Nusaybin'de 134 gün: Tarih yazanların ardından 2 yıl (3)

  • 09:02 12 Mart 2018
  • Dosya
Katledilenlerin dosyası tozlu raflara, işkenceyle ifade verenlere 76 kez müebbet!
 
MARDİN - Nusaybin'de özyönetim direnişinin sembolü olan kadınlar, arkalarında silinmeyecek izler bıraktı. Katledilen kadınların dosyalarında bugüne kadar hiçbir ilerleme sağlanmazken, 17'si çocuk 67 kişi için 76 kez müebbet isteniyor. 
 
Mardin'in Nusaybin ilçesinde 14 Mart 2016'da ilan edilen "sokağa çıkma yasağı" sürecinde çıkan çatışmalarda onlarca kişi katledildi. Üst üste ilan edilen yasaklar boyunca yaşamını yitiren YPS-YPS\JIN üyeleri ve ilçe sakinleri saldırıların hedefi oldu. Selamet Yeşilmen, Hasan Dağ, Medeni Orak, Gülçin Ak, Muhammed Altunkaynak, Fehima Akti ve Emire Gök gibi çok sayıda kadın çocuk sokakta ya da kapılarının önünde vurularak katledildi. Aradan bir buçuk yıl geçmesine ve açılan onlarca dosyaya rağmen en ufak bir gelişme yaşanmadı. 
 
Ayrı ayrı dosyalar olmasına rağmen sivil, çocuk ve YPS üyesi ayırt etmeden bütün dosyaları bir dosyada inceleyen savcı, dosyalara  "Yoğunluk var" gerekçesiyle bakmıyor. Şuana kadar avukatların tüm talep ve çabalarına rağmen dosyalarda sadece otopsi raporları bulunuyor. Savcı katledilen sivilleri "Örgüt mensubu olma ihtimalleri var" diyerek dosyaya ekliyor.
 
'Yoğunluk var yoksa hemen kapatırım!
 
Avukatların talebine rağmen, "Şırnak'tan gelen dosyalar var burası yoğun, yoksa hemen kapatırım" diyerek dosyaları incelemeye almayan savcının dosyaların üzerine kapatıp "faile meçhul" göstermeye çalıştığı düşünülüyor. Otopsi raporu dışında bir şeyin bulunmadığı dosyaların ne zaman araştırmaya alınacağı ise bilinmiyor. 
 
17 çocuk yargılanıyor
 
Bu dosyalarda ilerleme olmazken, 26 Mayıs 2016 tarihinde tahliye edildikten sonra tutuklanan 17'si çocuk 67 kişi hakkında resmi rakamlara göre çatışmalarda yaşamını yitiren 76 polis için 76 kez ağırlaştırılmış müebbet istemi ile dava açıldı. İşkence altında aldıkları ifadeleri esas alarak yargıladıkları yurttaşların ilk duruşmaları iki yıl aradan sonra görüldü. 9 Ocak tarihinde ilk olarak 17 çocuğun yargılandığı dava Mardin 4'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 11 gün sürmesi planlanan duruşma ilk günde bütün tutukluların savunmasının alınması ile birlikte iki gün sürdü. İkinci gün avukat savunmaları ile sonra eren duruşma 10 Nisan'a ertelendi. Çocuklardan sonra 16 Ocak'ta kalan 50 tutuklunun da duruşması görüldü. İki hafta boyunca devam eden duruşmada savunma yapan bütün tutuklular demokratik özerkliği savundu. Mahkemenin bu yüzden kendilerini yargılayamayacağını dile getiren tutsaklar Efrîn'e dönük saldırıları da protesto ederek duruşmada bir gün boyunca savunma yapmadı. Kendilerine yapılan işkenceleri de anlatan tutsakların ve avukatların yaptığı bütün talepler mahkeme heyeti tarafından reddedildi.
 
Geride direniş anıları kaldı
 
Kürt halkının tarih boyunca dilden dile anlatacağı bir direnişe tanıklık eden Selamet, Fehima, Gülçin ve Emire ve niceleri Nusaybin özyönetiminin ne ilk ne de son hayatını kaybeden tanıkları oldu. Kapılarının önünde otururken gelen şarapnel parçası ya da kurşunlar ile hedef alınarak hayatını kaybeden bu kadınlar geride anıları ile boşalan ev ve sokaklar bıraktı.
 
Selamet…
 
5 çocuk annesi Selamet Yeşilmen (44), 11 Kasım 2015 tarihinde Fırat Mahallesi'nde kapısının önünde otururken yapılan tarama sonrası katledildi. Otopsi raporu sonrası vücudundan 6 metal parçası çıkarılan Selamet için kimseden ifade dahi alınmadı. 
 
Fehima…
 
Suya fısıldayan kadınların, tarihin her sihirli cümlesinde ayrı bir öyküsü saklı bulunuyor. Koçer Fehima Akti'nin öyküsü de bu direniş cümlelerinde saklı. 5'inci "sokağa çıkma yasağı" nın konulduğu 7 Aralık 2015 tarihinde evinin kapısında zırhlı araçlardan açılan ateşle katledilen 56 yaşındaki Fehima'nın vurulduğu Dicle Mahallesi'nde o günden bu güne direniş devam ediyor.  Vurulduğu sokağın başında büyüyen TOKİ'lere aldırmayan Fehima'nın anıları halen sokaklarda direnişle yankılanmaya devam ediyor.
 
'Annem dağlara sevdalıydı'
 
Annesi ile birlikte ağır yaralanarak tedavi altına alınan Ali Yüce (38) ise o günlerde verdiği bir röportajda annesini anlatıyor. Fehima'nın dağlara sevdalı bir kadın olduğunu söyleyen Ali, yaz aylarını geçirdikleri yaylalarda yıldızların altında geçen gecelerin, annesinden dinledikleri direniş efsaneleriyle sabaha vardığını söyledi. Ali, "Yazları yaylada, kışları ilçede geçen bir koçer, tüm özgürlük umutlarını heybesinde taşıyan, yüreği dağlarda bir kadındı. Ona da tahammülleri olmadı. Yaylalarımızı da yasaklı bölge ilan ettiler. Sonra köy yakmalar, hep bilindik sürgün hikâyelerinden bizimkisi de. Nusaybin'e yerleştik, oradan buradan aldığımız taşlarla başımızı sokacak küçük bir ev yaptık. Burada da doksanların en amansız zulmüne tanıklık ettik. Hiç bitmedi acı, hiç bitmedi acıya karşı direniş. Dağların koçer kadınını özgürlük kokan sol göğsünden vurdular" dedi.
 
Emire…
 
Emire Gök (39) 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen "sokağa çıkma yasağının" 6'ncı gününde Gırnavas Mahallesi'nde  polisler tarafından rastgele açılan ateşle katledildi.  Göğsüne gelen iki mermiyle katledilen 5 çocuk annesi Emire için ailesinin daha önce açtığı dava ise savcılık tarafından durduruldu. Otopsi raporundan gelen mermilerin tespit edilemeyeceğine karar veren savcılık, dosyayı durdurma kararı almıştı. Karara karşı ailenin mücadelesi devam ediyor.
 
Gülçin…
 
Gülçin Ak (40), bu süreçte Abdulkadirpaşa Mahallesi'nde hasta ablasını ziyaret ederken tankın taraması sonucu yaşamını yitiren sivillerden biriydi. Kardeşinin zile bastığı anda tarandığını dile getiren abla Hafife Yıldırım, "Büyük yasaktan bir hafta önce yaşandı bu olay. O zaman ne yasak vardı ne çatışma ne de bir yürüyüş. Ben hastaydım beni görmeye gelmişti. 7 çocuk annesiydi, suçsuz bir şekilde onu kapının önünde vurdular. Zille bastı ben zile yetişene kadar kardeşimin üzerine bir şarjör dolusu mermi boşaltılar. Şarjör bitmesi ile birlikte biz neden yaptınız dediğimizde 'teknik arıza' dediler. Sadece benim kardeşim değil onun gibi suçsuz onlarca insan Nusaybin'de katledildi. Burada yapılan zulüm ve baskılar hiçbir yerde yapılmadı. Buna kör dilsiz olanlar artık gözlerini açsınlar. Sadece kardeşim için demiyorum onlarca insan katledildi" dedi.
 
Aradan geçen iki yılla rağmen dosyada bir ilerleme olmadığını söyleyen Hafife, failin bulunmasına olan inançlarının olmadığını ama yine de işin peşini bırakmayacaklarını dile getirdi.
 
YARIN: Direnişten sonra yükselen beton yığını TOKİ'ler