Avrupa Kadın Dayanışması: Her Çarşamba eylemde olacağız 2020-04-12 14:54:52   HABER MERKEZİ- Avrupa Kadın Dayanışması, “Olağanüstü hal, evde kalma zorunlulukları içerisinde her hafta çarşamba günü camlardan, balkonlardan, en yakınımızdaki sokaklardan, sosyal medya araçlarımızda, kadına yönelik şiddeti, kadın katliamlarını ve cinsiyetçi iş bölümünü teşhir etmek için eylemde olacağız!” dedi.   Küresel çapta yayılan yeni tip koronavirüs (Covid-19) ve artan  erkek şiddetine dönük Avrupa Kadın Dayanışması yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada, "Koronavirüs koşullarında kapitalizme ve erkeğin şiddetine karşı kadın dayanışmasını ve mücadeleyi büyütüyoruz" mesajı verildi.   ‘Dayanışmayı büyütelim’    Avrupa Kadın Dayanışması koronavirüs sürecinde kadına dönük erkek şiddetinin artığını belirterek, "Avrupa'da kadınların demokratik hakları için mücadele eden Türkiye ve Kürdistanlı kadın örgütleri olarak, koronavirüsün ve kapitalizmin toplumun sağlığını ve yaşamını tehdit ettiği koşullar, kadınlara daha fazla şiddet ve katliam, emeğinin daha fazla değersizleştirilmesi olarak yansıdığından, kadın dayanışmasını yükseltmek ve mücadeleyi büyütmek için bir araya geldik” denildi.   ‘Sağlık krizinin sebebinin koronavirüs değil, kapitalizmin kâr hırsı’   Açıklamada Covid-19 nedeniyle dünyada bir sağlık krizinin yaşandığı ifade edilerek, dünyada yüz binin üzerinde insanın yaşamını yitirmesinin sebebinin, hastane sayısının azlığı, solunum yolu cihazları ve yoğun bakım ünitelerinin yokluğu, kapitalist sistemin uyguladığı neoliberal politikalarından kaynaklandığı da vurgulandı. Devamında şu ifadelere yer verildi: “Hastalığın hızla yayılmasında  maske, eldiven gibi hijyen için sağlık malzemelerinin olmaması ve önceden depolarda stoklanmamasının payı büyüktü. Sağlık krizinin sebebinin koronavirüs değil, kapitalizmin kâr hırsı olduğu tüm çıplaklığıyla görüldü. Sağlığa, eğitime, doğaya, insana değil savaş için silaha, sermayedarlara bütçe ayrılmasının dolaysız nedenidir yaşanan kriz.   ‘Kapitalizm doğayı talan ediyor’   Sağlık olanaklarından en az yararlanan biz işçiler, emekçiler, ezilenler, kadınlar çaresizlik içinde sevdiklerimizi yitirmenin acısını yaşıyoruz. Kapitalizmin kâr hırsı, kronik işsizlik, küresel yoksulluk, göç krizi, ekoloji krizi, küresel kadın katliamları, sağlık krizi gibi insan emeğini ve doğayı talan etmeye devam eden kapitalizmin yarattığı sonuçları yaşıyoruz.”   ‘Devletler kadın katliamına sessiz kalıyor’   Dünyada olduğu gibi Avrupa'da da “evde kal” çağrılarının yapıldığı ve toplumun evlere kapandığı koronavirüs günlerinde erkeğin, kadına yönelik şiddeti, kadın katliamları daha fazla arttırdığına neden olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “İtalya, İspanya, İsveç, Fransa, Almanya'da kadına yönelik erkek şiddetinin yükseldiğini resmi devlet kurumları açıklasa da hiçbir önlem alınmıyor. Dikkatlerin koronavirüse, insan sağlığına döndüğü bugünlerde izolasyon içinde, ölüm kalım arasında yaşayan biz kadınlara sessiz kalınıyor. Erkeğin şiddet virüsünü her gün yeniden üreten, erkek egemen kapitalist sistemde, bütün devletlerin hükümetleri, onların kadından, güvenlikten, adaletten sorumlu bakanlıkları, resmi kurumları kadına yönelik şiddete ve kadın katliamlarına karşı seyirci kalmaya devam ediyorlar” diye belirtildi.   ‘Cinsiyetçi iş bölümüne teşvik edilmekte’   Tecrit döneminde ev içinde cinsiyetçi iş bölümünün tavan yapıldığını ifade edilen açıklamada, devlet ve dinsel kurumlarında  cinsiyetçi iş bölümünü teşvik ettiği söylendi. Açıklamada, “Kadınlar, eğitime ara veren çocukların eğitimi, çocuk ve yaşlı bakımı, temizlik, yemek işlerinin adeta sorumlusu gibi, evdeki erkeğin 'erk' hallerine, psikolojik şiddetine de maruz kalıyorlar”. Toplumsal cinsiyet anlayışının kadına yüklediği bu görevler, evde yaşayan bireylerin kolektif yapması gereken işlerdir. Çalışan kadından ise, evde ikinci vardiyaya devam etmesi beklenirken, özellikle evden çalışmanın arttığı bu günlerde, iki vardiya arasında sıkışıp kalan kadınların psikolojik rahatsızlıkları artmaktadır” diye aktarıldı.   Avrupa Kadın Dayanışması açıklamasının devamında şu detaylara yer verdi:   “Avrupa'da da sağlık, gıda, yaşlı bakımı gibi zorunlu sektörlerde daha çok kadınlar çalışıyor. Covid-19 ile birlikte bu sektörlerde çalışan işçi ve emekçiler, kadın işçiler, emekçiler sağlıksız hallerde önlük, maske, eldiven, hijyen malzemelerinin azlığı koşullarında çalışmaya devam ediyorlar. Zorunlu olmayan işkollarında üretim devam ediyor, çalışanlar ücretli izne çıkartılmıyor, çalışmayanlara ise maaşları ödenmediği için yoksulluğa terk ediliyorlar. Tüm bunlar kapitalizmin insanı değil kâr yasasını esas aldığını bir kez daha gösteriyor.   Mülteciler büyük risk altında   Emperyalistlerin yarattıkları savaş sonrası, kronik işsizlik ve kronik yoksulluk sonrası yaşamlarını sürdürebilecekleri daha 'güvenli' bir yer bulabilmek için göç yollarına düşmek zorunda kalan mülteciler kamplarda topluca yaşamak zorunda kalıyorlar. Kamplarda koronavirüs tehdidiyle iç içe yaşayanların mültecilerin her biri, hele de kadın ve çocuklar çok büyük risk altında yaşıyorlar.   Türkiye’de tutsaklar ölüme terk edilmekte   Türkiye ve Kürdistan'da AKP-MHP faşist bloku koronovirüs ile birlikte Dünya Sağlık Örgütünün hapishanelerde virüsün yayılma hızına dönük uyarısına rağmen, politik tutsakların özgürlüğünü devre dışı bırakan infaz yasasını düzenleyerek tutsakları ölüme terk ettiller ve uluslararası sözleşmelerde imzaladıkları insan sağlığı ve eşitlik ilkesini yok saydılar. Egemenler bu dönemde halkların kapitalizmi daha fazla sorgulamaya başladığını, insan emeğinin ve doğanın talanına karşı emekçi halkların, kadınların isyanlara gebe olduklarını biliyorlar. Eşitlik, özgürlük, devrim, sosyalizm ve ulusal mücadele yürüten toplumun en bilinçli, örgütlü kesimlerini ideolojik ve politik bir tutum alarak serbest bırakmak istemiyorlar. Toplumun evlere, sokakların da eyleme kapatıldığı bugünlerde muhalif güçlere yönelik saldırılar da artarak devam ediyor.   İsyanda  olacağız   Toplumsal bilincin kapitalizmi sorgulamaya başladığı, hiçbirşey eskisi gibi olmayacak diyen milyonların en önemli bir öznesi olan biz kadınlarda örgütlü mücadeleyi büyüterek kadın isyanlarına duracağız.   Egemenlerin bizi susturmasına izin vermeyeceğiz   Avrupa'da mücadele eden Türkiyeli ve Kürdistanlı kadın örgütleri olarak, ataerkil kapitalist sisteme ve erkeğin şiddetine karşı bu zorlu koşullarda da mücadelemizi sürdüreceğimizi buradan bir kez daha deklere etmek istiyoruz. Olağanüstü hal, evde kalma zorunlulukları içerisinde her hafta çarşamba günü camlardan, balkonlardan, en yakınımızdaki sokaklardan, sosyal medya araçlarımız üzerinden taleplerimizi haykırmak, emperyalist sistemi, kadına yönelik şiddeti, kadın katliamlarını ve cinsiyetçi iş bölümünü teşhir etmek için eylemde olacağız! Egemenlerin bizi sindirip susturmasına müsaade etmeyeceğiz.   Neler yapılmalı?   "*Kadın ve Cinsiyet Eşitliği Bakanlıkları, koronavirüs döneminde kadınların taleplerini karşılasın, kadınların en çok başvuracakları içişleri ve Adalet Bakanlıkları gibi bakanlıkları acil önlemler almaya çağırsın.   *Yerel yönetimlere, güvenlik kurumlarına bağlı alo şiddet hatları 24 saat açık olsun. Şiddet hattını arayan kadınların çağrılarına hızla yanıt verilsin, müdahale edilsin.   *Şiddete uğrayan kadının değil, şiddeti uygulayan erkeğin evden uzaklaştırıldığı, tutuklama, elektronik kelepçe vb. cezaların verildiği adımlar atılsın.   *Sığınma evleri denilen dayanışma evlerinin sayısı artırılsın, hijyen kontrolleri yapılsın. *Doğum kontrol ilaçları tüm kadınlara ücretsiz dağıtılsın!   *Erkek şiddetine karşı kadının özsavunması haktır! Özsavunma hakkını kullanan kadın cezai işlemlere tabi tutulmasın!   *Zorunlu işkolları hariç, diğer işkollarında çalışmaya son verilsin, kadın işçi ve emekkçiler başta olmak üzere, tüm çalışanlar ücretli izne çıkartılsın!   *Evden çalışma sistemi kaldırılsın.   *Koronavirüs ile en fazla yüz yüze gelen sağlık emekçilerinin sağlık ve iş güvenliği sağlansın, çalışma süreleri kısaltılsın, ücretleri arttırılsın!   *Cinsiyetçi işbölümü değil, kolektif, eşitlikçi işbölümüne gidilsin!   *Mülteci kamplarında hijyen sağlansın, toplu yaşama ve mültecilerin geri gönderilmesine son verilsin!   *Başta kadın ve çocuklar olmak üzere, tüm mültecilere oturum hakkı verilsin!   *Elektrik, su, doğalgaz, kiralar yoksulluk sınırında olanlar için devlet tarafından ödensin!   *Savaşa değil sağlığa bütçe ayrılsın! Sağlık hizmeti ücretsiz hale getirilsin!   *Avrupa'da, Türkiye ve Kürdistan'da bulunan başta hasta, yaşlı politik tutsaklar, çocuklu politik kadın tutsaklar olmak üzere tüm politik tutsaklar serbest bırakılsın!   *Türkiye'de, kadın ve nefret cinayetleri işleyen, tecavüz eden, cinsel suçlardan yargılananların serbest bırakılmasını öngören infaz yasası meclisten geri çekilsin!   *Politik tutsakları da kapsayan adil, eşitlikçi bir infaz yasası yeniden düzenlensin.   *Koronavirüs salgını nedeniyle daha da büyüyen ekonomik krizin sorumlusu biz değiliz krizin yükünü biz ödemeyeceğiz!"