Paula’nın yaşamı: İşçilikten sendika başkanlığına 2019-04-27 09:07:33   HABER MERKEZİ - Dünyada ilk kadın sendika başkanı olan Paula Thiede, tam 100 yıl önce yaşamı boyunca eşit işe eşit ücret ve 9 saatlik iş gücü için verdiği mücadeleyle adını tarihe yazdırdı.   Paula Thiede, Almanya’nın başkenti Berlin’de 6 Ocak 1870 tarihinde doğdu. Günümüz Kreuzberg Mehringplatz bölgesinde büyüyen ve işçi bir ailesi olan Paula, o zamanlar Mosse ve Ullstein, bugün TAZ ve Springer gibi önemli basın evlerinin merkezi olan Berlin’in güney ucunda yaşamaktaydı. 14 yaşında çalışmaya başlayan Paula’nın yaşamı üzerinde Berlin matbaa endüstrisinin önemli bir etkisi oldu.    Yoksulluk bebeğini kaybetmesine neden oldu   Paula, iş saatleri dışında sosyal özgürlüklere sahipti ve daha yüksek bir ücret alıyordu. Görevi ise hızlı baskı makinelerine büyük boyutta kağıt bırakmaktı. Kısa bir süre sonra Berlin Graefekiez’de ev tutarak kendi evine taşındığında henüz 19 yaşında olan Paula, aynı işyerinde çalışan Rudolf Fehlberg ile evlendi. Paula, ikinci çocuğuna hamileyken, eşi Rudolf, çalıştığı matbaadaki toksik maddelerden dolayı hastalanarak yaşamını yitirdi. 1891’de eşinin ölümünden sonra yeniden çalışmaya başlayan Paula, 2’nci çocuğunu doğurana kadar işine devam etmek zorunda kaldı. Uzun süre yoksulluk içinde yaşayan Paula’nın bebeği sadece dört ay yaşayabildi.    Paula, ilk çocuğuna bakabilmek için yeniden Kreuzberg’e ve hızlı basım işine geri döndü. O sırada şimdiye kadar gördüğü en büyük grevlerden biri gerçekleşiyordu.    Greve katılanların sayısı 12 bine yükseldi   1891’in Ekim ayından itibaren, matbaacılar, 9 saatlik iş günü için greve başladı. Aynı yılın 14 Kasım’ına gelindiğinde ise, greve katılanların sayısı 12 bine yükselmişti. Ancak devlet yetkilileri sendika yardım fonlarını ele geçirdi ve bu nedenle dayanışmaya rağmen grev 1892’nin Ocak ayında başarısızlıkla sona erdi.    Paula için yeni bir başlangıç   Öte yandan 1890 yılının Mart ayında, “Sosyalist Yasanın son gölgesi altında” adlı yaklaşık 450 kadın bir kadın birliğinde örgütlendi. Ancak grevden sonra örgüt çöktü. Berlin İşçiler Derneği’nin hızlı baskı makinelerinde yapması gereken yeni başlangıç, Paula için de yeni bir başlangıç oldu. Kendisi o sırada 22 yaşındaydı, ancak uzun yaşam tecrübesiyle dolu olarak kendisi gibi olanların durumunu iyileştirme mücadelesine atıldı.    Yardımcı kadın işçilerin başkanı oldu   Paula, derneği yeniden inşa etmekte kararlıydı. Bir sendikanın yöneticiliğini yapmak oldukça zordu. Paula işten sonra geceleri saatlerce oturarak el yazısıyla toplantı davetiyeleri, meslektaşlarına çağrılar hazırladı. Tabii bunlar, sendika yönetim kurulu üyeleri tarafından işçilere dağıtılacaktı. Sadece birkaç hafta sonra 4 Mart 1892’de Paula, yönetim kurulu üyeliğine resmi bir sorumlulukla seçildi, iki yıl sonra da Berlin yardımcı kadın işçilerinin başkanı oldu.    ‘Sonunda kadın işçiler kazandı’   1896’daki bir sonraki büyük grevde işçiler, yöntemlerini değiştirdi. Paula ise buna ilişkin, “Şimdi basımevinden basımevine bir mücadele başladı, bir yönetici mücadeleye dayanamayıp onay verirse iyiydi, vermezse çalışmak zorundaydılar. Mücadelenin sonunda haftalık ücretlerin 1,5-3 Mark arttığı görüldü. Grev bir ‘saldırı’ greviydi ve sonunda yardımcı kadın işçiler kazandılar” diye bu grevden söz etmişti.    Böylece, matbaacılıkta da başarı kazanılmıştı, artık 9 saatlik iş günü uygulamaya sokulmuştu.   Kadınlar için asgari ücret hayata geçirildi   Ülke çapında 1898’de Alman Matbaa İşçileri Derneği kuruldu ve Paula, dünyada ilk kez bir kadın olarak başkanlığı üstlendi. Ancak 1900’de zorunlu nedenlerden dolayı Paula’nın başkanlıktan ayrılması, sendika için üye sayısında durgunluğa yol açtı ve bazı şubelerin dağılmasına neden oldu. Daha sonra Paula’nın sendika başkanlığına geri dönmesi sağlandı. Sonraki yıllarda, üye sayısı 17 bine yükseldi ve sendika muazzam bir etki ve özgüven kazandı, kadınların konumu güçlendirildi, Berlin’de yardımcı matbaa işçisi kadınlar için asgari ücret hayata geçirildi.   Yardımcı işçiler için TİS teklifi   Kadın işçilerin hak elde etme mücadelesinin en önemli yöntemi ise matbaaların kendi içinde verdikleri mücadeleydi. Bu mücadele her matbaada gerçekleşince işverenler 1906 yılında tüm yardımcı işçiler için bir TİS teklifinde bulundu. Artık genel çalışma koşulları, çalışma süreleri ve ücretlendirme ulusal düzeyde belirlenecekti.   ‘Bize haklarımızı verin’   Paula için Stuttgart’ta 1907 ve Kopenhag’daki 1910 Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansları, siyasi faaliyetlerinin doruk noktaları oldu. Kopenhag’da Paula ve Clara Zetkin’in de aralarında yer aldığı delegasyonun öncülüğünde, 8 Mart’ın Uluslararası Kadınlar Günü kabul edilmesi ve kadınlara seçme ve seçilme hakkı talepleri kabul edildi. Matbaalarda çalışan kadın işçilerin dergisi, “Dayanışma” da seçim hakkıyla ilgili yazılar yayımlandı. Paula, “Bize insan haklarımızı verin, bize oy hakkı verin” diye yazıyordu.    1919 yılının 2 Mart’ını 3 Mart’a bağlayan gece Paula yaşamını yitirdi. İşçi sınıfı tümüyle o yıl devrimci Mart günlerine yoğunlaşmış olmasına rağmen, Paula’nın ölümü büyük üzüntü yarattı.    Sendika başkanı olan ilk kadın işçi   Cenaze törenine yoğun katılım olan Paula, 8 Mart günü Sosyalistler Mezarlığı’nda toprağa verildi. Mezarının üzerine onun mücadeleci yaşamını sembol eden bir kılıç kondu. O, işçiler için elinden gelenden daha fazlasını yapan, kadın işçiler için örnek olan bir kadın işçiydi. Hem de dünyada bir sendikanın başkanı olabilen ilk kadın işçiydi.