Ateşin hakikatine erişen kadınların mirası: Newroz, direniş (1)

  • 09:11 16 Mart 2018
  • Dosya
 
 
Kadınların zılgıtlarıyla gürleşen Newroz ateşi milyonları buluşturuyor 
 
HABER MERKEZİ - Binlerce yıl öncesinde tanrıçalara adanan diriliş ve direnişin simgesi Newroz, kadınların isyanını haykırdığı, ulusal kıyafetlerini giyerek yakılan ateşin etrafında çektiği halaylarla  bugünlere  taşındı. Diyarbakır’da, Cizre’de Nusaybin’de ve Van’da kadınların işkencelere karşı zılgıtlarıyla karşıladığı Newroz ateşi, her geçen yıl yeniden daha fazla gürleşerek milyonları buluşturmaya devam ediyor.  
 
Ezen-ezilen, özgürlük-kölelik arasındaki mücadelenin doğuşu Demirci Kawa’nın Asur Kralı Dehak’a karşı isyanını anlatan Newroz, 2 bin 639 yıllık bir geçmişe sahip. Kelime anlamı “Yenigün” olan Newroz, çıkış yeri Ortadoğu coğrafyası olmakla birlikte günümüzde farklı coğrafyalarda da baharın gelişi, doğanın uyanışı, yaşam bulması olarak görülüp, çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. 
 
İnanna ile yeniden diriliş
 
Zagros halklarından kabul edilen ve göç ettikleri Güney Mezopotamya’da büyük bir uygarlık kuran Sümerler, Newroz’a anlam yükleyen en eski halklardan biri. O gün tabiatın yeniden canlanışı şerefine büyük ayinsel törenler düzenlendiği Mezopotamya’nın en eski uygarlıklarından bir olan Sümer halkı, bitkilerin yeniden canlanışı ve bereket tanrıçası İnanna’nn her yıl 21 Mart’ta dünyayı yeniden canlandırdığına inanır. Sümerler bunun için “Akitil-yeniden doğuş” adını verdikleri bir festivalle kutlamalar düzenler. 
 
Batı Anadolu halkları ise, tarihten günümüze Newroz’u çeşitli tanrıçalara adayarak kutladı. Bunlardan biri olan Efeslilerin bu günü, Artemis’e adadıkları söylenir. Çünkü Artemis, bitkilerin ve hayvanların koruyucusu olarak bilinir. Artemis’i ayrıca ışık ve ay ile bağlantılı sayan Efesliler için 21 Mart’ta ışığın artması ve bu sayede tabiatın canlanması bu festival açısından önemli olduğu ifade edilir. İyonlar da ise Newroz, mücadeleci bir tanrıça olan Demeter’e adandığı kaydedilir.  
 
Tanrıçaların zılgıtlarıyla mücadelesi
 
Kürtlerin ise Newroz'a yükledikleri anlam çok daha farklıdır. Kürdistan ve Kürt toplumunda Newroz, gerek anlam, gerek o günün verdiği heyecan ile baharın gelişinden daha ötede bir anlama sahip. Kürtler için Newroz, zulme karşı isyan ateşi içinde özgürlük halayının çekildiği gün, tanrıçaların Dehaklara karşı zılgıtlarla mücadele ettiği gündür.
 
Zulme ve sömürüye karşı isyanını yakılan ateşle özdeşleştiren kadınlar başta olmak üzere tüm Kürtlerin diriliş ve direnişini temsil eden Newroz Bayramı, aynı zamanda serhıldanların doğuşu olarak kabul ediliyor. Newroz’un bir diğer özelliği de lastiklerin yakılmasıdır. Bu yüzden lastik yakmak Newroz tarihinde önemli bir yere sahip. 
 
Darbe ve sonrasında Newroz 
 
Türkiye ve Kürdistan da Newroz 1990 yıllarla beraber daha fazla anlam kazandı. Ancak Newroz’un anlamı 1980’ darbesi sonrası ve 90’lı yıllardaki savaş sürecinde önemini daha fazla hissettirdi. Bu dönemin ardından gelen yıllara da damgasını vurduğu gibi Türkiye ve Kürdistan’da sonraki yıllarda kutlanacak Newroz’un yapısı belirlenmiş oldu. Evlerde, sokak aralarında kutlanan Newroz, isyana karşı direnişle yeni bir sürecin başlangıcını da beraber getirdi. 
 
12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında Türkiye genelinde gelişen tutuklamaların ardından Diyarbakır Cezaevi’nde PKK’nin öncü kadrolardan Mazlum Doğan, 21 Mart 1982’de kaldığı hücrede bedenini ateşe vererek yaşamına son verdi. Mazlum Doğan’ın Newroz günü gerçekleştirdiği bu eylem siyasallaşan Newroz’un miladı oldu. 
 
90’lı yıllarda Newroz ateşi yeniden gürleşti
 
Kürt halkına yönelik baskıların en yoğun yaşandığı 90’lı yıllarda kadınlar ulusal kıyafetleri ve çocukların ise rengarenk kıyafetlerle alanlara çıkarak yakılan ateşin etrafında halaylar çekmesi dönemin iktidarları tarafından “tehlikeli bir gün” olarak değerlendirildi ve yasaklandı. Newroz yasakları 1990-91 yıllarında Kürtlere yönelik baskılarda yeni bir döneme girildiğinin işaretiydi. 
 
Newroz’da “Bahar Bayramı” olarak yapılan her kutlama polisler tarafından engellenerek yakılan ateşlerle ilgili toplumda “bölücülük” algısı yaratılmaya çalışıldı. Ancak bir bölgede söndürülen Newroz ateşi başka bir bölgede yeniden, daha bir gür şekilde yakılıyordu. 
 
Yıl 21 Mart 1992: Cizre ve Nusaybin’da kadınların Newroz direnişi
 
Batman'ın Gercüş ilçesinde 20 Mart akşamı Newroz'u kutlamak üzere ateş yakanların üzerine askerlerin ateş açması sonucu 2 sivil yaşamını yitirdi. Cizre, Nusaybin ve Diyarbakır başta olmak üzere birçok yerde kutlamalara, özel harekat timleri saldırdı. Saldırılarda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 94 sivil yaşamını yitirdi. Devlet yetkilileri “Ölenler PKK’liydi” söylemini tekrarlasa da ölenler arasında 5 yaşındaki Hatice Katar, 9 yaşındaki Mehdi Güngen, 70 yaşındaki Ramazan Bayer ve 65 yaşındaki Nebahat Kakuç'un bulunması gerçeği gizleyemedi. 
 
92 Newroz’u inkar ve imhaya karşı kırılma noktası oldu
 
Baskıların daha fazla yoğunlaştığı 1992’de ise Newroz, Kürtlerin baskı ve inkara karşı kırılma noktasının işaretini taşıyordu.  Bu dönemde aynı zamanda Türkiye’de ciddi değişimlerin yaşandı. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel, SHP ve HEP’li vekillerle yaptığı görüşmenin ardından 1992’nin 19 Mart günü "Newroz'u herkes serbestçe, hukuk kuralları içinde kalarak, provokasyona ve tahriklere kapılmadan, serbestçe kutlayacak" açıklamasını yaptı. Bu açıklama aynı zamanda Kürtlerin ulusal bayramı olarak gördüğü Newroz'un serbestçe kutlanabileceğinin de ilanı idi. 
 
Ancak açıklamaların aksine Şırnak, Cizre, Nusaybin ve Hakkari’de kutlamak isteyenlere karşı polisler tarafından yapılan saldırılar sonucunda aralarında kadın ve çocukların da olduğu onlarca kişi katledildi. 
 
Bişeng Anık gözaltında katledildi 
 
Aynı yıl içerisinde Newroz kutlamalarına yapılan saldırılardan birinin gerçekleştiği Şırnak’ta binlerce kişi Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya geldi. Polis noktalarında kadınların aramalara tepki göstermesi üzerine polislerce kitlenin üzerine ateş açıldı. Açılan ateş sonucunda onlarca kişi yaşamını yitirdi, onlarcası da yaralandı.  Aynı gün kentte ilan edilen “sokağa çıkma yasağı” 22 Mart günü de devam etti. 24 Mart günü ise evinden gözaltına alınan Bişeng Anık isimli kadın gözaltında katledildi.  
 
Katliamın ardından İnsan hakları kuruluşlarının raporlarına göre, 1992 yılı Şırnak Newrozu’nda 38 kişi yaşamını yitirirken, yaklaşık 120 kişi de yaralandı. 
 
Cizre’de katliam 
 
Aynı yıl Cizre’de 21 Mart günü ulusal kıyafetlerini giyen kadınların da yer aldığı yüzlerce yurttaş, gruplar halinde toplandı. Newroz kutlamaları öncesinde çatışmalarda yaşamını yitirenlerin mezarlarını ziyaret etmek isteyen halk, panzerlerin saldırması üzerine oturma eylemine başladı.  Tüm girişimlere rağmen halkın geçişine izin verilmezken, yürümek isteyen kitlenin üzerine ateş açılması sonucunda yüzlerce kişi yaralandı. Aynı saatlerde ilçenin farklı noktalarında yapılan kutlamalara da polis saldırdı.  Cizre’deki Newroz kutlamalarında aralarında kadın ve çocuklarında olduğu 24 kişi katledilirken, 60’tan fazla kişi de yaralandı. Cizre’de yaşanan bu katliam dünya gündemine de oturdu. 
 
Nusaybin’de kadınların direnişi 
 
Aynı yıl Mardin’in Nusaybin ilçesinde ise, çoğu kadın yüzlerce yurttaş,  Newroz’u kutladığı sırada, Cizre ve Şırnak’ta yaşananların duyulması üzerine 22 Mart günü ilçe merkezinde toplandı. Cizre ve Şırnak’ta yaşananları protesto etmek için Abdulkadir Paşa Mahallesi civarındaki Alman Köprüsü’nde bir araya gelen binlerce kişi, etraflarının panzerle çevrilmesi üzerine oturma eylemi başlattı. Panzerler halkın üzerine sürülerek ateş açıldı. Yaşanan olaylarda aralarında kadınların da olduğu 16 kişi yaşamını yitirirken, 50’yi aşkın kişi de yaralandı.  
 
Yasağa rağmen Newroz
 
Sonraki yıllarda ise Newroz, “sokağa çıkma yasakları” gölgesinde baskılara rağmen görkemli bir şekilde kutlandı. 1996-97 ve 98 Newroz’ları da 95 Newroz’u gibi tüm yasaklamalara rağmen Kürdistan ve Türkiye’nin bir çok merkezinde on binlerin katılımı ile kutlandı. 
 
1999’da ‘Güneşimizi karartamazsınız’ sloganıyla Newroz
 
Dünyanın yeniden gözünü Kürtlere çevirdiği 15 Şubat 1999’da, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo sonucunda Türkiye’ye getirilişinin ardından Kürtler bulunduğu her alanda başta Diyarbakır olmak üzere, aralarında İstanbul’un da olduğu birçok ilde Newroz’u kutladı. Newroz kutlamalarında “Güneşimizi karartamazsınız” sloganlarının atıldığı İstanbul, Adana ve Mersin’de halk, polisler tarafından silahlı saldırıya uğradı. 
 
Milyonları bulan Newroz kutlamaları ve 2000’li yıllar
 
Kürtler, 2000’li yıllarda ise Newroz’u “demokrasi” tartışmalarının yaşandığı bir ortamda karşıladı. İlk kez Türkiye ve Kürdistan’ın birçok kentinde Newroz kutlamalarına resmi izin verildi. Milyonları bulan Diyarbakır ile beraber, Batman, Van, Mardin, Mersin ve İzmir’de yüz binlerce kişi Newroz alanlarına aktı.  Diyarbakır’daki Newroz kutlamaları için belirlenen fuar alanı, kente 10 km uzakta olmasına rağmen, yaklaşık 200 bini kişi katıldı. 
 
İsyan dile geldi
 
2001 yılında Newroz kutlamaları, yasakların ve baskılarla dolu geçen yılların ardından bir kez daha coşkulu bir şekilde kutlandı. Kadınların her yıl olduğu gibi bugün de sabahın erken saatlerinde bayram havasında alanları renkleri ve zılgıtlarıyla doldurduğu Newroz, isyanın dile geldiği halayların çekildiği bir kutlamaya sahne oldu. 
 
Tüm Türkiye'de, milyonlara aşkın kitle, Newroz günü alanlarda kutlamalar yaptı. 
 
Diyarbakır'da açılan "Ne inkar ne ayrılık, Demokratik Cumhuriyet" pankartı, halkın taleplerini özetliyordu.
 
Tarihe not
 
2002 ve 2003 yıllarında Newroz kutlamaları milyonları aşan kitlelerle kutlanmaya başlandı. Kadınların ön saflarda yer aldığı Newroz kutlamaları, sonraki yıllarda da nasıl kutlanacağının müjdecisiydi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün talep edildiği kutlamalar öncekiler gibi tarihe not düştü. 
 
Kadınlar en önde
 
2004 ve 2005 yıllarında barış istemlerinin dile geldiği Newroz,  1992’den sonra ilk kez Şırnak ve ilçelerinde kutlandı. Bu yıllarda özgürlüğün simgesi haline gelen Newroz’da  yine kadınların en önde olduğu kutlamalarla geçti. 
 
‘Siyasi irade beyanı’
 
 2006 yılında ise birçok kentte yasaklanmasına rağmen Newroz kutlamalarında milyonlar yeniden buluştu. “Abdullah Öcalan’ı siyasal irade olarak kabul ediyor musunuz?” sorusuna milyonların verdiği “Evet” yanıtı ve kadınların öncülüğünde gerçekleşen bir kutlamaya sahne olan Newroz, kimi yerlerde polis saldırısıyla engellendi.  Abdullah Öcalan’ın tecrit altında tutulması ve sağlık sorunları ile zehirlenmesine karşı 2007 Newroz’u ise “Sağlığı sağlığımızdır” sloganlarıyla yankılandı. 
 
Yıl 2008: Yine yasak, yine işkence 
 
“Edi bes e” sloganlarıyla girilen 2008 Newrozu’nda ise, Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması çağrısı öne çıkarken, kadınların ön saflarda yer aldığı kutlamalar birçok kentte yasaklanmasına rağmen kutlandı. Dönemin AKP hükümeti tarafından Newroz’un 21 Mart dışındaki günlerde kutlanmasına izin verilmeyeceğine dair kararına karşı Van, Hakkari, Yüksekova başta olmak üzere birçok yerde alanlara çıkan halka polis saldırdı. 
 
Van’da  22 Mart’ta Newroz’u kutlamak isteyen kadınlar ulusal kıyafetleriyle bir araya geldi. Polisin kadınları üst üste atarak işkenceye maruz bırakması dünyanın gündemine de düştü. Kadın ve çocuklara yönelik saldırılar aynı gün Hakkari ve Yüksekova’da da yaşandı. Yüksekova’da kutlama yapmak isteyen kadınlardan 20 yaşındaki İkbal Yaşar polislerce katledildi. Hakkari’de ise, 15 yaşındaki Cüneyt Ertuş isimli çocuğun kolu özel harekat polisi tarafından kameralar karşısında dirseğinden kırıldı. 2008 Newroz’u, kadınların ve çocukların işkenceye maruz bırakılmasıyla sonuçlandı. 
 
2009 Newroz’unda yine Diyarbakır başta olmak üzere birçok yerde coşkulu bir şekilde kutlandı. Kadınların ön saflarda yer aldığı kutlamalar renkli karelere sahne oldu.  
 
Kürt sorununun çözümü 
 
Kadınların zılgıtlarıyla yeri göğü inlettiği 2010 Newroz’unda milyonları aşkın yurttaş, onlarca merkezde Newroz kutlamalarında buluştu. “Özgür önderlik, özgür kimlik, demokratik özerklik” şiarıyla kutlanan 2010 Newroz’u rengiyle ve sloganlarıyla döneme damgasını vurdu.  2011 yılı Newroz’u ise önceki yıllara göre daha fazla merkezde kutlandı. Yine kadınların sloganlarıyla ve renkleriyle ön saflarda yer aldığı Newroz’da Kürt sorununun çözümü için Abdullah Öcalan’a işaret edildi. 
 
Yasağa rağmen barikatlar aşıldı
 
 Newroz kutlamaları,  2012’de aralarında Diyarbakır, Batman ve İstanbul’un da olduğu bir çok yerde İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklandı. Diyarbakır’da kadınlar, çocuklar ve her yaştan milyonları aşan kitle, barikatları aşarak Newroz alanına ulaştı.
 
Newroz kutlamaları her geçen yıl milyonları aşan kitlelerle alanlarda yakılan ateşler etrafında çekilen zılgıt ve halaylarla kutlanıyor. 
 
YARIN: Newrozlaşan kadınlar Efrîn’de küllerinden yeniden doğuyor