki bebekte “ölümcül durumlar” olması ve doğumdan hemen sonra öleceği durumlarda kürtajın yapılabileceği bir şekilde değişiklik taslağını Cuma günü kamuoyuna duyurmuştu. Kadınlar ise bu taslağın da talepleri karşılamada yetersiz olduğuna dikkat çekmişti.    Tartışmalar sürüyor   Ülke genelinde yüzbinlerce kadın alanlara çıkarak, kürtaj yasaklanmasını protesto ederken, polisin saldırısına maruz kalmıştı. Kadınların eyleminde çok sayıda kişi de gözaltına alınmıştı. Dışarıda bunlar yaşanırken, parlamentoda ise kürtaja ilişkin tartışmalar da sürüyordu.    Yasa değişikliğinden önce de kısıtlayıcıydı   Ülkedeki kürtaj yasaları, son yasa değişikliğinden önce de kısıtlayıcıydı. Birleşmiş Milletler (BM), yaptığı açıklamada, her yıl yaklaşık 100 bin Polonyalı kadının kürtaj olmak için yurt dışına seyahat ettiği tahmin ediliyor.    Kürtaj imkansız hale geliyor   Polonya Basın Ajansı’nın aktardığı Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2019’da ülkede hastanelerin binden fazlasının kürtaj için başvuranların yasaya göre taleplerinin yerine getirildiği belirtiliyor. Bu durumlarda söz konusu uygulamanın anayasaya aykırı ilan edilmesi kararı, tecavüz, ensest veya kadının yaşamına yönelik kanıtlanabilir bir tehdit olduğu durumlar dışında ülkede kürtaj yaptırmak neredeyse imkansız olacağı anlamına geliyor.    Yasada değişikliği öneren milletvekilleri, kürtaja izin vermenin ayrımcılık olduğunu ve doğmamış çocuğun yaşam hakkını ihlal ettiğini savunuyor.    ‘Çok fazla öfke ve hayal kırıklığı var’   Polonya Kadın ve Aile Planlaması Federasyonu’ndan Urszula Grycuk ise CNN’e verdiği demeçte “Çok fazla öfke ve hayal kırıklığı var” ifadesini kullandı. Urszula, “Kadınlar bu ülkede hamile kalmak isteseler bile örneğin doğum öncesi test gibi hizmetleri alamayacaklarından korkacaklar. Birçoğu profesyonel hamilelik bakımı için yurt dışına gitmek zorunda kalabilir.”    Urszula, kendisinin ve diğerlerinin Polonya Anayasa Mahkemesi’nin meşruiyetini tanımadığını söylüyor. Avrupa Komisyonu ve kimi yargıçların seçim yöntemleri nedeniyle mahkemenin bağımsızlığı ve meşruiyeti konusundaki endişelerine dikkat çekiyor.    ‘İnsan haklarına yönelik önemli bir adım’   Kürtaj hakkı konusunda aynı fikirde olmayanlardan biri de Polonya Ordo Iuris Enstitüsü Uluslararası Hukuk Merkezi direktörü ve Varşova Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Karolina Pawlowska.  Karolina, "Polonya anayasası kararının ülkemizde insan haklarının tam anlamıyla gerçekleştirilmesine yönelik önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Down sendromu, Turner sendromu veya kusur olarak görülen diğer durumlar gibi fetal kusurlar ve sendromlarla ilgili. Elbette, Down sendromlu pek çok insanın, engelli olan pek çok insanın mutlu bir hayat yaşayabileceğini biliyoruz” diyor.    Polonya, Malta dışında kürtaj konusunda katı yasalara sahip tek Avrupa Birliği ülkesi olarak da biliniyor.    Kürtajı zorlaştırmaya yönelik girişimlerden biri   Ancak son haftalarda ABD ve Slovakya da dahil olmak üzere kimi ülkelerde kürtaj haklarına karşı girişimler söz konusu. Her ne kadar mücadele den kadınların kürtajın daha kolay hale getirilmesi gerektiği belirtiliyorsa da Slovakya’da kürtaj hakkını kısıtlama tasarısı parlamentoda onaylandı. Bu, modern demokrasilerde kürtaja erişimi zorlaştırmaya yönelik düzenli girişimlerden biri.    Demokrasi, sivil toplum ve insan hakları konusunda da geri adımların olduğu birçok durumda kürtaj haklarını geri alma girişimleri yapılmakta.    Kürtaj karşıtı bildiri imzalandı   Yine geçtiğimiz hafta “ailenin, başarılı ve gelişen bir toplumun gücünü” vurgulayan ve kürtaj hakkına meydan okuyan Cenevre Mutabakat Bildirisi imzalandı. Polonya ve Beyaz Rusya’nın da aralarında bulunduğu 30 ülkenin imzaladığı belgede, “yaşam hakkını korumanın temel önceliğini ifade etmeyi amaçladığı belirtiliyor. Bildiri, büyük ölçüde baskıcı bir grup ülke tarafından ortaklaşa finanse edildi. Bu ülkeler arasında Brezilya, Mısır, Endonezya, Uganda, Macaristan ve ABD.   ‘En çok ABD’de tartışılıyor’   Kürtaj, Avrupa ülkelerine göre ABD’de daha fazla tartışılıyor. Yaklaşık 50 yıl önce bir kadının bu hakka sahip olup olmayacağı konusu çözülmüşken, Amy Coney Barrett'in Pazartesi günü ABD Yüksek Mahkemesi’ne atanması, bu hakkın tersine çevrilmesi ihtimaline karşı söz konusu atamaya tepkili.    ‘Olağanüstü endişelerin zamanı’   Üreme Hakları Merkezi'ndeki ABD davasının kıdemli direktörü Julie Rikelman, CNN'e verdiği demeçte, "Bu, Amerika Birleşik Devletleri'nde kürtaj hakkıyla ilgili olağanüstü derin endişelerin zamanıdır. Federal Mahkeme’nin her seviyesinde, artık kürtaj hakkını desteklemeyen hâkim ve yargıçlarımız var ve bu nedenle temel federal anayasal hak, onlarca yıldır olmadığı kadar tehlikede" diye belirtiyor.   Kürtaj hakkı tehlike altında   Üreme haklarına ilişkin çalışmalar yürüten Guttmacher Enstitüsü de kürtaj hakkının eyalet düzeyinde de "kritik tehlike" altında olduğunu ve 2011'in başından bu yana 468 kısıtlama getirildiğini belirtiyor. Julie, bunun kürtaja ihtiyaç duyma ve prosedürün masraflarıyla mücadele etme ve farklı bir eyalete seyahat etme olasılığı daha yüksek olan yoksul kadınları orantısız bir şekilde etkileyeceğine dikkat çekiyor.   Florida Eyalet Üniversitesi'nde hukuk profesörü ve Abortion and the Law in America: Roe v. Wade to the Present kitabının yazarı Mary Ziegler, "Fırsat verilirse kürtajı doğrudan yasaklayacak 21 eyalet olduğunu zaten biliyoruz" diye kaydediyor.   Avrupa genelinde kısıtlamalardan bazıları şöyle:    *Özellikle Orta ve Doğu Avrupa, kadınların kürtaja ilişkin yasal haklarını azaltmak veya yeni engeller getirmek için birçok girişimde bulundu.   *Bu ayın başlarında Slovakya parlamentosu, kadınların kürtajdan önce 96 saat beklemesini gerektiren, kliniklerin kürtaj hizmetlerinin "reklamını" yapmasını yasaklayan ve kadınlardan kürtaj taleplerini gerekçelendirmelerini gerektiren kısıtlamalara karşı oy kullandı. Bu, 2019 ve 2020 yıllarında Slovakya parlamentosunda reddedilen üreme haklarına kısıtlamalar getiren birkaç yasa tasarısından biriydi.    *Son on yılda, Ermenistan, Rusya ve Gürcistan da dâhil olmak üzere birçok ülke, kadınların kürtaj hizmeti alabilmeleri için yerine getirmeleri gereken ön koşullar getirildi.   *Diğer ülkelerde kürtaj haklarını geri alma girişimleri büyük ölçüde başarısız oldu, genellikle halkın tepkisine ve geniş çaplı gösterilere neden oldu.    Ancak "kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin” ilerlemesine yönelik tepkinin kapsamı ve doğası hakkında güçlü bir örnek sunuyorlar.    Bu saldırılar her zaman açık şekilde kürtaj karşıtı gibi gösterilmiyor. Çok daha sinsi şekilde kürtaj hakkı engellenebiliyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü kadın hakları bölümünde araştırmacı Hillary Margolis,  "Bu saldırıların gerçekleşmesinin farklı yolları var, bunlar her zaman açıkça kürtajın geri çekilmesiyle ilgili değil" diyor.    Jinekologlar rapor edildi   Kürtajın nispeten erişilebilir olduğu Almanya'da, doktorların artık web sitelerinde hizmet verdiklerini belirtmelerine rağmen, hizmet sağlayıcılar tarafından bilgi yayılması veya reklamının yapılması yasaklanırken bu, kürtaj karşıtı gruplar tarafından istismar ediliyor. 2019'da Berlin'de iki jinekolog kürtaj "reklamı" yaptığı için para cezasına çarptırıldı ve bunun kürtaj karşıtı aktivistlerin çabalarından kaynaklandığı yaygın olarak bildirildi. Yerel basına göre kürtaj karşıtı kampanyacılar tarafından başka jinekologlar da rapor edildi.   Diğer ülkelerde kürtaj hakkı ne durumda?   Tepkilere rağmen, insan hakları avukatı Payal Shah CNN'e verdiği demeçte, "kürtaj yasasının serbestleştirilmesine doğru net bir küresel yörünge" olduğunu hatırlamanın önemli olduğunu ifade ediyor. Payal, "Son 25 yılda yaklaşık 50 ülke yasalarını fiilen serbestleştirdi ve diğerleri kürtajı ceza kanunlarından toptan çıkardı" diye ekliyor.    Fransa ve Almanya engellere karşı reform başlattı   Yeni Zelanda, Kuzey İrlanda ve çoğu Avustralya eyaleti, yaptırımları kaldırmak için kürtajı suç olmaktan çıkardı.  İrlanda ve Kıbrıs gibi ülkeler, belirli gebelik sınırlarına kadar kürtaja izin verme konusunda serbestleşti ve Fransa ve Almanya gibi ülkeler engelleri kaldırmak için reformlar başlattı, ancak bazı parametrelerin dışında cezai yaptırımlar hala mümkün. Filipinler ve Kolombiya gibi kısıtlayıcı yasalara sahip ülkelerde kürtajı daha erişilebilir kılmak için adımlar bile atıldı.   İngiltere, İrlanda ve Fransa gibi diğer ülkeler, pandemi sırasında kürtaj haplarının evde alınmasına izin vermek için yasaları geçici olarak değiştirdiler. Ancak aktivistler, engelleri kaldırmak için birçok ülkede kürtaj yasalarının hala güncellenmesi gerektiğini söylüyor. Gelişmiş ülkeler tarafından kürtaja erişimi azaltmak için atılan adımlar, dünyanın diğer bölgelerini de etkileyebilir.   Kaynak: CNN   Çeviri: Jin News