Devrimin sırrı: Jin jiyan azadî (1)

  • 09:08 17 Kasım 2022
  • Dosya
 
Kadın devriminin sihirli formülü
 
HABER MERKEZİ - Bu yıl kadınlar her yerde 25 Kasım’ı “Jin jiyan azadî” sloganı ve kadın devriminde ısrar ile karşılarken,  PKK Lideri Abdullah Öcalan yıllar önce kadınlara “Özgür veya ‘Jin jiyan azadî’nin sihirli formülünü öğretmeye ve temsil etmeye devam etmelisiniz” mesajı verdi. 
 
Kürt kadın Jîna Emînî’nin İran rejim güçleri tarafından katledilmesinin ardından Rojhilat ve İran kentlerinde iki ayı aşkın süredir kadınlar öncülüğünde halk sokaklarda. Eylemlerde Kürt kadınların “Jin jiyan azadî” sloganları dile getiriliyor. Kürdistan’ın kuzeyinden başlayıp, Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye’ye ardından Rojhilat ve İran’a oradan da dünyanın birçok ülkesine yayılan bu slogan artık bir felsefeye dönüşerek içinde bulunduğumuz yüz yılın bir kadın devrimi olacağının da simgesi olmuş durumda. 
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün karşılandığı bu günlerde “Jin jiyan azadî” diyerek kadınlar yeniden alanlara çıkıyor. Kürt kadınlarının yıllardır dile getirdiği bu sloganın kaynağı daha çok araştırılmaya başlanırken, gözler bir kez daha PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kadının yaşam ve özgürlük ile bağına çevrilmiş durumda. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan, 1980’lerden bu yana kadın, yaşam ve özgürlüğü vurgular yaparak, kadın özgürlüğünün toplumsal özgürlüğün de kaynağı olduğunun altına çizer.  
 
Yaşamın ayrılmaz parçası
 
Abdullah Öcalan, Nisan 1989 tarihli bir değerlendirmesinde, “Her zaman söylerim; kadın yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Ama sadece objektif bir parçası değil, bilinçli, kararlı bir öznesi olmayı da sağlamalıdır. Bu anlamda yalnız sizler için de çözüm geliştirmiyoruz, toplumun tümü bu konudaki özgürleşmeye şiddetle muhtaçtır. Siz bu alandaki özgürleşmenin öncülerisiniz. Görevler son derece dayatıcıdır, oldukça önem vermeniz gerekir” diyerek kadın ve yaşamın bağına vurgu yapıyor.  
 
Jiyan…
 
Kadınların yaşama öncülük etmeleri gerektiğine ilişkin de Abdullah Öcalan Haziran 1994’te “Bizde adı nedir? Jiyan (Yaşam). Siz neye döndürmüşsünüz? Mirin, ketin (ölüm, düşüş). Bunu değiştirmek gerekir. Bu işe öncülük etmelisiniz değil mi? Erkekler size hayran olsun. Birkaç savaşı başarmaya güç getirecek kadar ilişkileriniz, buna yön verecek kadar olmalısınız” değerlendirmesi yapıyor. 
 
Yaşam kadının adıyla özdeş
 
Abdullah Öcalan, 1996 yılındaki bir değerlendirmesinde de kadın ve yaşama ilişkin şunları belirtiyor: “Bu büyük umudu, en başta bu kahraman şehitlerimize borçlu olduğumuzu söylemeliyiz. Yine en başta da bizde yaşam kadın adıyla da özdeşleştirilmiştir. Bugünlerde dört tane Kürdistanlı kızın kendini yakması da vardır. Zekiyeler, Rahşanlar, Bêrîvanlar, Ronahîler, “jin”ı “jiyan” haline getirmenin de en büyük adıdırlar. Kadın her zamankinden daha fazla yaşamın güçlü bir tarafı olarak bu savaşta yerini bulmaktadırlar. Ve bu kahraman kadın şehitlerimizi, bu büyük Newroz şehitlerini, yaşamın bu güçlü kararlarını selamlamadan yaşamı anlamak, hakkını vermek de mümkün değildir.”
 
Uçurumu kapatıyoruz
 
Şubat 1998’de “Halkımızın tarihinde kadınla yaşamın kelimesi aynıdır. Ama şimdilere doğru geldiğimizde, birbirilerine en zıt iki kelime haline geldi. Biz bu uçurumu tekrar kapatıyoruz. Yani ‘jin û jiyan’ı artık birleştiriyoruz. Bu güzel bir gelişmedir. Bugün dolayısıyla bu gelişmeyi bütün kadınlarla kutluyorum ve sürekli başarılar diliyorum” değerlendirmesi ile Abdullah Öcalan, günümüzde kadın ve yaşam arasına bir uçurum oluştuğunu, ancak kendilerinin bunu tekrar kapattıklarını söylüyor.
 
Tarihin başlangıcındaki en görkemli kişilik
 
Mart 1998’de de “Gerçeğimizde kadın ve yaşam aynı kelimeyle adlandırılır. Ulusal gerçeğimizde, ‘jin û jiyan’ (kadın ve yaşam) gerçeğimiz birlikte değerlendirilir” diyen Abdullah Öcalan, kadının yaşam ve özgürlüksel çıkışla bağını şöyle kuruyor: “Ama gördüğünüz gibi birbirlerinden en çok kopan iki kelime varsa günümüzde, o da budur. Kadın ve yaşam, maalesef yüzyılların istila ve işgalleriyle birlikte toplumsal düşüş, kadını yaşamın unutulduğu noktaya, yaşamı da cehenneme çevirmiştir. Tarihin başlangıcındaki en görkemli kadın kişiliği; toplumu, üretimi, evcilleştirmeyi bir sanat haline getiren ve kendini ilk tanrıçalar olarak ortaya koyan bu kültür, günümüzde tam bir baş belası haline dönüştürülmüştür. Bunu her şeyden önce bilmek gerekiyor. Eğer yaşam olacaksa kadınla olur ve kadının da özgürlüksel çıkışıyla ancak bu gerçekleştirilebilir. Bunu sıradan bir cümle olarak kullanmıyorum. Aksi halde yaşam olmaz, aksi halde insan olunamaz.”
 
Özgür kadın güneş gibi doğar
 
Mart 2013 yılında İmralı’da görüşmede de Abdullah Öcalan, kadın ve yaşamın anlamına ilişkin şöyle diyor: “Kadın özgürlükçüsü olmak lazım. Kadına biçim vermeyi ahlaksızlık sayıyorum. Kadının ‘xweda’sı (Yaratan/tanrı) gerekir. ‘Xweda’ kendi kendini doğurmadır. Özgür kadın bir güneş gibi doğar. ‘jin, jiyan’ kelimeleri çok anlamlıdır. Kadınlar kudretli, özgür ve karar sahibi olmalı. Kadınlar bana müthiş bağlılar. Bu kadar bağlı olmayın. Yüzde yüz bana bağlı kadın olmaz. Kadın değerli bir varlık. ‘jin, jiyan’ kelimeleri bunun için değerlidir.”
 
Sihirli formül
 
Abdullah Öcalan, Haziran 2013’te ise “sihirli formül” olarak tanımladığı “Jin jiyan azadî” sloganına ilişkin “İçinde bulunduğumuz yaşam koşulları ve biçimi sınır tanımaz kadın köleliği ve çirkinliğine en büyük darbedir. Benim için de gerçek bir gurur kaynağıdır. Önemli olan, birey ve kurum olarak bu yaşam biçiminin özünü nasıl dolduracağınızdır. Bence erkeğin müdahalesizliğinin azami sağlandığı koşul ve formasyonunuz işin sırrını teşkil etmektedir. Erkeğe de o koşul altında en başarılı yanıtı veriyorsunuz. Bazıları çokça kadın ihtiyacı ve aşkından bahseder. Ama gayet iyi farkındasınız ki, bunlarda gerçek kadına yönelik aşka ne cesaret ne de bunun bilinci ve güzelliği vardır. İhtiyaç ve aşk dedikleri ilkel güdüleri aşmıyor. Ama bununla da aşk gerçekleşmez, ancak öldürülür. Tanrıların bütün kitapları Adem’den beri bu aşkın öldürme hikayeleriyle doludur. Fakat sizler yine de özgür veya ‘Jin jiyan azadî’nin sihirli formülünü öğretmeye ve temsil etmeye devam etmelisiniz” diyor.