Eğitimin 15 yılı: Dindar nesil projesi kayıp nesil yarattı (2)

  • 09:02 3 Ekim 2017
  • Dosya

'Eğitimde tehlikeli bir sürece girildi'

 
Zülal Koçer
 
İSTANBUL - Eğitim Sen İstanbul 7 No'lu Şube Örgütlenme Sekreteri Eren Ertil son 15 yıl içerisinde eğitimde yaşanan değişimlerle beraber tehlikeli bir sürece girildiğini söyledi. 
 
Türkiye'de uygulanan 4+4+4 sistemi sonrasında alınan kararlarla eğitimdeki değişimler son 15 yıl içerisinde önemli oranda değişti. 2012 yılında zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması ile yeni bir döneme girilirken, eğitim müfredatı da sürekli değişim halinde oldu. Neredeyse hemen her okulun İmam Hatip Lisesi’ne dönüştürülmesi, dini derslerin sayısının arttırılması ve cinsiyetçi, militarist ifadelerle hazırlanan müfredata tepkiler gelmeye devam etse de, hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı ‘dindar nesil yetiştirme’ konusunda kararlı. 
 
Bu kararlılığa karşı asıl kararlılığı ise öğrencilerinin ‘kayıp nesil yetiştirme’ arzusuna kurban edilmesine karşı olan eğitimciler gösteriyor. 
 
'Bilimsel kuram ve teoremler kaldırıldı'
 
Eğitim Sen İstanbul 7 No'lu Şube Örgütlenme Sekreteri Eren Ertil,  yeni müfredatta bilimsel kuram ve teorilerin kaldırılması gibi birçok alanda değişikliğe gidildiğini kaydederek, aynı zamanda, tarih, felsefe ve edebiyat alanlarında da birçok konuya yer verilmediğini ifade etti. Eren, Din Kültürü Dersindeki değişimlere dikkat çekerek, "Din Kültürü Dersine iki terim getirildi. Bunlardan biri de muamelat ve ukabattır. Muamelat, şeriat düzenini sağlamak anlamına gelirken, yine derse eklenen cihat terimi çok tepki gösterildiği için kaldırıldı ve yerine ona benzer terimler getirildi" diye belirtti. 
'Kahraman olma merakı'
 
Yeni eğitim sisteminin Türk ve İslam kültürü üzerinden devam ettiğini belirten Eren, müfredatta "Kurtuluş savaşında yaralılara yardım eden neyse 15 Temmuz'da yaralılara yardım eden de aynıdır" gibi söylemlerinin yer aldığını ifade etti.
 
Eren, "Bunların hepsi totaliter sistem içerisinde kahraman olma merakından dolayı 15 Temmuz'u bir kırılma noktası olarak görüp kendini kahramanlaştırma hikayesidir. Bu kahramanlaştırmanın sonucu olarak yapılmak istenen bu durumu özendirmek, insanlarda savaşma, din, devlet ve bayrak duygularını körüklemektir" dedi. 
 
'Tehlikeli bir süreç'
 
Yeni eğitim sisteminde AKP hükümetinin kendi ideolojisini derslerde işlediğini ifade eden Eren, bunların içerisinde en önemlisinin de dinin kullanılması olduğunu söyledi. Eren bu sistemle beraber, çocuk yaşta evlendirilmelerin de artacağına işaret ederek tehlikeli bir sürecin içerisinde olunduğunun altını çizdi. 
 
Eren, bu sisteme karşı mücadeleye devam edeceklerini söyledi. 
 
'AKP gelecek kaygısını ranta dönüştürdü'
 
Eğitim Sen İstanbul 3 No'lu Şube Başkanı Ayfer Koçak ise eğitimin rant alanına dönüştürüldüğünü belirterek, AKP hükümetiyle birlikte rantın daha fazla yayıldığını söyledi. Ayfer, "AKP önce üniversite düzeyindeki insanların gelecek kaygılarını ranta dönüştürdü. Benzer yöntemlerle, dershanelerin kapatılmasıyla devam eden bir süreç yaşandı. Aslında bu, eğitimde özelleştirme adı altında karşımıza çıkan bir süreçtir. Temel lise adı altında öğrencilerin özel liselere gönderilmesi teşvik edildi. 4+4+4 sistemi de bu süreci hızlandıran ve merkezinde duran bir yöntem oldu" diye konuştu. 
 
'Devlet özel okulları teşvik ediyor'
 
Türkiye genelinde öğrencilerin yarısının özel okullara gönderildiğini söyleyen Ayfer, bunun ne anlama geldiğini şu sözlerle dile getirdi: "Biz teknik olarak parasız sağlık, parasız eğitim, nitelikli sağlık ve nitelikli eğitim dedik. Ancak, insanlar alacakları eğitimin ya da sağlık hizmetinin ödemelerini doğdukları andan itibaren ödemeye başlıyor. Ödediğimiz elektrik faturasından aldığımız ekmeğe, yaptığımız bütün harcamalara kadar her gün vergi ödüyoruz. Bu vergiler bize eğitim ve sağlık alanından geri ödenmek üzere alınan paralar. Bizim beklentimiz parasız ve nitelikli eğitim için ödediğimiz vergilerin hizmetlerinin alınabilmesini sağlamak. Ama devlet verilen vergilerle özel okulları teşvik ediyor. Bu şekilde başka sermayeleri güçlendirmek istiyor."
 
'MEB - Ensar protokolü endişe verici'
 
Eğitimdeki sistemsel değişimlere değinen Ayfer bunlardan birinin de cinsel istismar davalarıyla gündeme gelen Ensar Vakfı gibi kurumların MEB ile yaptığı protokole işaret etti. Bu durumun endişe verici olduğunu kaydeden Ayfer, "Bu tür örgütler, eğitime katılarak, orada kendilerine eleman yetiştirme noktasında rahat davranabiliyor" dedi. 
 
Eğitimde ticarileşme, gericileşme ve cinsiyetçileşmeye karşı veliler ile yapılacak çalışmalardan söz eden Ayfer son olarak bunun için çeşitli toplantı ve seminerler düzenleyeceklerini söyledi.
 
Yarın: Velilerden tepki: Yap boz tahtası gibi bir eğitim sistemi