Barışa karşı organize edilmiş bir katliam: Yakınları katledilenler anlatıyor (2)

  • 09:07 7 Ekim 2017
  • Dosya
'Katliamın ardından bizi yaşamda tutan dayanışma oldu'
 
Bengisu Kömürcü
 
HABER MERKEZİ - 10 Ekim Ankara katliamında yaşamını yitiren Şirin Kılıçalp’ın ablası Selda Kılıçalp, iki yıldır süren adalet arayışında cezasızlığa dikkat çekiyor. Katliamın ardından eşinin cenaze töreninde yaptığı konuşma ile hafızalara kazınan Emel Kitapçı ise, mücadelenin tarihler boyunca süreceğini belirterek, “Yeniden barış, yeniden dayanışma, yeniden adalet” diyor.
 
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla 10 Ekim 2015’te Ankara Garı’nda gerçekleşecek Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne yönelik DAİŞ’li iki canlı bomba tarafından yapılan katliamın üzerinden iki yıl geçti. Bu iki yılda katliamın DAİŞ ve devlet odakları işbirliğinde organize bir şekilde gerçekleştiği de belgelenmiş oldu. Kürdistan’ın ve Türkiye’nin birçok ilinden o gün Ankara’ya gelenler arasında tam 102 insan katledildi, binlerce kişi de yaralandı. 
 
Bunlardan biri olan Şirin Kılıçalp’dı. İki arkadaşıyla birlikte Ankara’daki mitinge katılmak için yola koyulmuştu.  Katliamda yaşamını yitiren Şirin, Türkçe öğretmeniydi. Konya’nın Kulu ilçesinde 1982 yılında dünyaya gelen ve Gazi Üniversitesi Türkçe bölümünden mezun olduktan sonra iki yıllık ücretli öğretmenlik döneminden sonra kadrolu olarak İstanbul’da bir okulda görev yapmaya başlayan Şirin, aynı zamanda Kürt Enstitüsü’ne giderek Kürtçe dil eğitimi almıştı. 
 
'Şirin sevgi saçardı'
 
Katliamın ikinci yılında JINNEWS’e konuşan ablası Selda Kılıçalp, Şirin'in sevgi dolu bir insan olduğunu söyleyerek, "Şirin çevresine, kendisine, insanlara, ailesine her yere sevgi saçan bir insandı. Haksızlığa dayanamayan, sürekli karşı koyan biriydi. O kadar çok iyi, güzel özelliği var ki" diyor.
 
'Yaşamak için yaşıyoruz'
 
Katliamın ardından iki yıldır hep eksik kaldıklarını ifade eden Selda, "Bizim hayatımız ikiye ayrıldı. Şirin'den önce ve sonra var artık hayatımızda. Öncesi mutlu, sonrası hep eksik, tat alamadığımız, öylesine yaşadığımız bir hayat. Hayatın gerçeğinin ölüm olduğunun farkına vardığımız bir yaşam yaşıyoruz. İki sene geçmiş olmasına rağmen acımız hâlâ taze, eksikliği çok fazla. Şuan yaşamak için yaşayan insanlarız" diye ekliyor.
 
'Adaletin yerini bulacağına inanmıyorum'
 
Ankara katliamı davasının devam ettiğini ancak davadan bir sonuç çıkacağını düşünmediğini belirten Selda, şöyle devam ediyor: "Aile olarak uzakta olduğumuz için davaya çok katılım sağlayamadık. Davayı sosyal medyadan ve orada bulunan arkadaşlarımızın aktarımlarından takip ediyoruz. İçimizi ferahlatacak, suçlulara ceza çıkacak bir sonuç beklemiyorum. Adaletin yerini bulacağına inanmıyorum.”
 
'Şirin herkesi eksik bıraktı'
 
Selda’nın son sözleri ise şunlar oluyor: "Bir şey yapamamanın verdiği bir huzursuzluk var benim içimde. Benim yerimde Şirinim olsaydı eğer daha farklı bir mücadele yürütürdü eminim. Bunun mutsuzluğu var yüreğimde.”
 
Emel Kitapçı: Dayanışma yaşam biçimidir
 
Ankara katliamında yaşamını yitiren Ali Kitapçı'nın eşi Emel Kitapçı ise, cenaze töreninde çocuğuna sarılırken bir yumruğu havada fotoğrafıyla hafızalara kazınmıştı. Katliamın ardından en çok güç alınan isimlerden olan Emel, iki yılın ardından yine dayanışma duygusunun çok önemli olduğuna vurgu yapıyor: 
 
"Dayanışma zaten bizim düşlerimizde olan bir yaşam biçimidir. Hedeflenen yaşam biçimi dayanışmadır. Bizlerin hayata tutunması, mücadele ederken dayandığımız dayanışmadır. 10 Ekim gibi veya diğer katliamların ardından insanı yaşamda tutan dayanışma oldu. Tek başına olduğunu hissetmemek... Yaşama dair ne varsa beraber yaşama, sevinci acıyı beraber yaşayarak dayanışma.”
 
'Tüm dünya için esas olan barıştır'
 
“İlk gün ne söylediysem yine aynı sözleri söylemeye devam ediyorum” diyerek, şöyle devam ediyor Emel: "Bu topraklarda o günden bu güne bir şey değişmedi, olumsuzluklar katlanarak devam etti. İyiye giden bir şey olmadı. Bu ülkenin en temel talebi barıştı. Barışın olduğu yerde özgürlük, demokrasi gelir. Var olan her şey ona göre konumlanır, tüm dünya için esas olan barıştır.”
 
'Mücadele tarihler boyunca sürecek'
 
Mücadelenin tarihler boyunca süreceğini ve toplumsal yaşam devam ettikçe değişim ve dönüşümlerin olacağını vurgulayan Emel, "Kimi zaman bu mücadelede sayımız fazla olabilir, dönem dönem az kişi olabiliriz ancak mücadele sürmeye devam edecektir. Ben de o günden bugüne duygu anlamında değişen bir şey olmadı. Yeniden barış, yeniden dayanışma, yeniden adalet diyorum" diye ekliyor. 
 
'Artun dayanışma ile yaşama tutundu'
 
Emel son olarak, birlikte hafızalara kazındığı çocuğu Artun Siyah'tan bahsediyor: 
 
"Bu ülkede babası katledilmiş bir çocuk ne hissettiyse oğlum aynı şeyleri yaşıyor. En başından dayanışma dedik, Artun bu dayanışma ile yaşama tutundu. Evet kötü insanlar var ama iyi insanlar da var çocuklar bunu görmeli. Artunlar bunları görerek iyi olacaklar. Yaşama sağlıklı bakabilmeleri için dayanışmaya ihtiyaçları var.”
 
YARIN: Katliamın ikici yılında sağlanamayan adalet…