Hasta Tutsaklar-5 | Rojbin Çetin tedavi edilmiyor

  • 09:01 21 Ocak 2022
  • Dosya
 
Hikmet Tunç 
 
VAN - Ağır hasta tutsak Sevil Rojbin Çetin ile hem dışarıda hem de cezaevinde birlikte kalan yerine kayyım atanan HDP eski Erciş Belediye Eşbaşkanı Diba Keskin, “Cezaevindeki tüm hasta tutsakların bir an önce serbest bırakılması gerekir. Rojbin ve tanımadığımız onlarca hasta tutsak arkadaş için ciddi anlamda bir mücadele yürütülmesi gerekiyor” dedi. 
 
İmralı Cezaevi başta olmak üzere Türkiye ve bölge cezaevlerinde kalan tutsaklara yönelik hak ihlalleri, derinleşen tecritle beraber artmaya devam ediyor. Tutsaklar cezaevi yönetimleri tarafından uygulanan hak ihlallerine her geçen gün arttığını dile getirse de yetkililer buna karşın sessizliğini sürdürüyor.
 
Bin 605 ağır tutsak var
 
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre cezaevlerinde bin 605 ağır hasta tutsak bulunuyor. Hasta tutsakların tahliyeleri ise Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) verdiği “cezaevinde kalabilir” raporları ya da savcılık engeline takılıyor. Son 6 yılda “veda” hakkı bile tanınmayan en az 103 tutsak, 2021 yılında ise 64 tutsak cezaevinde yaşamını yitirdi. Son birkaç ayda ise Garibe Gezer, Abdurrezak Şuyur, Halil Güneş, Bangin Muhammet, İlyas Demir ve Vedat Erkmen cezaevinde yaşamını yitirdi. 
 
İnfaz yakma
 
2021 yılı başında yürürlüğe giren yasayla cezaevlerinde oluşturulan İdare Gözlem Kurulları ile politik tutsakların infazlarını yakmak için halay çekmek, türkü söylemek sebebiyle açılan disiplin soruşturmaları, tutsak edilmeden önce yapılan sosyal medya paylaşımları dahi infaz yakma gerekçesi olarak kullanılıyor. Gözlem kurulları aracılığıyla tutsaklara “pişmanlık” dayatılırken, tutsakların görüştüğü, mektuplaştığı kişiler, okuduğu kitaplar, yazdığı dilekçeler, ALES’e girmemesi, keyfi verilen disiplin cezaları ve bağımsızlar koğuşuna geçmeme kararı dahi  “uygun halli olmadığı”na gerekçe gösterilerek tahliyeleri engelleniyor. 
 
15 Nisan 2020’de kadınlar başta olmak üzere birçok kesimin ve kamuoyunun tepkisine rağmen İnfaz Yasası, AKP ve MHP oylarıyla TBMM’de kabul edilerek, yürürlüğe girdi. Düzenleme ile birlikte 90 bin kişinin tahliyesinin önü açıldı. Bu düzenleme gazetecileri, siyasi tutsakları, hak savunucularını ve hasta tutsakları kapsamadı. Kamuoyunda son süreçte birçok kesim hasta tutsakların durumuna dikkat çekse de hükümet yetkilileri sessizliğini koruyor. 
 
Acil tahliyesi istenen 5 kadın tutsak bulunuyor 
 
Cezaevinde infazı yakılan ve ağır koşullarda tutulan hasta tutsaklar için “Adalet Nöbeti”nde olan tutsak yakınları, 4 Ocak’ta Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyaret esnasında siyasi partiler başta olmak üzere Sivil Toplum Kuruşlarına (STK) 11 sayfa ve 6 temel başlıktan oluşan bir dosya sundu. Söz konusu dosyanın 4 sayfalık ekinde “acil tahliyesi gereken” 38 ağır hasta tutsak hakkında bilgilere yer verildi ve tutsakların serbest bırakılması istendi. Acil tahliyesi istenen 38 tutsak içinde Rojbin Çetin, Semire Direkçi, Muhlise Karagüzel, Şivekar Ataş ve Fatma Özbay isimli 5 kadın tutsak bulunuyor. 
 
Bu kapsamda 5 kadın tutsağın yaşamı, cezaevi mücadelesi ve hastalıklarına dair hazırladığımız dosyamız son bölümünde 2020 yılında tutuklanan kanser hastası TJA aktivisti Rojbin Çetin’in yaşamına yer veriyoruz. 
 
1999'da Demokratik Halk Partisi (DEHAP) ile siyasete giren Rojbin,  Demokratik Özgür Kadın Hareketi'nde kadın hakları alanında çalışmalarda bulundu. 2010'da İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şube Sekreteri olarak çalıştı. Van Bostaniçi Belde Belediyesi'nde belediye başkan danışmanlığı görevini yürüttü. 2014 yılında Barış ve Demokrasi Partisi’nden (BDP) Edremit Belediye Eşbaşkanı seçildi. 
 
Köpekli işkenceye maruz kaldı 
 
Bir dönem Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) yönetimindeki Bostaniçi Belediyesi’nde sosyolog olarak görev yapan Rojbin, Tevgera Jinen Azad (TJA) aktivistliği, belediye eşbaşkanı olarak Kürt kadın hareketinin birçok pozisyonunda hep en ön saflarda yerini aldı. Sistematik baskı politikalarına rağmen kadın özgürlük mücadelesinde ısrar eden Rojbin, 2020 yılında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Yerel Yönetimler Kurulu’nda görev yürütürken Diyarbakır’da kaldığı eve polislerce yapılan baskında “köpekli işkenceye” maruz kaldı. Ev araması sırasında "evin 5'inci katta olsaydı, aşağı atlamış olurdun” sözleriyle tehdit edilen Rojbin gözaltına alındıktan sonra “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Tutuklandıktan sonra Mardin Cezaevi’nde gönderilen Rojbin bir süre sonra Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi. 
 
Rojbin’in maruz kaldığı işkence sonrası Diyarbakır'da bulunan 11 hak örgütü, köpekli işkence ile ilgili soruşturma talebinde bulundu. Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG) oluşumu ve birçok kadın örgütü Kürt kadın hareketine yönelik saldırılara karşı cevaplarının kadın dayanışması olduğunu söyleyerek, işkencecilerin yargılanmasını istedi, ancak buna dair bir soruşturma yürütülmedi. 
 
Rojbin’in cezaevi koşullarından dolayı sağlığı her geçen gün kötüye gidiyor. Rektal kanama sorunu olan Rojbin uzun süreli kanamalardan dolayı bağırsak kanseri riski ile de karşı karşıya. Bu tarz şikayetleri olanlara dönük “kolonoskopi” işleminin yapılması ve tedavi sürecinin yürütülmesi gerekirken, cezaevinde bulunan Rojbin bu tedaviye erişemiyor. Rojbin, daha önce de safra kesesindeki polipler (tümörler) nedeniyle ameliyat geçirdi. 
 
Rojbin ile hem dışarıda hem de cezaevinde birlikte mücadele yürüten Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Erciş Belediye Eşbaşkanı Diba Keskin’den dinliyoruz. 
 
‘İnsanları çok önemsiyor’
 
Rojbin ile birlikte 2007 tarihinde Van’da Aysel Tuğluk’un bağımsız milletvekili adaylığı için aynı alanda çalıştıklarını söyleyen Diba, Rojbin ile Tuşba ilçesine bağlı 93 köyü, 28 günde, 3 kez; ev ev sokak sokak gezdiklerini kaydetti. Rojbin’in çalışma sırasında kendisini gözlemlediğini ve kendisi hakkında, “bu arkadaşı kazanmalıyız” sözlerini sarf ettiğini belirten Diba, “Rojbin mütevazi, sizinle konuşurken gözlerinizin içine bakan, hassasiyete göre yaklaşımı, sizi önemsemesi onda benim en fazla dikkatimi çeken özelliklerdi. Ardından, Kent Konseyine geçtim. Birlikte birçok programa katılıyorduk. Oradan Rojbin arkadaşı tanıdım. 2013 yerel seçimlerinde Erciş Belediye Eşbaşkanı adayıydım. O da Edremit Belediye Eş Başkanı adayı olarak girdi. Büyük oy farklarıyla seçimi kazandık” dedi.  
 
‘Sabah çalışmalara katılıyordu akşam ilaç alıyordu’
 
Edremit Belediye Eşbaşkanı sürecinde Rojbin’in “kemoterapi” tedavisi gördüğünü dile getiren Diba, Rojbin’in gündüz çalışmalarda yer aldığını akşam ise kemoterapi ilaçlarını aldığına dikkat çekti. Diba, Rojbin’i şu sözlerle anlattı: “Bu durumunu bilen iki üç kişiden biriydim. Onun bu yaklaşımı, ona inanılmaz derecede sevgi ve saygı duymama neden oldu. Çalışıyordu, yoruluyordu, üstüne gidip kemoterapi tedavisi görüyordu. Buna rağmen hiçbir çalışmadan geri durmuyordu. Hiçbirimizden daha az çalışmıyordu. Beden yüküne, rahatsızlığına rağmen hepimizden daha fazla çalışıyordu diyebilirim. Siyasete atılmamda aktif bir şekilde rol oynadı ve bana ‘yapabilirsin, senin insan ilişkilerin güzel. Kadınların çektiği sorunları biliyorsun, onlara itina ile yaklaşıyorsun. Neden yapmayasın, neden kadınlar aktif olarak siyasette yer almasın?’ diye kızıyordu.”
 
‘Onun desteği ile üstesinden çıkabiliyordum’
 
Eş başkan seçildikten sonra birbirleri ile daha fazla zaman geçirme fırsatı yakaladıklarını aktaran Diba, “Belediye çalışmalarında, ortak toplantılarda daha çok görüşmeye başladık. Ben belediye sorunlarının yüzde 90’nını ona danışırdım. Onun yol arkadaşlığıyla desteğiyle üstesinde çıkabiliyordum. Sadece bana karşı değil tüm arkadaşlarla dayanışma içindeydi. O çalışma hayatımda yoldaşlıktan çok  ‘bir fener gibidir’. İyilikte, sevgide;  fırtınalarda yolunu kaybetmiş bir fener gibidir” şeklinde konuştu. 
 
Cezaevi süreci…
 
Belediye Eşbaşkanı olduğu süre zarfında Rojbin ile gözaltına alındığını ve 2015 tarihinde tutuklandıktan sonra Rojbin ile Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde kaldığını dile getiren Diba, Rojbin’in hayata itinayla yaklaştığını kaydetti. Diba, Rojbin ile cezaevi sürecini ise şöyle anlattı: “Bazen rüzgarın savurduğu böcekler havalandırmaya düşerdi. Böceği oradan kurtarmak için elimizden geleni yapıyorduk. Çünkü biliyorduk bizler o dört duvar arasında çıkamayız. Ama o böceklerin savrulduğu havalandırmadan yüksek duvarlara rağmen kurtulması için elimizden geleni yapıyorduk. Bazen iç çekişmelerim olduğunda ‘neden yazmıyorsun’ diyordu. Cezaevinde kaldığımız süreçte Rojbin ile birlikte okuma günleri düzenlemiştik. Kürt yazarların kitaplarını okuyorduk. Her birimiz her gece o eseri okuyor diğerleri de dinliyordu. Onunla 8 ayım böyle geçti. Çok güzel bir süreçti. Sorun ve sıkıntılarımızı masaya yatırarak kendimizi açarak anlatmıştık. Dört duvar bu beraberlikle ortadan kalkmıştı.” 
 
‘Sağlık sorunları ile gündeme gelmek istemiyor’
 
Rojbin’in sağlık sorunları ile gündeme gelmek istemediğine vurgu yapan Diba, “Cezaevi ortamında sağlık durumu giderek kötüleşiyor. Yemeğine dikkat etmesi gerekir ama tedaviye uygun beslenme hakkı sağlanamıyor. Rojbin’in kuru gıda ve bakliyat yememesi gerekiyor daha çok sebze yemeği tüketmesi gerekiyor çünkü bunları yiyince rahatsızlanıyordu. O rahatsızlanınca onun duyduğu acıyı hissediyorduk. Tüm sorunlarına rağmen bizim onun yemeğini  gündemleştirmemizi istemiyordu. Sağlık sorunlarından dolayı iyi beslenmesi gereken Rojbin için arkadaşları olarak kantinden ona özel bir şey almak istediğimizde bizi uyararak; ‘Beslenmemi sakın gündem yapmayın. Kesinlikle bana özel bir şey almayın’ derdi. En fazla yediği üç kaşık yemekti. Bu nedenle günden güne zayıflıyordu” diye konuştu. 
 
‘Ciddi bir mücadele verilmeli’
 
Hasta tutsakların durumunun giderek kötüleştiğini kaydeden Diba, “Ağır hasta tutsaklar için daha ağır bir süreç söz konusu. Cezaevindeki tüm hasta tutsakların bir an önce serbest bırakılması gerekir. Rojbin ve tanımadığımız onlarca hasta tutsak arkadaş için ciddi bir mücadele yürütülmesi gerekiyor”